Yozgat Şehir Hastanesi'nde obezite psikolojik destekle tedavi ediliyor
Yozgat Şehir Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nihan Coşkun, yapılan araştırmalara göre, 21'inci yüzyılın en önemli sağlık sorunu olan obezitenin halk sağlığını tehdit ettiğini, dünyada gelişmiş ülkelerde yaşayan her 4 çocuk ve ergenden birinin, gelişmekte olan ülkelerde ise her 7 çocuk ve ergenden birinin fazla kilolu ya da obez olduğunu vurguladı.
Uyguladıkları grup terapisi programı ile obezite sorunu yaşayan hastalara psikolojik destek sağladıklarını belirten Dr. Coşkun,"Çünkü, tedavide sadece diyet listeleri ile başarı elde etmek mümkün olmayabiliyor. Hastalarımız bu programı tamamladığında, seçilen herhangi bir diyete rahatça uyum sağlayabilecek düzeye gelmektedirler" dedi.
Kilo verme eğitimi
Hastanede verdikleri kilo verme eğitimi programının 6 ile 8 haftalık süreyi kapsadığını, grupların ise 8 ile 10 kişi arasında değiştiğini belirten Dr. Coşkun, katılım öncesinde tüm hastaların endokrinoloji muayenelerinin yapıldığını ifade ederek,"Program dahilinde uzman diyetisyenlerle görüşme sağlanmanın ve kişinin kilosuna ve metobolizmasına uygun diyet listesinin hazırlanmasının ardından psikolojik destek de sağlanmaktadır. Programa katılanlar eğitim sonunda seçilen herhangi bir diyete uyum sağlayabilmekte ve aşırı yeme isteği ile nasıl başa çıkacağınızı öğrenmektedir. Hastalarımız, bu program sayesinde özel günler, doğum günleri, bayramlar, altın günleri, aile ziyaretleri gibi toplantılarda da diyeti bozmamaktadır." şeklinde konuştu.
Psikolojik açlık ve fiziksel açlık arasındaki fark
Dr. Nihal Coşkun, birçok insanın duygusal açlık sonucu aşırı yeme eğiliminde olduğunu belirterek,"Fizyolojik olarak meydana gelen açlık bedenin bir tepkisidir. Duygusal açlık ise olumsuz duygu durumlarıyla tetiklenen ve kişi tarafından oluşturulan açlıktır. Fiziksel açlık, yemek yedikten birkaç saat sonra yavaş yavaş ortaya çıkar ve yemek yendiğinde doygunluk hissine ulaşılır. Duygusal açlık ise, açlık ve tokluk kavramlarından oldukça uzaktır. Kişi yemekten yeni kalkmış olsa bile olumsuz duygularıyla başa çıkabilmek için farkında olmadan yeme eylemini sürdürür. Uyguladığımız grup terapisi programında katılımcılar, psikolojik açlık ile fiziksel açlık arasındaki ayrım ile can sıkıntısı, mutsuzluk ve öfke gibi duygularla yemek yemeden baş etmeyi öğrenebilmektedirler. Böylece yememeleri gereken bir şey ile karşılaştıklarında huzursuzluk, kısıtlanmışlık hissi gibi olumsuz duygulara kapılmadan verilen ikramı red edebilmektedirler" ifadelerini kullandı.
Obezite hastalarına tavsiyeler
Dr. Coşkun, obeziteden kurtulmak için diyet listesinin tek başına yeterli olmadığı düşüncesinden yola çıkarak gerçekleştirdikleri psikolojik destekli tedavi yönteminden başarılı sonuçlar alındığını aktararak, bu sorunu yaşayanlara şu tavsiyelerde bulundu:
"Eğer siz de daha sağlıklı olmak, tansiyon, şeker, kolesterol gibi hastalıklarınızdan uzaklaşmak, daha güzel görünmek, daha özgüvenli olmak ve yeme konusunda daha kontrollü hissetmek istiyorsanız, bunun için yardım alabilirsiniz. Daha önce diyet yapmış ve başarısız olmuş olabilirsiniz. Bunun nedeni iradesiz ya da başarısız olmanız değil, daha önce bunun nasıl yapılacağını kimsenin size göstermemiş olmasıdır"
Diyeti baltalayan düşünceler
Dr. Nihal Coşkun, diyet yapan birçok insanın, 'Bunu hak ediyorum', 'Yemezsem annem üzülür', 'Bir kereden bir şey olmaz' gibi diyeti baltalayıcı düşüncelerle nasıl başa çıkabileceklerini bu programda katılımcılara anlattıklarını söyledi.
Coşkun, obezitenin sadece fiziksel rahatsızlık veren bir sorun olmadığını aynı zamanda çeşitli kronik rahatsızlıkları da tetiklediğini, hastalığın tedavisinin bu açıdan büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.
Kaynak:Haber Türk
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.