Domuz Gribi Ruhsal Sorunları Tetikledi

Domuz Gribi Ruhsal Sorunları Tetikledi
Herşeyin bulanık, ortalığın toz duman olduğu bu ortamda Domuz gribi tehlikesini alacağımız sağlık önlemleri ile azaltmaya çalışırken ruh sağlığımızı nasıl koruyacağız?

Herşeyin bulanık, ortalığın toz duman olduğu bu ortamda Domuz gribi tehlikesini alacağımız sağlık önlemleri ile azaltmaya çalışırken ruh sağlığımızı nasıl koruyacağız? Ne gibi tutum ve davranışlar sağlıklıdır? Hürriyet Gazetesinden Nilgün YILDIZ Psikiyatri Uzmanı Dr. Ali Hilmi Yazıcı ile Domuz gribinin ruh düğnyamızda ki etkilerini ve alınması gereken önlemleri konuştu. Hürriyet Gazetesinde yer alan söyleşinin ayrıntıları şöyle:

Bugün itibariyle domuz gribine bağlı ölüm vakalarının sayısı ülkemizde 195’e ulaştı. Uzmanlar salgının önümüzdeki aylar içerisinde zirve yapacağını söylüyorlar. Herkes durumun daha ne kadar kötüye gideceğini merak ediyor.Sadece ülkemizde değil tüm dünyada bu salgına karşı bireysel ve toplumsal düzeyde alınması gereken önlemler konusunda ciddi bir zihin karışıklığı var.

Korunma tedbirleri konusunda alanında en yetkin otoriteler dahi birbirinden çok farklı ifadeler ortaya koymaktadır.

Televizyonlarda sürekli ellerimizi yıkamamız tavsiye ediliyor. Gripten korunmak elimizde denilerek temizlik uyarıları yapılıyor. Okullar, insanların toplu bulunduğu mekânların ilaçlandığını görüyoruz ekranlarda.

İnsanlar birbirileriyle el sıkışıp-öpüşme konusunda büyük bir bocalama içinde. Kiminin eli havada kalıyor, kiminin yanağı boşta! Sosyal ortamlarda tutumlarımızı nasıl belirleyeceğimizi şaşırdık. Bir diğer konu aşı meselesi. Etkinliği ispatlanmış bir aşı geliştirilmiş olmasına karşın yönetimin en düzeyindeki insanlar dahi aşı konusunda birbirleriyle çelişen ifadeler kullanıyorlar ve küçük çaplı kavgaların içine giriyorlar. Geçen haftalarda Başbakanla sağlık bakanı arasındaki münakaşa hepimizin dikkatini çekmişti.

Konuyla ilgili olarak Psikiyatri Uzmanı Dr. Ali Hilmi Yazıcı ile konuştuk.

Bu kadar yoğun bilgi kirliliği ve ağır bir salgın tehdidi karşısında psikolojik sağlığımız ne durumda?

Bazıları bunu pek umursamıyor, bazıları ise ciddi anlamda tedirgin ve diken üstünde. Sürekli domuz gribini düşünmek, uzun zamanlar bu konu ile ilgili haberleri okumak, sevdiklerimizi sürekli hasta oldular mı diye gözlemek ciddi bir stres unsuru haline geldi.

Özellikle aşı konusunda kararın bireylere, çocukları için ailelere bırakılmış olması toplum psikolojisi yönünden ilginç bir deneyim yaşanmasına yol açmaktadır. Bir yanda virüs enfeksiyonları ve salgın konusunda hiç bir bilgisi olmayan milyonlarca insan diğer yanda tam sorumluluk almaktan kaçınan uzman resmi otoriteler! Böyle bir durumda herkes birbirine bakıyor ve çoğunluğun nasıl davranacağını gözlemeye çalışıyor.  Gazete ve televizyonlardan sürekli bu konu hakkında haberler dinlemek gerçek tehlikenin boyutu hakkında insanların zihnindeki bulanıklığı gidermeye yetmediği gibi çoğu kez korkuların gereksiz yere çoğalmasına da yol açmaktadır.

Temizlik saplantı yapıyor

Dr. Ali Hilmi Yazıcı'ya göre temizlik konusunda gelen uyarılar temizlik saplantıları olan Obsesif Kompulsif (Saplantı-zorlantı) Bozukluğu olan hastalar için tam bir kâbus yaşanmasına sebep olabiliyor. Zaten kirlenme ve hastalık kapma korkularının etkisinde zamanlarının büyük bir kısmını temizlik uğraşları ile geçiren yatkın bireyler bu zamanlarda ağır kaygıların etkisinde felç durumuna gelebiliyorlar.

Yazıcı, "Hipokondriyazis durumu olan, halk arasında ‘hastalık hastası’ olarak tabir edilen insanlar kendilerinde ortaya çıkan en ufak bir soğuk algınlığı belirtisi karşısında ciddi ölüm korkuları yaşayabiliyor. Sağlık bakanlığı yetkilileri on binlerce insanın gereksiz yere hastanelerin acil servislerine hücum ettiklerini kimi zaman olağan sağlık hizmetlerinin aksadığını bildirmektedir" diyor.

Çocuklar da tehlikede

Konunun bir diğer kritik yönü okul çağındaki küçüklerin bu tehlikeyi nasıl anladıkları ve bundan psikolojik olarak nasıl zedelendikleri. Çocuklar özellikle büyüklerinin verdiği tepkiler doğrultusunda duygularını şekillendirdikleri için aynı sınıfta aşı olan ve olmayan çocukların bir arada bulunması son derece karmaşık bir ortam oluşturmaktadır. Aşı olmayan çocuklar aşı olan arkadaşlarını gördükçe anne-babasının kendilerini yeteri kadar önemsemediklerini ya da lüzumsuz yere iğne olmalarına sebep olduklarını mı düşüneceklerdir?  Buradaki belirsizliğin giderilmesi için bireylere daha net yönlendirmenin yapılması konusunda özellikle sağlık bakanlığının daha çok inisiyatif alması gereği olduğu açıktır.

Ruh sağlığını korumak için ne yapmalı?

Herşeyin bulanık, ortalığın toz duman olduğu bu ortamda Domuz gribi tehlikesini alacağımız sağlık önlemleri ile azaltmaya çalışırken ruh sağlığımızı nasıl koruyacağız? Ne gibi tutum ve davranışlar sağlıklıdır?

Sakin ve serinkanlı kalabilmek hayal değil. Serinkanlı kişileri yaptıklarını siz de yapabilirsiniz:
 
1. Kendinizi bilgilendirin ve daha sonra hayatınıza devam edin. Medyanın, haberlerin konuya yoğun şekilde maruz bırakması kontrol kaybı hissine ve en kötüsünün olacağını düşünmenize sebep olabilir. Gün içinde konu ile ilgili haberleri bir ya da iki kez incelemeniz normaldir, daha fazlası sizi tedirgin eder. İnsan psikolojisi tüm gün felaket haberlerini kaldırabilecek bir yapıda değildir.!
 
2. Çocuklarınıza gerçekleri onların yaşlarına uygun bir dille anlatın ve onlara davranışlarınızla örnek olun. Onlar da durumla en az sizin kadar iyi baş edebileceklerdir. Mesajlarımızda tutarlı ve yalın olmak gereklidir. Çocuklara açıklama yaparken dürüst ve ölçülü davranmaya özen gösterin.
 
3. Yönergeleri dikkatlice izleyin ancak mükemmel bir şekilde yapıp yapmadığınız konusunda endişe etmeyin. Eğer tavsiyeler size günlük normal aktiviteler sonunda ellerinizi yıkamanızı söylüyorsa ya da belli sayıda ellerinizi yıkamanızı söylüyorsa bunu yapmayı deneyin. Birkaç kez unuttuğunuz zaman ya da söylenenleri tam olarak yerine getiremezseniz bu temkini elden bıraktığınız anlamına gelmez. Unutmamak gerekir ki ‘mükemmel iyinin düşmanıdır!’
 
 4. Salgın hakkında dedikodular ve söylentilere fazla zaman ayırmayın. Bu gibi durumlarda, çoğu insan tam bir bilgiye sahip değildir. Güvenilir kaynaklardan tam referans olmaksızın edinilen bilgi ve söylentiler değerli değildir ve zamanla kaygınızı gereksiz yere arttırır. Resmi kurumların düzenli açıklamalarını izlemek en tercih edilecek yoldur.

5. Çok olumsuz senaryolar hakkında düşünmekten kaçının. Gerçeklik temelinde kalmaya çalışın. Aldığınız tedbirleri hatırlayın.

6. Olumlu bir zihinsel tutum herhangi bir hayatta kalma durumunda en öncelikli duruş olmalıdır. Kaygı veya anksiyete yaşamak gerçek bir tehlike karşısında son derece doğal bir tepkidir. Kaygımızın altında kalmamalı, kaygıya rağmen amaca dönük ve sağlıklı düşünme yetimizi korumalıyız.

7. Kontrol edebileceklerinizi kontrol etmeye odaklanın, elinizde olmayan kontrol edemeyeceklerinizle ise uğraşmaktan vazgeçin.

8. Daha önceden saplantı-zorlantı (obsesif bozukluk) hastalığı ya da anksiyete bozukluğu rahatsızlığınız varsa yeniden psikiyatri uzmanı ile durumu gözden geçirmek için görüşme planlayın.

9. Yoğun kaygı ve stresle baş etmek için gevşeme teknikleri uygulamaya, egzersiz yapmaya ve nitelikli beslenmeye özen gösterin. Uyku düzenini korumak için gerekli önlemleri alın.

10. Uzmanların birbirinden farklı açıklamaları karşısında güveneceğiniz bir kaynağı referans olarak belirleyin. Bu aile doktorunuz veya güvendiğiniz bir ulusal ya da uluslararası resmi bir kaynak olabilir.

11.  Ruh ve beden sağlığının devamlılık gösterdiğini akıldan çıkarmayın, iyi bir psikolojik sağlık belki de Domuz gribi salgınına karşı size en etkili bağışıklığı temin edecektir.

Bu haber toplam 3714 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.