ÇALIŞANLARIN RUH SAĞLIĞI PROFİLİ
GAZETEPORT.COM & AA - Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burhanettin Kaya, ''Çalışma hayatında üretim sektöründe çalışanlar, iş ve yaşamsal doyum anlamında hizmet sektöründe çalışanlardan belirgin oranda daha fazla mutlu'' dedi
Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burhanettin Kaya, yaptığı açıklamada, zor, rekabetçi, aşırı çalışmaya dayalı endüstriyel yaşamın, sağlık sorunlarına yol açabilecek düzeyde aşırı strese neden olabildiğini söyledi.
İş hayatında çalışma sürelerinin uzunluğu, vardiya usulü çalışma, fiziksel tehlike varlığı, sorumluluğun artması ve işsiz kalabilecek olma korkusunun, strese neden olduğunu belirten Kaya, ''Çalışma yaşamında ortaya çıkan ruhsal sorunların bir kısmı, stres, kaygı, depresyon, öz-güven eksikliği ile kendini göstermekte, kendisinden ve çevresinden memnuniyetsizlik gibi ruhsal iyilik haline zarar vermektedir. Bir kısmı ise bu sorunlara bağlı olarak ortaya çıkan bedensel yakınmalar ve fiziksel sağlık sorunlarına neden olmaktadır'' diye konuştu.
İş yaşamındaki olumsuzluklara bağlı ruhsal ve fiziksel sorunların, kişinin yaşam kalitesini bozduğuna, sosyal yaşamdan uzaklaştırdığına, hatta aile ilişkisini zedeleyebildiğine dikkati çeken Kaya, bu kişilerin bir süre sonra gelecekten beklentisi olmayan, karamsar kişilik özellikleri edinebileceklerini söyledi.
ÇALIŞANLARIN RUH SAĞLIĞI PROFİLİ ARAŞTIRMASI
Kaya, çalışanların ruh sağlığı profilinin kesitsel olarak belirlenmesi amacıyla Dr. Mutlu Dağdelen ve Prof. Dr. Süheyla Ünal ile birlikte Malatya'da tekstil sektöründe çalışanlar üzerine yaptıkları bir araştırmada, işçilerde ruhsal sağlık düzeyi, iş doyumu, yaşam doyumu ve sosyodemografik özelliklerin karşılaştırıldığı anlattı.
Araştırmaya 17'si kadın, 274'ü erkek olmak üzere toplam 291 işçinin katıldığını belirten Kaya, katılımcıların 130'unun temizlik (hizmet), 161'inin tekstil fabrikası (üretim) işçisi olduğunu; hizmet sektöründe çalışanların yüzde 57'sinin ilkokul ve ortaokul mezunu, üretim sektöründe çalışanların yüzde 61'inin ise lise ve üzeri okul mezunu kişilerden oluştuğunu belirtti.
Araştırma sonucunda yaşam doyumu ve iş doyumunun, üretim sektöründe çalışanlarda anlamlı derecede yüksek çıktığını ifade eden Kaya, şunları kaydetti:
''Çalışma hayatında üretim sektöründe çalışanlar, iş ve yaşamsal doyum anlamında hizmet sektöründe çalışanlardan belirgin oranda çak daha fazla mutlu. Araştırmada, işçilerin depresyon ve anksiyeteyi içeren ruhsal sağlık düzeyleri kötüleştikçe yaşam doyumunun azaldığı görüldü.
Ayrıca ruhsal belirtileri daha fazla olanlarda iş doyumunun da azaldığı saptandı. İş doyumu yüksek olanlarda yaşam doyumunun da yüksek olduğu gözlendi. Ayrıca aylık kazancı asgari ücretten daha yüksek olanlarda iş doyumunun da arttığı saptandı.''
Kaya, hizmet sektöründe çalışanların yüzde 48'inin, üretim sektöründe çalışanların ise yüzde 44'ünün kendi sağlığını kötü algıladığını belirterek, ''Sağlığını kötü olarak algılayanlarda depresyon ve anksiyete belirtilerini içeren ruhsal sağlık düzeyi daha kötü bulunmuştur. Aynı şekilde bu bireylerde yaşam doyumu ve iş doyumunun daha azaldığı, ruhsal belirtilerin daha fazla olduğu saptanmıştır'' diye konuştu.
RUH SAĞLIĞINI ETKİLEYEN UNSUR
Kaya, üretim sektöründe çalışanların daha eğitimli oldukları için işlerine ve işteki pozisyonlarına yükledikleri anlamların da hizmet sektöründe çalışanlardan farklı olabileceğini belirterek, şunları söyledi:
''Üretim sektöründe olanlar daha kalifiye işçiler. İplikten kumaş, kumaştan giysi üretiyorlar. Doğrudan emekleriyle bir değer, bir artı değer üretiyorlar. Burada bireysel yetenekleri ve beceri düzeyleri işin içine giriyor. Makine kullanıyorlar, makine yönetiyorlar. Zihinsel emeğin de katıldığı bir üretim süreci var. Bir şey üretmenin hazzını yaşıyorlar. Hizmet sektöründe çalışanlar ise herhangi bir değer üretmiyorlar. Daha vasıfsız bir iş nitelikleri var. Herhangi bir özel yetenek gerektirmiyor. Üretim sektöründe olanların geliri hizmet sektörüne göre yüksek olduğu için tatmin de o oranda daha fazla çıkıyor.''
Araştırmaya göre ''çalışanların psikiyatrik rahatsızlıklar açısından risk oluşturacak düzeyde ruhsal belirtilere sahip'' olduğuna da dikkati çeken Kaya, çalışanların ruh sağlığını olumsuz etkileyen unsurların, çalışma koşullarından ve gelecekle ilgili kaygılardan kaynaklandığını kaydetti.
Kaya, ''Koşulların çalışanların aleyhine olumsuzlaşması, iş güvencesizliği, işten çıkarmalar, sosyal hakların kısıtlanması, günlük çalışma sürelerinin uzun olması, çalışanların gelir düzeylerinin açlık sınırının altında olması, ruh sağlığını giderek daha çok etkileyecektir'' uyarısında bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.