Prof. Dr. Nevzat Tarhan

Prof. Dr. Nevzat Tarhan

ZOR OYUNU BOZAR

ZOR OYUNU BOZAR

Güreşle uğraşanlar bilir. Kafa kola alırsınız, tek dalarsınız, çift dalarsınız, bütün gücünüzü kullanırsınız. El enseler çekip karşı tarafın gücünü yoklarsınız.

            Bazı güreşçilerde manevra kabiliyeti fazla yoktur ancak kasları çok kuvvetlidir ve sabırlıdırlar bütün oyunları bozarlar.

            Güreşlerde sonuçta kuvvetli olanlar dayanabilirlerse manevra kabiliyeti ve oyun kurma becerisi yüksek olanları yenerler.

            Günümüzde devletin içinde ciddi bir güç mücadelesi var. Bir taraf halkın gücünün alıp meclise yansıtmış. TBMM var ama gücünün farkında değil. Diğer tarafta müthiş bir oyun kabiliyeti var. Örgütlü ajitasyonlar yapıyor. Zihinlere korku salıyor, vehimlere ve varsayımlarla dayanarak analizler yapıyor.

            Muhtemel korkuları mümkün korkular haline getirmek psikolojik harekâtın taktiklerindendir. Tıpkı deprem ihtimali gibi… Bugün İstanbul’da deprem olma ihtimali var ama depremle yatıp depremle kalkmak akıllıca bir davranış değil. Tedbirini alırsın günlük işlerine devam edersin. Ama depremden geçinen proje satan hocalar konuyu sık sık gündeme getiriyorlar. Çünkü çıkarları onu gerektiriyor.

            Bugün Türkiye reel olmayan totaliter İran modeli bir din devleti ihtimalini kullanarak siyasi çıkar peşinde koşan güç odakları var. Çıkarlarını destekleyen halk gücü olmadığı için muhtemel korkuyu değil mümkün sanki vaki gibi abartıyorlar.

            Bir diğer oyunu Anayasa Mahkemesi’ni etkileyen 367 olayında gördük. Aynı günlerdeki diğer oyun Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tahrik edip yanılttılar ve 27 Nisan bildirisine sebebiyet verdiler. Ancak halkı temsil eden siyasi güreşçiler oyunu gördüler. Seçimler bu oyunu bozdu.

            Şimdi yeni oyun parti kapattırma korkusu. Böylece TBMM gücünün kullanamayacak ve güreşi kaybedecek.

            Neden söz ettiğimi tahmin etmişsinizdir. Malum tartışma toplumsal talep olan dinini kamusal alanda da yaşama talebi. Dindar olmanın eğitimsizlik ve yoksullukla birlikte olduğu eski sosyolojik tezinin takipçileri siyasi manevralarını artırdılar.

            Çünkü ezberleri bozuldu. Kapıcının kızı ve temizlikçi bayan olarak zihinsel kategorilerin de yazılmış genç kızların  kıyafetin modern versiyonu ile eğitim ve çalışma talepleri oluştu.

            Bu sosyolojik değişimi algılayamayanlar veya algılamak istemeyenler siyasi anlam yükleyerek kıyafet biçimlerine üniforma benzetmesi yaptılar ve siyasi anlam yüklediler.

            Toplumsal talep bugünkü iktidarı doğurdu. Toplumsal talep azalacağı yerde artarak devam ediyor. Bugünkü iktidarlar bunu gerçekleştirmezse daha farklı iktidarlar dünyanın gidişine mutlaka uyacaklardır.

            Konuya bilimsel gözle bakmayan, sadece siyasi gözle bakan elitist bürokratlar yanılgıya düşüyorlar.

            Eski başbakanlardan Sayın Mesut Yılmaz demokrat bir insan ama toplumu yine okuyamadı. YÖK kanunundaki kıyafet düzenlemesinin iptal edileceğini söylüyor.

            Sayın Mesut Yılmaz iyi siyasi koku alan birisidir. Haklı olabilir fakat siyasetle güç mücadelelerinde kişilik mücadeleleri önem taşır. Halkın gücünü iyi kullanan sabırlı siyasetçilerin akla gelmeyecek oyunları bulup uygulayan siyasetçileri yendiğinin bir örneğini görmek mümkün.

            Güreşte bir başka yöntemde hile yapıp belden aşağı çalışmak vardır. Kuralları bozar. Ahlaklı olmayan, centilmenliği eksik sporcuların bir taktiğidir bu uygulama.

            Siyasette de silahlı kuvvetleri devreye sokup oyunun dengesini bozmak isteyenler var. Diğer istek sahipleri de Türk Silahlı Kuvvetleri’ni zayıflatma arzusunda olanlardır.

            Çok şükür ki yönünü batıya çevirmiş Cumhuriyeti demokratik cumhuriyet olarak yorumlayan gerçek çağdaş subaylar bu oyuna gelmiyor.

            Bırakalım siyasetçiler güreşsinler. Bugün birisi yarın diğeri galip gelir. Çok çalışan kazanır. Yalnız güreş demokratik olsun!

            Duyguları rahatlatmanın yolu zihinlere salınan korkuları gidermekten geçer. Tek tip dindarlık anlayışı olmadığı gibi tek tip laiklik anlayışı da yoktur. Ancak siyasetçilerin % 60-70 nin birleştiği bir laiklik anlayışının kararlı, tutarlı, devamlı mücadelesini vermekten başka çözüm yoktur.

Bu yazı toplam 4860 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan Arşivi