Duygusal tükenmişliği nasıl önleyebiliriz?

Duygusal tükenmişliği nasıl önleyebiliriz?
Duygusal çöküntü/tükenmişlik terimi ilk kez 1974 yılında Almanya doğumlu Amerikalı psikolog Herbert Freudenberger tarafından kullanıldı.

Kaygılı, tedirgin, stresli ve tükenmiş mi hissediyorsunuz?

Eskiden zor gelmeyen işler, üstünüze mi gelmeye başladı?

Ev hayatının yükümlülükleri çok fazla ve bunun sonu hiç gelmeyecekmiş gibi mi geliyor?

Böyle hissediyorsanız, ruhsal çöküntü yaşamaya yakın olabilirsiniz.

Ama korkmayın. Birçok kişi bu dönemde ruhsal olarak zorlanıyor.

Dr. Radha Modgil duygusal tükenmişliği fark etmenize ve üstesinden gelmenize yardımcı olacak bazı tavsiyeler verecek.

Duygusal tükenmişlik nedir?

Radha Modgil hayattaki büyük değişimlerin tükenmişlik hissine neden olabileceğini söylüyor.

Duygusal çöküntü/tükenmişlik terimi ilk kez 1974 yılında Almanya doğumlu Amerikalı psikolog Herbert Freudenberger tarafından kullanıldı.

Freudenberger bu terimi, kişinin mesleki yaşamının neden olduğu, "kendini kanıtlama zorunluluğu" da dahil birçok farklı aşaması olan "ruhsal ve fiziksel yorgunluk" olarak tanımladı.

Dr. Radha Modgil ise bugünlerde ise duygusal çöküntüyü "Hayatın zorluklarıyla baş edemeyecekmişiz hissi yaratan, çok fazla ve uzun süren stres durumu" olarak tanımladığımızı söylüyor.

Dr. Modgil'e göre bu stres faktörleri sadece mesleki yaşamdan değil, hayatın herhangi bir alanından kaynaklanabilir.

Duygusal tükenmişlik nasıl hissettirir?

Dr. Modgil duygusal tükenmişliği, telefon pilinin şarjının bitmesine benzetiyor.

Yani hayat size çok yormuş ve şarjınız bitmek üzereymiş gibi hissedebilirsiniz.

Belki de normalde hayatın zorluklarıyla ve stresle kolay baş eden birisiniz ama şu anda bunda zorlanıyorsunuz.

Dr. Mogdil, bunun, duygu pillerinizden birinin şarjının bitmek üzere olduğunun işareti olabileceğini söylüyor.

"Şöyle düşünün; işe ve eve ayırdığınız ayrı pilleriniz var. Biri tükenmek üzereyken diğerinin şarjı hâlâ doluysa, muhtemelen devam edecek gücü kendinizde bulursunuz. Ama ikisinin birden şarjı bitmek üzere ve yedek enerji kaynağınız da yoksa, o zaman sorunlar baş gösterebilir."

"Duygusal pilimiz dikkat ister. Aynı telefonu şarj ettiğiniz gibi, kendinize şunu sormalısınız: Kendimi nasıl şarj edebilirim?"

Nedenleri neler?
Dr. Modgil hayatınızdaki büyük değişiklik ya da olayların, duygusal çöküntüye neden olabileceğini söylüyor.

Maddi sıkıntılar, ilişki sorunları, hatta ev değiştirme, işten çıkarılma ya da sınav stresi bunlara örnek olabilir.

Peki kendimizi duygusal çöküntüden ve tükenmekten nasıl alıkoyabiliriz?

Duygusal tükenmişliği önleyebilmek için için bazı öneriler:

  • Kendinizin şefkatli bir dinleyicisi olun: Günde en az 20 dakikayı durup kendinizi dinlemeye, duygularınızla bağ kurup kendinizi anlamaya ayırın - ve kendinizi yargılamayın.
  • İyi giden şeylere odaklanın: Eğer ev yaşamınız iyi fakat iş yaşamınız kötü gidiyorsa, evdeki iyi anları çoğaltmaya çalışın. İyi hisler, enerjinizi yükseltmeye yardımcı olur.
  • Size iyi hissettiren arkadaşlarınızla buluşun. Kuvvetli ilişkiler, zorluklarla baş etme kabiliyetinizi geliştirir.
  • Sık sık egzersiz yapın.
  • Keyif aldığınız aktiviteleri yapın ve bunları öncelik haline getirin. Bu sevdiğiniz bir komedi programını izlemek bile olabilir.
  • Sevdiğiniz müziği dinleyin. Müzik parasempatik sinir sistemimizi etkiler ve bizi rahatlatır.
  • Uykuya yeterli zamanı ayırın. Amerikan Uyku Derneği, günde 8 saatten az uyuyan yetişkinlerin stres oranının daha yüksek olduğunu söylüyor. Yetersiz uyku, ruh halimizi ve zorluklarla başa çıkma yeteneğimizi etkiliyor.
  • Bu tavsiyeleri günlük hayatınızın bir parçası ve rutininiz haline getirin.

Dr. Radha Modgil bu önerilerle birlikte, günlük olarak "duygusal pilimizi doldurmaya" öncelik vermemizin, ruh sağlığımız üzerinde çok olumlu etkileri olabileceğini söylüyor.

Bu makale BBC Ideas'tan alınmıştır.

Bu haber toplam 31694 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.