Yalana inanma yalansız da kalma!
25 yıldır 'yalan' üzerine araştırmalar yapan ABD'li psikolog Prof. Robert Feldman, yeni kitabı 'The Liar In Your Life / Hayatınızdaki Yalancı'da 'Herkes yalan söyler' diyor; kitabında neden, ne sıklıkla, hangi konularda yalan söylediğimizi ortaya döküyor.
İnsan 10 dakikada ortalama 3 yalan söyler! 'Hadi canım' demeden önce bir düşünün. 'Ben de şimdi seni arayacaktım,' 'Merak etme kimseye söylemem', 'Trafik vardı ondan geciktim', 'Zayıflamışsın', 'Eline sağlık yemek çok güzel olmuş', 'Ben de seni seviyorum'... İster acı verici ve korkunç, ister pembe, ister beyaz olsun yalanlar hayatımızda kaçınılmaz şekilde yer alıyor. Yani, hepimiz yalan söylüyoruz!
Bu iddialar dünyada yalan konusunda önde gelen araştırmacılardan biri olan Massachusetts Üniversitesi Psikoloji Profesörü Robert Feldman'a ait. Feldman, 'yalan' üzerine yaptığı 25 yıllık çalışmalarını topladığı yeni kitabı 'The Liar In Your Life / Hayatınızdaki Yalancı'da yalan söylemenin insan hayatındaki yerini sorgularken çok ilginç gerçekleri de ortaya koyuyor. Kitabında, neden ve ne sıklıkla, hangi durumlarda ve hangi konularda yalan söylediğimizi bir bir ortaya döküyor. Ama kitaptaki en büyük vurgu yalanın hayatımızın vazgeçilmez unsurlarından biri olması. Feldman şöyle diyor: "Bunca yıldır yaptığım araştırmalarda beni en çok şaşırtan şey, yalan söylemenin ne kadar yaygın olduğunu görmekti. Öyle sık yalan söylüyoruz ki, bunu yaptığımızın farkına bile varmıyoruz. Yaptığım deneylerde, karşılıklı görüşmemiz sırasında hiç yalan söylemediğini iddia eden pek çok katılımcının, daha sonra görüşmenin videosunu seyrettirdiğimde 'ah evet, burada yalan söylemişim' diyerek yalan söylediğini sonradan fark etmesi bunu kanıtlıyor."
YALAN SÖYLEMEK BİR SOSYAL TAKTİK
Peki, neden yalan söylüyoruz?
"İşimize yaradığı için" diyor Feldman; "Yalan işimize yarıyor çünkü insanlar kendileri hakkında yalan şeyler duymayı istiyor; çok iyi göründüklerini, bizim onların söylediklerine katıldığımızı, çok başarılı olduklarını... Yani çoğu zaman sırf kibar olmak ve aradaki ilişkiyi iyi tutmak için yalan söylüyoruz. Bu tür yalanları insanlar, diğer yalanlardan 10-20 kat daha fazla söylüyor."
Feldman'a göre bir diğer sebep de şu: "Bazı durumlarda da bize diğerlerinin yanında bir avantaj sağladığı için yalana başvuruyoruz; onları inanmalarını istediğimiz şeye ikna etmek için bunu yapıyoruz. Kısacası yalan, istediğimizi almak için kullandığımız bir sosyal taktik."
Yalan bize sosyal açıdan avantaj sağlıyorsa neden hep yalan söylemeyelim, diyebilirsiniz. Feldman, günümüz toplumunda pek çok kişinin de aynen böyle düşündüğünü söylüyor. "Modern hayatta insanlar geçmişte olduğundan daha rahat yalan söylüyor. Araştırmalarım, insanların yalanlarını yüzlerine vurduğunuzda pek de pişmanlık göstermediklerini ortaya koyuyor. Çünkü toplum bunu artık eskisi gibi yadırgamıyor."
YALANLAR HEP GERİ TEPER
Buna rağmen insanlar yine de ciddi yalanlar söylemekten kaçınıyor. Sebebi, kartopu etkisi. "Bir taktik olarak kullanılan yalanlar çoğu zaman geri tepiyor ve olumsuz sonuçlar doğruyor" diyor Feldman; "Araştırmalarım insanların yeni tanıştıkları bir kişiye ilk 10 dakikada ortalama 3 yalan söylediklerini gösteriyor. Eğer dürüst olmazsanız bu ilişki devam ettiğinde yalanlar kartopu gibi birbirinin üzerine eklenerek büyüyor. Büyük yalanlar büyük felaketlere sebep olurken masum görünen basit yalanlar da pekala kötü sonuçlar doğurabiliyor." Feldman'ın araştırmalarına göre, bir kez yalan söyleyip bundan paçayı sıyıran kişi, sonrasında aynı kişiye tekrar tekrar ve daha kolay şekilde yalan söylüyor. Ve bu durum, sürekli yalan söylenen insanın kendisini ve hayattaki konumununa algılamasını zorlaştırıyor.
Kitabında küçük yalanlardan kurtulmayı isteyenlere bir öneride de bulunuyor Feldman: "Bir soru sorduğunuzda insanlardan gerçeği duymak istediğinizi de açıkça belirtin. 'Kilo almış mıyım?' diye değil, 'Kilo almışım mıyım, lütfen doğruyu söyle, gerçek benim için önemli' diye sorarsanız doğru cevabı alabilirsiniz."
Ama şu gerçeği eklemeden de edemiyor: "Yalan söylemeden hayatı sürdürmek mümkün değil!"
Yalan söyleyen çocuk daha sosyal
Yalan söylemeyi 2-3 yaşlarında öğrenmeye başlıyoruz. Yaş büyüdükçe söylenen yalanlar daha sofistike bir hal alıyor. Prof. Feldman çocukların yalan söylemesinin onların zihinsel olarak daha gelişmiş ve sosyal açıdan daha bilinçli olduklarının bir göstergesi olduğunu söylüyor. Dahası yalan söyleme konusunda başarılı gençler, sosyal hayatta da daha başarılı oluyor. Zira Feldman'ın araştırmaları sosyal açıdan başarılı ve popüler olan insanların iyi yalan söyleyebilen insanlar arasından çıktığını ortaya koyuyor.
Yalancıyı yakalama yolları
Fox'ta yayınlanmakta olan 'Lie To Me' dizisinde karizmatik aktör Tim Roth insanların vücut dilleri, ses tonları ve mimiklerini okuyarak yalan söyleyip söylemediklerini ortaya çıkaran uzman Dr. Cal Lightman rolünde karşımıza çıkıyor. Ancak Feldman insanların yalan söylediğini anlayabilmenin hiç de kolay olmadığını söylüyor. Yine de acemi yalancıları ele verecek birkaç ipuçu var...
1. Doğru söyleyen kişi genelde bedeni ve yüzü karşısındakine dönük halde konuşur. Yalancı ise karşı karşıya durmaktan kaçınır, otururken kollarını ve bacaklarını kavuşturur. Genellikle savunmadadır.
2. Doğru söyleyenin el kol hareketleri konuşmasıyla doğal olarak aynı ritimde hareket eder. Yalancı ise sözleri gibi el kol hareketlerini da kontrol eder, doğal hareket edemez.
3. Yalan söyleyen kişi çoğunlukla gözlerini kaçırır, yüksek perdeden konuşur, terler ve sık nefes alır. Ama dikkat bunlar heyecan, çekingenlik gibi şeylerden de kaynaklanabilir.
4. Yalan söyleyen kişi çoğunlukla kendine sorulan soruları tekrarlatır, kaçamak cevaplar verir, sözlerine 'doğrusunu söylemem gerekirse' gibi vurgularla başlar, konuşurken sık sık duraksar ve yutkunur.
5. Doğruyu söyleyen kişi bir şeyi anlatırken sonradan unuttukları bir detayı hatırlayarak bilinçsizce hikayede geriye dönük şeyleri de ekler, açıklamalarla boşlukları doldurur. Yalancı ise açığının yakalanacağı korkusuyla geriye dönüp bir şeyleri düzeltmekle, eklemekle uğraşmaktan çekinir.
6. İnsanlar telefonda ve internette yüz yüze olduğundan daha rahat yalan söyler.
Kadın ve erkek yalanları farklı
Prof. Feldman en sık kullanılan yalanların sosyal hayatın ve ilişkilerin akışını kolaylaştıran basit yalanlar olduğunu söylüyor. 'Üzerindeki sana çok yakışmış', 'Sözlerine katılıyorum, haklısın' gibi karşımızdaki kişiyi iyi hissettirecek yalanlar bu gruba giriyor. Bahsi geçen bir restoran ya da kitap için 'Evet, oraya gitmiştim', 'Ben de okumuştum' gibi konuşma akışını sürdürmek üzere söylenen yalanlar da aynı grupta. Öte yandan insanların kendilerini daha iyi göstermek için yalana başvurması da yaygın. Gitmediğiniz halde 'Avrupa'yı dolaştım' demek, bir hafta devam ettiğiniz halde 'basket takımının yıldızıydım' demek veya okulu birincilikle bitirdiğinizi söylemek de bu ikinci gruba giriyor. Feldman bu gruptaki yalanların hem kendimizi hem de çevremizdekileri daha zeki, daha yetenekli, daha güçlü vs. olduğumuza inandırmak ve kendi değerimizi yükseltmek için söylendiğini belirtiyor. Araştırmalara göre kadınlar ve erkekler aynı sıklıkta yalan söylüyor ancak kadınlar daha çok ilk gruptaki, erkekler ise ikinci gruptaki yalanlara başvuruyor.
MİNE AKVERDİ
[email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.