1. HABERLER

  2. PSİKİYATRİ

  3. Antisosyallerin Tamamı Psikopat Değildir

Antisosyallerin Tamamı Psikopat Değildir

18. Anadolu Psikiyatri Günleri’nin ikinci gününde günümüzde yaşanan şiddet olaylarının baş aktörleri olan “Antisosyaller” enine boyuna tartışıldı.

A+A-

AFYON ZAFER GAZETESİ - 18. Anadolu Psikiyatri Günleri’nin ikinci gününde farklı konu ve konuşmacıların yer aldığı 11 panel düzenlendi. Aşk’tan din’e cinsellikten hekim sorunlarına kadar geniş bir alana yayılan kongrede günümüzde yaşanan şiddet olaylarının baş aktörleri olan “Antisosyaller” de enine boyuna tartışıldı.

4 konuşmacının katılımıyla gerçekleştirilen “Uzakta Tuttuğumuz Antisosyaller” isimli panelde öncelikle Prof. Dr. Ayhan Algül “Antisosyal kişilik bozukluğunu tanımak” konusunu ele aldı. Söz konusu bozukluğu zayıf sosyal uyum sahtekârlık dürtüsellik suç işleme başkalarının hakkını yeme ve vicdan azabı duymama ile karakterize olan bir bozukluk olarak tanımlayan Algül tanı koymak için 15 yaşından önce bireyde davranım bozukluğu olması ve kişinin en az 18 yaşında olması gerektiğini söyledi. Antisosyallerin kişilik yapısını aktaran Algül; “Antisosyal kişilik bozukluğunda sıklıkla disfori gerginlik sıkıntıyı tolere edememe depresif mood eşlik eder ve bu bireylerde şiddet nedeniyle erken ölüm sıktır. Bu bireyler madde bağımlılığı doğal olmayan erken ölüm şiddet içeren suç işleme işsizlik evsizlik ve aile içi şiddet nedeniyle toplum sağlığı bakımından önemli bir sorun alanını temsil eder” dedi.

AİLE VE ÇEVRE KİŞİLİKTE ÖNEMLİ


“Çevre bireyi antisosyal yapar mı ” konusunda kişilik bozukluklarının genetik ve çevresel etkenlerin bir kombinasyonunun neden olduğu kanısında düşüncelerin var olduğunu belirten Prof. Dr. Servet Ebrinç; “Bazı araştırmalar kişinin antisosyal kişilik bozukluğu gelişimine genetik bir duyarlılığa sahip olabileceğini ve yaşam durumunun bu bozukluğun güncel gelişimini tetikleyebileceğini göstermektedir. Antisosyal kişilik bozukluğunun kesin nedeni her ne kadar bilinmiyorsa da araştırmacılar bazı etkenlerin antisosyal kişilik bozukluğunun gelişimi veya tetiklenme riskini artırdığını belirlemiştir” dedi.Ebrinç; bu belirlemelere göre; ailede antiisosyal kişilik bozukluğu veya diğer kişilik bozuklukları ya da mental bozukluk öyküsünün olması çocukluk çağında sözel fiziksel veya cinsel kötüye kullanıma maruz kalmış olmak çocukluk çağında tutarsız veya kaotik aile yaşantısına sahip olma çocukluk çağında anne-baba kaybı ya da boşanmak gibi nedenlerin bireyi antisosyal yaptığını söyledi.

ASKB’LİLERİN TAMAMI PSİKOPAT DEĞİLDİR

 

Antisosyal kişilik bozukluğunun derecesi ve gelişmesi konularında “Antisosyal kişilik bozukluğunun nörobiyolojisi” isimli sunumu yapan Prof. Dr. Cengiz Başoğlu; “Antisosyal kişilik dissosyal kişilik ve psikopati kavramları karıştırılmakta vesıklıkla birbirinin yerine kullanılmaktadır. Yüksek düzeyde psikopati gösteren bireyler ve antisosyal kişilik bozukluğu olan bireyler ayrı düşünülmelidir antisosyal kişilik bozukluğu olan bireylerin yalnız dörtte birine yakını psikopattır” dedi. Bazı beyin yaralanmaları ve serebrevasküler bozuklukların antisosyal ve psikopatik kişilik değişikliklerine neden olabileceğini belirten Başoğlu; “Antisosyal ve psikopatik kişilik bozukluğu olan bireylerde frontal lop hasarı öyküsü daha fazla bulunmaktadır. Prefrontal lop fonksiyon bozukluğu antisosyal kişilik bozukluğu’nun gelişmesinde bir aracı olabilir” açıklamasında bulundu.

GRUP TERAPİSİ ÜMİT VERİYOR


“Anti sosyal kişilik bozukluğu tedavisi” konusuyla kişilerin tedavileri hakkında önemli bilgiler aktaran Prof. Dr. Alpay Ateş; “Ruh sağlığı çalışanlarının başta antisosyal kişilik bozukluğu olmak üzere kişilik bozukluğu bulunan bireylerle baş etme ve tedaviye yanıtları konusunda kafaları karışıktır. Antisosyal kişilik bozukluğu bulunan bireyler kendilerine ve çevrelerine zarar vermedikleri sürece hastaneye yatırılarak tedavi edilmezler. Psikoterapi bireyin hastalığının sınırlarını ve önemini anlama ve yaşamında makul değişiklikler yapabilme konusunda yardımcı olmaya odaklanmalıdır. Psikoterapinin açıklayıcı ve içgörü yönelimli olması genellikle bir işe yaramaz. Faydalı olduğu belirtilen bilişsel terapinin birincil amacı bireyin sorunları nasıl oluşturduğunu anlaması konusunda yardımcı olmaktır. Terapist karşı aktarım yapmama konusunda dikkatli olmalıdır. Evli antisosyaller aile danışmanlığından fayda görebilir. Grup terapisi ümit veren bir terapi seçeneğidir” bilgilerini verdi.

 

Bu haber toplam 7134 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.