1. HABERLER

  2. PSİKİYATRİ

  3. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Müzesi Açıldı

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Müzesi Açıldı

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Müzesi'nin amacı, hastanenin tarihsel değeri ile psikiyatri, nöroloji ve nöroşirurji alanlarındaki öncülüğünü sağlamaktır.

A+A-

 Kadriye TEZCAN AKMEHMET / bianet.org


Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Müzesi'nin amacı, hastanenin tarihsel değeri ile psikiyatri, nöroloji ve nöroşirurji alanlarındaki öncülüğünü ve yerini vurgulayarak, kültürel mirasının gelecek nesillere aktarılmasını sağlamaktır.

Kurum müzeleri, kurum içi ve kurum dışı iletişim için en önemli araçlardan biridir. Pek çok ülkede kurumlar kültürel miraslarını müzeleri aracılığıyla sergilemekte, kendi topluluklarıyla iletişim kurmakta, onların ilgi ve ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yapmaktadırlar. Türkiye'de bu alandaki son örnek olarak gösterebileceğimiz, İş Bankası'ndan sonra Prof. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi de kültürel mirasını topluluğuyla
paylaşıyor.

1924'ten beri Bakırköy'de faaliyet gösteren Prof. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, cumhuriyet döneminin en büyük ruh ve sinir hastalıkları hastanesi olmakla beraber, psikiyatri, nöroloji ve nöroşirurji alanlarında tüm Türkiye'ye hizmet veren sağlık kurumudur. Bu alanların gelişmesinin yanında toplumun ruh ve sinir hastalığına ve kurumlarına bakışının değişmesine katkıda bulunmuştur (Erkoç, 2007).

Bimârhane'den hastaneye

Hastane, Toptaşı Bimârhanesi'nin devamı olarak kurulmuştur. Daha sonra İstanbul Emraz-ı Akliye Hastanesi adını alan Bimârhane, 1873te Süleymaniye Darüşşifası'ndaki hastaların, yoğunluğu ile temizlik koşullarının elverişsizliği nedeniyle ortaya çıkan bir salgın sonrasında, Üsküdar'daki Atik Valide Külliyesi'ne nakledilmesiyle kurulmuştu (Yıldırım: 2000, Maviş Belgeseli). Toptaşı, İstanbul'un cumhuriyet dönemi öncesinde hasta kapasitesi en fazla olan bimârhanesiydi. Zamanla hasta yoğunluğu ve personel yetersizliği nedeniyle bakım ve tedavi koşulları elverişsiz hale geldi (Bayülkem, 2000). Türkiye'de modern psikiyatrinin kurucusu olan Başhekim Mazhar Osman (1884-1951) Bimârhane'nin elverişsiz koşullarına çözüm olabilecek, hastaların nakledilebileceği uygun ve geniş bir alan arayışına girdi.

Mazhar Osman, Bakırköy'de bulunan ve terk edilmiş bir kışla olan Reşadiye Kışlası'nın* bulunduğu araziyi hükümetten talep etti. Dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Başbakan İsmet . inönü ve Dahiliye Vekili/ içişleri Bakanı Refik Saydam'ın onayı ile 1924 yılında başlayan taşınma süreci 15 Haziran 1927 yılında tamamlandı ve Toptaşı Bimârhanesi kapatıldı. Hastane, İstanbul Emraz-ı Akliye ve Asabiye Hastanesi adıyla bu alanda hizmet vermeye devam etti. Mazhar Osman, Fahrettin Kerim Gökay, Şükrü Hazım Tiner, Ahmet Şükrü Emet, İhsan Şükrü Aksel gibi genç hekimlerin desteği ile burayı hastane haline getirdi. Reşadiye Kışlası harap halde olduğundan onarıldı. İstanbul Emraz-ı Akliye Hastanesi/ Toptaşı Bimârhanesi'nden seroloji, anatomi, teşrih-i marazi/patalojik anatomi laboratuvarları taşındı, nöroşirurji/beyin cerrahisi ve asabiye pavyonları/nöroloji servisleri ile röntgen dairesi kuruldu.

Mevcut 20 pavyon onarıldı, yıkık durumda olanlar inşa edildi ve yeni pavyon inşaatlarına başlandı. 1930lu yılların sonunda Bakırköy, her biri büyük klinik kabul edilebilecek 40 servis ile hizmet vermekteydi. Ancak, II. Dünya Savaşı yaklaşıyor ve yeterli olmayan devlet yardımları azalıyordu; tüm dünyada olduğu gibi, savaşın etkileri hastaneye de yansıdı. Yeni kurumların açılamaması aynı yatak sayısına hasta ilavesine yol açmış, 3000 yatak kapasiteli hastanenin nüfusu 5000'e çıkmış, bu durum hastaneye yokluk, bakımsızlık, hastalık ve ölüm getirmişti. Ölüm nedenleri verem, dizanteri gibi hastalıklardı. Bu olumsuzluklar devam ederken, 1960'larda hastanede öncü girişimlerde de bulunuldu. Dr. Faruk Bayülkem'in (1912-...) başhekimliği yürüttüğü bu yıllarda (24.06.1960-07.09.1977) topluma yönelik çalışmalar gerçekleştirildi.

"Deli Değil Ruh Hastası", "Tımarhane Değil Akıl Hastanesi"

Toplumun ruh hastasına ve hastaneye bakışını değiştirmek amacıyla "Deli Değil Ruh Hastası", "Tımarhane Değil Akıl Hastanesi" sloganları ile basın kampanyası başlatıldı; ilki Aksaray'da olmak üzere ruh sağlığı dispanserleri, Beşiktaş Ruh Sağlığı Merkezi ve Gündüz Hastanesi açılarak Toplum temelli ruh sağlığı hizmetleri başlatıldı; meşguliyetle tedavi, rehabilitasyon ile mesleki ve sosyal readaptasyon çalışmaları daha sistemli ve sürekli hale getirildi. Rehabilitasyona yönelik pek çok atölye kuruldu (Yıldırım, 2000; Bayülkem, 2007).

1962'de Başhekim Dr. Faruk Bayülkem öncülüğünde kurulan Ruh Hastalıkları Readaptasyon Derneği, çok sayıda hastane hizmetini destekledi. Diğer taraftan. 1970'lerde ülke çapında ruh ve sinir sağlığı kurumlarının az olması ve kolaylaşan ulaşım imkânları hastaneyi yoğun bir hasta kitlesiyle yüz yüze getirmişti. Gelen hastaların geri çevrilememesi sebebiyle 1800 yatak kapasiteli hastanede yaklaşık 4000 hasta vardı. Artan yatak talebi karşılanamıyor, yeterli tedavi ve bakım hizmet verilemiyordu. 1960'lardan başlayarak kapasitenin üzerinde hasta kabulü, yataklı bir tedavi kurumu olan hastanede izdiham yaşanmasına sebep olmuştu.

Bu sorunlara çözüm olması için 1980'lerde, Dr. Yıldırım Aktuna'nın (1930-2007) başhekimliği döneminde (28.11.1979-30.12.1988) girişimlerde bulunuldu. Yatan hasta sayısını en aza indirgemek için Ayakta Psikiyatri Tedavi Ünitesi/ ATÜ kurularak poliklinik hizmetlerine ağırlık verildi (Bayülkem, 2007). Yatırılan hastaların süratli tetkik ve etkin tedavileriyle yatış süreleri kısaltıldı. Hastanede uzun süreden beri yatmakta olan hastalardan uygun durumda olanlar taburcu edildi. Hastanenin tedavi ve bakım koşularının düzeltilmesi amacıyla 1980'de Bakırköy Akıl Hastanesi Vakfı kuruldu. Başlatılan medya kampanyası aracılığıyla vakıf adına toplanan bağışlar bu amaç için kullanıldı. Sunulan hizmetleri iyileştirmek amacıyla hemşire eğitimine önem verilerek hemşire kadrosu artırıldı. Doç. Dr. Oğuz Arkonaç'ın (1932-2001) desteğiyle, psikiyatrik hastalıklara tanı konulması ve standardize edilmesinde hastaneye Amerikan standardının ve Diagonistic Statisitical Manual/ DSM (Diagonistik Tanı Kriteri) mantığının yerleşmesi sağlandı (Uz. Eradamlar, 2007). 1995'te İkinci Basamak Psikoterapi Polikliniği oluşturularak depresyon, nevroz, obsesyon, cinsel bozukluk ve uyku bozuklukları gibi hafif vakalar için hizmet başlatıldı (Toplamaoğlu, 2007).

Postaneden müzeye

Hastanede müze çalışmaları, hastanenin eski başhekimi ve Ruh Hastalarını Readaptasyon Derneği Başkanı Dr. Faruk Bayülkem'in öncülüğünde başlatıldı. Değişik kişi ve kurumlarla yapılan görüşmelerden sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat ve Tasarım Anasanat Dalı Müzecilik Yükseklisans Programı'ndan destek alındı. Yıldız Teknik Üniversitesi'nin "ulusal ve uluslararası işbirliği ve dayanışma anlayışıyla toplumun kalkınmasına ve kalitesinin yükselmesine yönelik eğitim, bilimsel araştırma, teknoloji geliştirme ve sanat çalışmalarına öncülük eden bir üniversite oluşumunu gerçekleştirmek" ve 1989'da kurulan Müzecilik Yükseklisans Programı'nın "müzelerin toplumla iletişim içinde, toplumun kültürel gelişimine katkıda bulunan kurumlar olması yönünde, çağdaş bir müzecilik anlayışının oluşmasına/yerleşmesine katkıda bulunmak" misyonları doğrultusunda, Müzecilik Yükseklisans Programı koordinatörlüğünde kamu hizmeti olarak başlatılan çalışmalar, dernek ve hastane işbirliğiyle bir yılda tamamlandı ve Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Müzesi 26 Haziran'da açıldı.

Müze çalışmaları öncelikle mekân tespiti ile başladı. Hastanedeki mekân sıkıntısı ve yapısal problemler nedeniyle müze için kısa dönemde hastanede bulunan 84 metrekarelik eski PTT binasının, uzun dönemde ise günümüzde kullanılamaz durumda olan eski 12. ve 13. servislerin değerlendirilmesi kararlaştırıldı. Müzecilik Yükseklisans Programı öğrencileri Afşin Altaylı, Fulya Kardeş ve Yeşim Kartaler Yrd. Doç. Dr. Kadriye Tezcan Akmehmet koordinatörlüğünde; dernekten Dr. Faruk Bayülkem ve Emel Erkmenol, hastaneden Uz. Dr. Şahap Erkoç, Uz. Dr. Latif Alpkan, Uz. Dr. Ceyhan Oflazer, Uz. Dr. Nezih Eradamlar, iç mimar Derya Uçak işbirliğiyle, Başhekim Doç. Dr. Medaim Yanık başkanlığında çalışmalar yürütüldü. Bu bir yıllık süreçte tarihçe araştırması, koleksiyonun tespiti ve geliştirilmesi ile müze içerik ve yöntem önerisi, müze nesnelerinin onarım ve bakım çalışmaları, mekânın projelendirilmesi ve
restorasyonu, sergi kurgusu ve metinlerinin belirlenmesi çalışmaları gerçekleştirildi.

Bu süreçte sergi tasarımı ve uygulaması Burçak Mardan, koruma ve onarım çalışmaları Mehmet Uğuryol tarafından gerçekleştirildi. Müzenin kuruluşunda kurum içi ve kurum dışı pek çok kişi ve kuruluşun katkısı oldu.

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Müzesi

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Müzesi'nin amacı, hastanenin tarihsel değeri ile psikiyatri, nöroloji ve nöroşirurji alanlarındaki öncülüğünü ve yerini vurgulayarak, kültürel mirasının gelecek nesillere aktarılmasını sağlamaktır.

Müze çalışmaları ile;

  • Hastanenin tarihsel gelişimi sunulacaktır
  • Hastanenin ruh sağlığı ve hastalıkları/psikiyatri, sinir hastalıkları/nöroloji ve nöroşirurji/beyin cerrahisinin gelişimindeki yeri ve önemi vurgulanacaktır
  • Hastanenin tarihsel değeri konusunda farkındalık yaratılarak, bu değeri yaratan somut ve soyut tüm kültürel mirasın korunmasına yönelik bilinç oluşturulacak; sahip olduğu kültürel mirasın toplanması, belgelenmesi, korunması ve sergilenerek tanıtılması sağlanacaktır
  • Hastanenin vizyonu, ruh sağlığı ve nörolojik bilimler alanında ulusal gerekseninimleri saptayan, politikalar üreten, danışmanlık yapan ve hizmeti yönlendiren, kurumsal bilgi ve uygulamalar açısından öncü ve modern bir işletme olmaktır. Müze hastatenin tarihsel değerini yansıtarak, ilişkide olduğu toplulukta aidiyet duygusunu güçlendirerek kurum kültürünün pekiştirilmesinde ve vizyonunun gerçekleşmesinde bir araç olacaktır.

Müzenin hedef kitleleri arasında hastane personeli, hastalar, hasta yakınları, Bakırköy halkı ve tıp dünyası ön planda yer almaktadır. Hastane, bu müze aracılığıyla topluluğuyla ilişki kuracak, tarihsel değeri ve önemi konusunda farkındalık yaratacaktır.

Hastanenin tarihi, Bakırköy'ün ve İstanbul'un olduğu kadar cumhuriyet dönemi psikiyatrisinin tarihidir. Bu alandaki çalışmalara dair ışık tutan yazılı, görsel ve işitsel her ürün Türk psikiyatri tarihi için değerli bir kaynak teşkil etmektedir. Tıp alanında yeterli sayıda müze bulunmaması, bu alandaki kültürel mirasın tanınmamasına ve kayıt altına alınmamasına yol açmaktadır. Müze, bu ihtiyaca da cevap verecektir. 84 metrekarelik sınır nedeniyle hastanenin 84 yıllık tarihinin ancak kesitlerle temsil edildiği müzede, koleksiyon kronolojik olarak sergileniyor.

"Bimarhane'den Hastaneye" "Bimarhane Taşınıyor", "Hastane Kuruluyor", "i930'lu Yıllar", "1940''lı 50'li Yıllar", "1960'lı ve 1970'li Yıllar", "1980'li Yıllar" ve "1990-2000'li Yıllar" ana başlıklarının yer aldığı müzeye gelenler, Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman'ın cüppesi, gözlüğü, tıraş takımı ve kitaplarını; Dr. Faruk Bayülkem'in kullandığı elektroşok aleti ve refleks çekicini, Dr. Yıldırım Aktuna'nın bir hasta yakınına yazdığı ruh sağlığıyla ilgili nasihat mektubu ve gözlüğünün yanında, hastanede 1930'Iarda yapılan cerrahi ameliyatlara ait çizimlerin yer aldığı defter, tespit/deli gömleği, eski ilaç şişeleri gibi hastanenin tarihine tanıklık eden pek çok nesneyi görme fırsatı buluyorlar. Hastanenin 1930'lara ait hasta kayıt defteri ile farklı dönemlere ait eski hasta dosyaları ve reçeteler de sergilenenler arasında yer alıyor.

Ayrıca ziyaretçiler hastanenin klinik şeflerinden Uz. Dr. Şahap Erkoç ve asistanı Suat Küçükgöncü'nün hastanenin tanıtım filmi (1966) ile Mor Defter (1964), Boşver Arkadaş (1974), Yırt Kazım (1975), Meraklı Köfteci (1976) gibi hastanede çekilmiş eski Türk filmlerinden görüntülerle oluşturduğu kısa filmi de izleyebiliyorlar. Hastane bu müze aracılığıyla kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılmasını sağlarken topluluğuyla da iletişim kuracak, müze ziyaretçilerin görsel ve işitsel unsurlarla kaliteli vakit geçirebileceği, sosyal deneyim yaşayabileceği bir mekân olarak faaliyet gösterecektir. Ekim ayında ilki gerçekleştirilecek etkinlikler aracılığıyla farklı hedef kitlelere yönelik iletişim araç ve mesajları düzenlenecektir. Kurulması planlanan büyük müze de topluluğuyla birlikte onların görüş ve önerilerinin yanında bilgi, belge ve nesne katkılarıyla oluşturulacaktır. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Müzesi hafta içi her gün saat 9.00-16.00 arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.

Kaynaklar

Bayülkem, F. Türkiye'de Nöroloji,
Nöroşirurji ve Pdikiyatri'nin Tarihi Gelişmesi, 2000.

Bayülkem, F. Reşadiye Kışlası'ndan Hastane'ye 80 Yıl Anıları, Pentament Ltd., İstanbul,
2007.

Eradamlar, N. Prof. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tarihçesi konulu görüşme, 2007.

Erkoç, Ş. Prof. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tarihçesi konulu görüşme, 2007.

Maviş Belgeseli, 2007, Yapımcı Şahap Erkoç.

Toplamaoğlu, H. Prof. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tarihçesi konulu görüşme, 2007.

Tuna, Turgay. Hebdomon'dan Bakırköy'e, Bakırköy Belediyesi Yayını, İstanbul, 2000.

Yalçıner, B. ve L Hanoğlu, İç Bahçe: Toptaşı'ndan Bakırköy'e Akıl Hastanesi, Okuyan Us Yayınları, İstanbul, 2001.

Yıldırım, Nuran. "Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi", İstanbul Ansiklopedisi, Tarih Vakfı Yay, 2000.

Kadriye Tezcan Akmehmet

Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Sanat Bölümü

*1914'te Sultan Reşat döneminde inşa edilen Reşadiye Kışlası, İstanbul'un işgali sırasında (1919-1922), Fransızların Senegalli zencilerden oluşan "Jiffar" ordusu tarafından kullanılıp, mütareke sonrası uzun süre boş ve terk edilmiş olarak kalmasından dolayı harabe haline gelmişti (Yalçıner ve Hanoğlu 2001; Tuna, 2000). (KTA/EÜ)
Bu haber toplam 12133 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.