Akciğer Kanseri Neden Artıyor?
Akciğer kanserine erken tanı konulduğunda tam tedavi başarısı yüzde 85-90 gibi oldukça yüksek bir oranda seyrediyor. Ancak belirtilerin hasta tarafından önemsenmemesi ve hastalığın sinsi seyretmesi nedeniyle akciğer kanserinin fark edilmesi genellikle ileri evrelerde gerçekleşiyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Reha Baran, bu nedenle erken tanı için özellikle sigara içen ve 50 yaş üzerinde olan kişilerin yıllık akciğer tarama programlarına katılmalarını, inatçı öksürük ve balgamda kan görülmesi gibi durumlarda ise zaman kaybetmeden mutlaka bir hekime başvurmalarını öneriyor.
ERKEKLER ARASINDA EN SIK GÖRÜLEN KANSER TÜRÜ
Dünyadaki tüm kanserlerin yüzde 12,9’unu akciğer kanseri oluşturuyor. Yeni olgu sayısı ise yıllık 1,8 milyonda seyrediyor. Ülkemizde de her yıl 30-40 bin kişiye yeni tanı konulacağı öngörülüyor. Prof. Baran, her 5 kanser hastasından 1’inin akciğer kanseri sebebiyle hayatını kaybettiğine dikkat çekiyor. Akciğer kanserinin görülme sıklığı tüm kanserler arasında erkeklerde ilk sırada, kadınlarda ise ilk 5 içinde yer alıyor. Nedeni ise erkeklerde sigara içme oranlarının yüksek olması, endüstriyel işlerde daha fazla çalışmaları ve stres.
ÖLÜMCÜL HASTALIĞIN YÜZDE 90 SEBEBİ SİGARA!
Prof. Dr. Reha Baran, akciğer kanserine yol açan faktörleri, “Akciğer kanseri oluşumunun yüzde 90’ını sigara oluşturuyor. Yanı sıra toprakta bulunan radon gazı, asbest, diğer kimyasallara maruz kalma, yüksek düzeyde hava kirliliği, içilen sudaki yüksek arsenik oranı, akciğere önceden radyasyon tedavisi uygulanması gibi sebepler yer alıyor” şeklinde anlatıyor. Tüm bu faktörlere maruz kalan kişiler ve ailesinde kanser hikayesi olanlar risk altında bulunuyor.
ÖKSÜRÜK VE HALSİZLİĞE DİKKAT
Akciğer kanserinde erken tanının çok önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Reha Baran, bu hastalığın çok tehlikeli olmasını ise şöyle açıklıyor: “Akciğer kanserinin ilk belirtileri arasında yer alan inatçı öksürük ve halsizlik ne yazık ki hastalar tarafından fark edilse de, başka nedenlere bağlı olduğu düşünülerek önemsenmiyor. Özellikle sigara içenler bunun sigaraya bağlı olduğunu düşünerek dikkate almıyor. Bu yüzden hastaya genellikle başka bir nedenle çekilen akciğer grafisi sonrasında tanı konulabiliyor. Oysa her hastalıkta olduğu gibi akciğer kanserlerinde de erken tanı büyük önem taşıyor. Çünkü erken tanı sayesinde ameliyatla tam tedavi sağlanabiliyor.”
YILDA 1 KEZ TARAMA ÖNERİLİYOR
Tanı koyma yöntemlerinde, ortalama 30 yıl 1 paket ya da 15 yıl 2 paket sigara içen kişilerde veya son 15 yıl içinde sigarayı bırakmış 55-75 yaş arası kişilerde düşük doz akciğer tomografisi diğer tüm yöntemlerden yüzde 20 daha başarılı oluyor.
ERKEN TANIDA BAŞARI ORANI YÜZDE 90
Tedavide, hastalığın hücre tipi, evresi ve hastanın klinik durumunun büyük önem taşıdığına dikkat çeken Baran, tedavi aşamasıyla ilgili şu bilgileri veriyor: “Hastalığın dört evresi ve bu evrelerin de alt grupları bulunuyor. Evre III-A dediğimiz grup da dahil olmak üzere her hastanın ameliyat şansı bulunuyor. En yüksek hayatta kalma oranları ameliyat olan hastalardır. Evre I denilen erken evrede tedaviyle başarı oranı yüzde 85-90 civarında seyrediyor. Yanı sıra yeni tedavi yöntemleri kapsamında, günümüzde kanserli doku hücrelerindeki genetik değişiklikleri hedef alan ilaçlar geliştiriliyor ve kullanılıyor.”
EN ÖNEMLİ KORUNMA YOLU SİGARAYI BIRAKMAK
Önlenebilir bir hastalık olan akciğer kanserinin en önemli nedeni tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı olarak biliniyor. Prof. Dr. Reha Baran, “Bu sebeple sigaraya başlamanın önlenmesi ve içenlerin bıraktırılması hastalıktan korunmanın en önemli faktörü. Ayrıca radyasyon maruziyetine neden olan akciğer grafisi veya bilgisayarlı tomografi gibi tetkiklerin zorunlu olmadıkça yapılmaması öneriliyor. Asbest, radon, zararlı gaz ve kimyasallara maruz kalmanın önlenmesi, çevresindeki solunum havasında asbest lifleri bulunan kişilerde profesyonel koruyucu solunum maskeleri kullanılması kanser riskini azaltabiliyor” diyor.
BU BELİRTİLER AKCİĞER KANSERİ HABERCİSİ OLABİLİR
Akciğer kanseri tanısı konulan hastalarda belirtiler tümörün akciğer içindeki yerleşimine, büyüklüğüne, yayılım yerine ve yayılma derecesine bağlı olarak çeşitlilik gösteriyor.
Tümörün göğüs içi yayılımına bağlı belirtiler:
• Devamlı yoğun öksürük.
• Göğüs, omuz ve sırt ağrısı.
• Balgam miktar ve renginde değişme.
• Kanlı balgam ve kan tükürme.
• Nefes darlığı.
• Ses kısıklığı.
• Yutma bozukluğu.
• Boyun ve yüzde şişlik.
• Göz kapağında düşme.
• Hışıltılı solunum.
• Tekrarlayan bronşit veya zatürre atakları.
Tümörün göğüs dışı (karaciğer, lenf bezeleri, beyin, böbrek üstü bezleri, vb.) yayılımına bağlı belirtiler:
• Baş ağrısı.
• Bulantı, kusma.
• Denge bozukluğu, baygınlık, hafıza kaybı.
• Cilt altı şişlikler.
• Kemik veya eklem ağrısı, kemik kırıkları.
• Genel halsizlik.
• Kanama, pıhtılaşma bozuklukları.
• İştah kaybı, açıklanamayan kilo kaybı.
• Kaşeksi (kas erimesi).
• Yorgunluk.
Kaynak:ntv.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.