DÜŞÜKLER KADINDA SUÇLULUK DUYGUSUNA NEDEN OLUYOR

DÜŞÜKLER KADINDA SUÇLULUK DUYGUSUNA NEDEN OLUYOR
Düşüklerin kadın psikolojisine olumsuz etkisi hakkında bilgi verdi ve çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere tavsiyelerde bulundu.

Düşük, hamileliğin 20. haftadan önce kendiliğinden sonlanmasıdır. Anne karnında gelişmekte olan bebek toplum tarafından henüz bir birey olarak algılanmasa da bu olay, anne ve baba olmaya hazırlanan çiftler için büyük bir travma haline gelebilir. Bu dönemi sorunsuz atlatabilmek içinse uzman yardımı almak gerekir. Uz. Klinig Psikolog Ayşe Elif Orhon,  “Düşüklerin kadın psikolojisine olumsuz etkisi hakkında bilgi verdi ve çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere tavsiyelerde bulundu.

DÜŞÜKLER KADINDA SUÇLULUK DUYGUSUNA NEDEN OLUYOR


Düşükler, kayıp duygusunu ve buna bağlı hayal kırıklığı ve yas sürecini ortaya çıkarır. Söz konusu tekrarlayan düşükler olunca hayal kırıklığı, başarısızlık duygusu, istenilen ve arzulanılan hedefe ulaşamama duygusu ve bunu asla gerçekleşmeyeceği düşüncesi artış gösterir. Bu durum kadının anneliğe olan yaklaşımını, kendi kadınlık hissini, eş ve aile bağlılığını önemli ölçüde olumsuz yönde etkilemektedir. Çevrenin bu durumdan ötürü kadını sorumlu tutması gibi bir durum ortaya çıkabilir. Bu da bireyde yoğun suçluluk duygusunun ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Kadının çevresinin değişen tepkileri sonucu eşlerin evliliği tehlikeye girebilmektedir. Çünkü hem kadın hem eşi hem de çevreleri karşılıklı birbirlerini suçlamaya gidebilirler.

ÇİFTLERİN SÜREKLİ BU KONUYU KONUŞMALARI AİLE İÇİ PROBLEMLERİ ARTIRIYOR

Tam bir aile olamama düşüncesi evlilikte problemlere yol açabilir. Tekrarlayan düşüklerle beraber eşlerin tek konuşma alanları bebek olmakta ve bu eşlerin birbirleriyle olan iletişimini, diğer konuşma alanlarını daraltmakta ve bu da aile içi problemlere sebep olabilmektedir. Aynı zamanda tekrarlayan düşükler sonucu kadın hiçbir zaman anne olamayacağı düşüncesine inanmaya başlar ve bir sonraki gebeliklerinde süreki düşük yapacağına dair kaygı yaşamaya başlamaktadır. Bu da gebeliğinin çok tedirgin geçmesine sebep olmaktadır. Düşüklerin kendilerinden kaynaklandığı kanaatine vardıkları için (yapmadıkları ya da eksik yaptıkları şeylerden dolayı) sonraki gebeliklerinde kendilerini iyice kısıtlama yoluna gitmektedirler. Bu durumda tekrar düşükle karşılaşıldığı zaman bireyde yoğun suçluluk duygusu, “nerede yanlış yaptım? Daha fazla ne yapabilirdim?” gibi yoğun stresörleri ortaya çıkarır.
    
“NEDEN BEN” SORUSUNU SORMAYIN

Ağırlıklı olarak tekrarlayan düşükler çocuk sahibi olma isteğini azaltmaktan çok artırmaktadır. Bunun en önemli nedeni de anne olma motivasyonundan çok başarılı olma motivasyonudur. Düşükler kadınlarda yetersizlik duygusunu ortaya çıkarır. Özellikle tekrarlayan düşüklere neden olan belirli bir fizyolojik faktör yoksa bu yetersizlik duygusu daha fazla ön plana çıkmaktadır. Bu duyguyu kapamak için başarılı olma dürtüsü ortaya çıkar. Aynı zamanda ağırlıklı olarak bizim toplumumuzda aile olmanın ana öğesi çocuktur ve çocuk olmadan aile olunamayacağı düşüncesi yaygındır. Bu nedenden ötürü de kendilerini tam bir aile gibi hissetmemektedirler. Bunlarla beraber çevresel faktörlerin etkisi ve kadının kendisini sorgulama süreci içerisine girmesi, “neden ben?” diye bir sorgulamaya girme de onları tekrar tekrar çocuk sahibi olmayı denemeye yöneltir. Tekrarlayan düşükler dolayısıyla çocuk sahibi olma fikrinden vazgeçme nerdeyse hiç denilecek kadar az görülmektedir.

MUTLAKA UZMAN AYRDIMI ALIN

Düşük yapma, özellikle de tekrarlayan düşükler kadınlar için çok travmatik bir süreçtir. Bu süreçte eş ve aile desteği büyük önem taşımaktadır. Bu durumla tek başına mücadele edeceğini düşünmesi, yas tutmasının engellenmesi (üzülme, ağlama, abartıyorsun gibi söylemler) bireyin bu travmayı daha zorlu yaşamasına neden olabilmektedir. Aynı zamanda bu dönemde bireylerin mutlaka alanında uzmanlaşmış terapistlerden çift olarak yardım alması gerekmektedir. Çünkü bu sorun bireyin değil çiftin sorunudur. Her ne kadar gebelik kadınla özdeşleşmiş olsa da erkeğin de bu duruma eşlik etmesi önem taşımaktadır.

Bu haber toplam 3330 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.