"Çocuğum Hareketli" Deyip Geçmeyin!
Hastalığın erkeklerde kızlara oranla 2-6 kat daha fazla görüldüğünü belirten Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden Uzman Doktor Özden Şükran Üneri, sorunun okul çağı çocuklarında görülme sıklığının yüzde 3–5 arasında değiştiğini söyledi.
DEHB’in, aşırı hareketlilik, dikkat sorunları ve istekleri erteleyememe (dürtüsellik) belirtileriyle ortaya çıkan bir psikiyatrik bozukluk olduğunu hatırlatan Üneri, “Bu belirtiler sıklıkla 7 yaşından önce başlar ve çocuğun günlük yaşamını etkileyecek boyuttadır. Tanı için, bu belirtilerin akranlarına oranla daha şiddetli düzeyde olması gerekir. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocukların yüzde 20-30’unda sadece dikkat sorunları, yüzde 15’inde sadece hiperaktivite-dürtüsellik sorunları, yüzde 50-70’inde de, yani çoğunda, hem dikkat sorunları hem hiperaktivite-dürtüsellik sorunları görülmektedir” dedi.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda beynin ön bölümlerinde ve bu bölümle yakından ilişkili beyin yapılarında normallerden daha düşük kanlanma, şeker kullanımı ve sonuçta da daha düşük aktivite olduğunun belirlendiğini aktaran Özden Şükran Üneri şöyle devam etti: “Beynin bu bölümünün kişinin kendini kontrol etmesi, dikkatin yoğunlaştırılması ve sürdürülmesi, isteklerini koşullara göre düzenlemesi ve planlama yapabilmesi gibi önemli görevleri vardır. Ancak bu yapısal ve işlevsel farklılığın neden meydana geldiği tam olarak bilinmemektedir.”
Üneri, bilimsel araştırmalar bozukluğun meydana gelmesinde kalıtımın yüzde 50–90 oranında etkili olduğunu gösterdiğini söyledi.
TOPLUMDA FAZLA BİLİNMİYOR
Toplumda DEHB ile ilgili doğru bilgi sahibi olanların yetersizliğine dikkat çeken Dr. Üneri, “Hareketli çocuk zeki çocuktur”, “Enerjisi fazla geliyor, bırakın koşsun”, “Büyüyünce düzelir” şeklindeki yanlış inanışların da sorunun tanınmasını ve bir uzmana danışılmasını geciktirdiğini ifade etti.
DEHB olan çocukların yüzde 80’inin ergenlik dönemlerinde de bu bozukluğun belirtilerinin devam ettiğini, yüzde 30-65’lik bölümünün ise erişkinlikte de DEHB belirtilerini taşıdıklarını açıklayan Dr. Özden Şükran Üneri, şunları aktardı:
“DEHB olan çocukların izlemlerinde ileriki yıllarda başka psikiyatrik sorunların da oluşma olasılığının çok daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Bu çocukların yaklaşık üçte birinde ileriki yıllarda, alkol-madde kullanım bozukluğu, antisosyal kişilik özellikleri, depresyon ve kaygı bozuklukları görülmüştür. Ayrıca eğitimle ilgili sorunlar belirgindir. Bu çocukların akademik performansları zamanla düşer ve okul devamsızlığı, sınıf tekrarı, disiplin cezaları gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Yine bu çocukların, ileriki yıllarda yasalarla ilgili daha sık sorun yaşadıkları ve daha fazla trafik kazasına yol açtıkları bulunmuştur. Özetle DEHB basit, gelip geçici bir yaramazlık veya dikkat dağınıklığı olarak değerlendirilmemelidir.”
DEHB NASIL TEDAVİ EDİLİR?
DEHB’in yüzde 80-90 oranlarında tedavi edilebilir bir bozukluk olduğunu belirten Üneri, tedavi yöntemi hakkında şunları söyledi: “Sık olarak kullanılan yöntemler ilaç tedavisi, bireysel eğitim, anne-baba eğitimi, aile tedavisi ve grup tedavisidir. Bu tedavi yöntemlerinden hangilerinin kullanılacağının kararı kişinin bireysel özellikleri dikkate alınarak belirlenir. Bugüne kadar yapılmış olan bilimsel çalışmalar, ilaç tedavisinin en etkin tedavi biçimi olduğunu göstermektedir. İlaç tedavisine, diğer tedavi biçimlerinden uygun olanlarının eklenmesiyle daha iyi sonuçlar alınmaktadır. DEHB olan çocuklar tedavi görmedikleri zaman ergenlik ve erişkinlik dönemlerinde başka psikiyatrik bozukluklar açısından daha riskli hale gelirler. Bu psikiyatrik bozukluklar içerisinde, antisosyal davranışlar, alkol-madde kötüye kullanımı, depresyon ve kaygı bozuklukları en sık rastlananlardır.”
Dr. Özden Şükran Üneri, DEHB belirtileri gösteren çocukların tanı ve tedavisi için çocuk psikiyatristlerine başvurulması gerektiğini de sözlerine ekledi.
ntvmsnbc
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.