'Aşk Meclisi' İle Bağımlılıktan Kurtulun
MUSTAFA ASLAN / YENİ ŞAFAK KİTAP EKİ
Alfa Yayınları arasında çıkan 'Aşk Meclisi' uyuşturucunun bir insanın yaşamına nasıl girdiğini ve sonrasını anlatan etkileyici bir roman. Sinan Akyüz'ün gerçek olaylar ve kişilerden yola çıkılarak yazdığı romanda zamanın gençlerinin sorunlarına bir bir parmak basıyor.
Akyüz, 'Aşk Meclisi'nde uyuşturucuya başlama konusunda önemli bir etkene dikkat çekiyor:Aile. Gençlerin yaşamlarını alt üst eden uyuşturucuya başlamaya zorlayan olarak, hasta aile tipleri karşımıza çıkıyor. Aile sorunları neticesinde uyuşturucuyla tanışan insanların sayısı epey fazla zira. Romanın kahramanı Onur da anne-baba arasındaki geçimsizlik sonucunda bunalıyor ve uyuşturucuya başlıyor. Bir başka genci ise aile içi şiddet uyuşturucu madde kullanımına itiyor. Çünkü uyuşturucu kullanımı başlangıçta bir rahatlama, sorunlardan uzaklaşma yolu olarak görülüyor.
Arkadaş, uyuşturucu madde kullanımına başlamada ve sonrasında aile kadar önde sırada olmasa da göz ardı edilemeyecek bir öneme sahip. Olumsuz arkadaş çevresi özellikle tedavi sonrasında, madde bağımlılığının sona erdirilmesinin önündeki önemli engellerden biridir diyebiliriz, 'Aşk Meclisi' adlı romandan yola çıkarak.
'İnsan hurdası'
Yazar, uyuşturucu müptelası insanların kısa bir süre sonra, gururunu, inancını, varlığını kaybedip 'insan hurdası'na döndüğüne dikkat çekiyor. "...Ben her türlü onur ve gurur işlerini bir kenara atmış, aklını ve fikrini uyuşturucuyla bozmuş bir insandım. Bir cankiydim. Bir insan hurdasıydım. Ya da Sena'nın ifadesiyle canlı bir cesettim."
Uyuşturucu bağımlılarının tedavileri yapılmakta ancak, bu insanların sosyal yaşamlarında bir değişiklik olmadığı sürece yeniden başlama oranları oldukça yüksek. Böylesi bir durumda bağımlı kişi önce eroin kullanmamak için başka bir uyuşturucu kullanılıyor. Ardından bunlardan hızını alamayan eroinman öteki adıyla 'canki' eroine dönüyor bir kez daha. "Eroini bir kez kullandıktan sonra da başka bir uyuşturucudan zevk almayı tamamen unuttum." diyen kahramanımız Onur, bu konudaki gerçeği açıklıyor.
Kaçınılmaz son
Bireyin uyuşturucu kullanmasına neden olan etkenlerin ortadan kalkmaması ve olumsuz arkadaş çevresi madde bağımlılığını sürekli kılıyor. Kişiyi ölümle buluşturan bir yolculuk kaçınılmaz son gibi görünüyor. Altın vuruş olarak adlandırılan 'ölüm vuruşu' vücudun sürekli yükselen uyuşturucu gereksinim grafiği sonrasında ortaya çıkan, kişiyi ölüme götüren bir sonuç. Kahramanımız Onur da öteki arkadaşları gibi, kaçınılmaz olarak 'şeytan' dediği, beynini teslim ettiği uyuşturucu tarafından acımasızca ölümün kollarına itiliyor.
Sinan Akyüz, 'Aşk Meclisi'nde eroinman portresini başarıyla çiziyor. Özellikle Onur ve öteki kahramanlar canlı, yaşamın içinden çıkıp gelmiş karakterler. Yazar karakter oluşturmanın yanında bugünün grift denebilecek konularından biri olan bağımlılık meselesine oldukça hakim. Madde bağımlılığına yol açan nedenler, tüm bireylerde neredeyse aynı seyreden süreç ve sonuç, ustaca işleniyor. Yazar, anlattığı konuya ilişkin özel dili (jargon) de yerli yerinde kullanıyor. Kitapta geçen ot, altın vuruş, sinyalcilik, torbacı, canki... buna en iyi örneklerden.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.