Alerjiniz Daha Da Artmasın

Alerjiniz Daha Da Artmasın
Dünyada en sık rastlanan hastalıklar arasında 6. sıraya yükselen alerjinin türleri de gün geçtikçe artıyor. Astım hastalarının yaşadıkları evden, tatil planlarına, iş ortamlarından, kullandıkları eşyalara kadar çok dikkatli davranması gerekiyor.

Alerji, solunum ya da temas yoluyla kişinin maruz kaldığı normalde zararsız olan çeşitli maddelere karşı bağışıklık sisteminin verdiği aşırı ve anormal reaksiyon olarak tanımlanıyor. Görevi insanları bazı zararlı organizmalara karşı korumak olan bağışıklık sistemi, genetik yatkınlığı olan bazı insanlarda aslında zararlı olmayan alerjenlere karşı aşırı bir reaksiyon geliştiriyor. Alerjenle temas sonucu bu kişilerin vücudunda onlarca zararlı madde ortaya çıkıyor. Bu salgılanan maddeler de göz, burun, solunum yolları ve cilt gibi organların bir veya daha fazlasında alerjik reaksiyonlara neden oluyor. Memorial Hizmet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Yelda Turgut Çelen, toplumun yüzde 25’ini etkileyen alerji ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

FARKLI BELİRTİLER

Alerjik reaksiyonlar her bireyde farklı şekilde, farklı bölgelerde, farklı şiddette ortaya çıkmaktadır. Bunlar mikrobik olmayan bir iltihap sonucu (inflamasyon) hedef organlarda ortaya çıkan şikâyet ve bulgulardır. 

• Burunda hapşırma, burun akıntısı, burun ve geniz kaşıntısı, burun tıkanıklığı, gözlerde yanma sulanma ile karakterli olan saman nezlesine (alerjik rinit),
• Akciğerde, bronşlarda hırıltılı nefes alıp verme, nefes darlığı, öksürük ile ortaya çıkan alerjik bronş astımına, 
• Deride kaşıntı, kızarıklık ve kuruluğa neden olan alerjik egzamaya, 
• Bağırsakta ise karın ağrısı, ishal, kusma ve bağırsaklar dışında birçok bulguya neden olan besin alerjisine neden olur. 

DAHA ÇOK ÇOCUKLUKTA ÇIKIYOR

Alerji sıklığı günümüzde gelişmiş ülkelerde, çevre kirliliği gibi faktörlerle birlikte giderek artmaktadır. Alerjiler hayatın herhangi bir anında ortaya çıkabilmekle beraber, daha çok çocukluk ve genç erişkin dönemde bulgu verir. Alerjinin türlerine göre ortaya çıkma yaşları değişiklik göstermektedir. Beş yaşından küçük çocuklarda en sık görülen allerji türü “besin alerjisi”dir. Yumurta ve süt alerjisine sık rastlanılmaktadır. Bebeklik çağında çıkan bu alerjiler yaşın ilerlemesi ile kaybolmaktadır. Besin alerjisi ile birlikte astımla ilgili yakınmalar da görülebilir ancak bu çağda görülen alerjik astım ergenlik dönemi ile beraber geçebilmektedir. Alerjik rinit ise sonraki yaşlarda (7-10 yaş ) belirti vermeye başlamaktadır. 

BAHAR NEZLESİNİN TAM VAKTİ

En sık rastlanan çeşitleri alerjik bronş astımı, alerjik burun ve göz nezlesi (saman nezlesi, bahar nezlesi ve tıbbi adıyla alerjik rinit), besin alerjisi, ilaç alerjisi, deri alerjisi ( egzama ve tıbbi adıyla atopik dermatit), hayvan ve böcek alerjisi, çalışılan ortamdaki maddelere karşı olan mesleki alerjilerdir.

HALI VE KİLİMLERE DİKKAT

Alerjik hastalıklar genetik ve çevresel faktörlere bağlı gelişen kronik hastalıklardır. Genetik geçiş özelliği vardır. Anne veya babadan herhangi birinde olması çocukta alerji olasılığını artırmaktadır. Alerjik hastalıklar her mevsim görülebilmesine karşın neden olan alerjene bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Alerjik rinit, artan polenlere bağlı olarak en sık bahar aylarında görülürken; alerjik astımın en sık nedeni evde halı, kilim ve tüylü eşyalarda üreyen akarların (mite) çıkartılarıdır ve bunlar ev tozuna karışarak nefes alma esnasında bronşlara gider. Akar alerjisi en sık kış aylarında görülür dolayısıyla astım atakları yıl boyu ve özellikle kış aylarında artmaktadır. Öncelikle alerji testleri ile kişinin alerji türü ve kaçınması gerekenler listesi belirlenir. Gerektiği takdirde yaşam tarzında değişikliğe gidilmeli ve en uygun tedavi seçenekleri belirlenip buna göre hareket edilmelidir. 

Bu haber toplam 2921 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.