Uzmanlardan okula uyum sürecinde uyku düzeni önerileri

Psikolog Mine Gençer, uzun yaz tatili sonrası öğrenciler için okula yeniden uyum sağlamada uykunun önemine dikkat çekerek, sabah erken kalkmak zorunda olan öğrencilerin akşamları saat 22.00’den önce yataklarında olmaları, ailelerin bu saatlere göre bir yaşam düzeni oluşturmaları gerektiğini kaydetti.

22.00'DEN ÖNCE YATAĞA...

İHA'nın haberine göre; okulların başlamasıyla birlikte öğrencilerin okula uyum süreci kadar velileri endişelendiren bir başka konu da uzun yaz tatilinde değişen uyku düzenlerinin tekrar okul saatlerine göre ayarlanmasıdır.

Psikolog Mine Gençer, uzun yaz tatili sonrası her yaştan öğrenci için okula yeniden uyum sağlamada uykunun önemine dikkat çekti. Gençer, uykunun yaşam kalitesini sürdürmede hayati bir rol oynadığı gibi çocuklarda büyüme ve gelişmeyi de desteklediğini belirtti. Sabah erken kalkmak zorunda olan öğrencilerin akşamları saat 22.00’den önce yataklarında olmalarını, ailelerin bu saatlere göre bir yaşam düzeni oluşturmalarını öneren Gençer, kaliteli bir gece uykusunun öğrenmeyi de kolaylaştırdığını ifade etti. Uyku öncesi gerçekleştirilen rutinlerin çocukları uykuya hazırladığını belirten Gençer, çocukların en geç 21.30’da diş fırçalama, yatak kıyafetlerini giyme gibi hazırlıklarını tamamlayıp, aile üyelerine “iyi geceler” diyerek beyni uykuya hazırlamalarının önemine dikkat çekti. Gençer, ayrıca çocukların hayatında rutinler oluşturmanın onların fiziksel, bilişsel ve duygusal yönden gelişmelerini de destekleyeceğini vurguladı.

UYKU ÖNCESİ TEKNOLOJİ İLE İLİŞKİLERİNİ SONLANDIRMALARI GEREKİYOR

Çocukların kaliteli bir uykuya sahip olmaları için uyku öncesi teknoloji ile ilişkilerini sonlandırmaları gerektiğini vurgulayan Gençer, bu aletlerin yaydığı mavi ışığın büyüme hormonu olan melatonini bastırdığını, güçlü ışığın beyne yeni bir günün başlamakta olduğu mesajını verdiğini, bu nedenle de uykuya dalmakta güçlük yaşanabileceğini belirtti. Gençer, uykuya dalınsa bile uykunun kesintili ve rahatsız olabileceğini, ertesi gün de odaklanma becerilerinde sorun yaşanabileceğini ve öğrencilerin duygusal olarak kendilerini huzursuz ve sinirli hissedebileceklerini ifade etti.