Uzm. Psk. Özge Genlik 'Cinsel Enerji, Yaşam Enerjisidir!'

Uzm. Psk. Özge Genlik 'Cinsel Enerji, Yaşam Enerjisidir!'
Sağlıklı bir beden ve ruh yapısına sahip olmada cinsel sağlığın önemli rol oynadığını belirten Uzman Psikolog Özge Genlik, cinsel enerjinin, yaşam enerjisi anlamına geldiğini söyledi, “Özgürce ifade bulamayan yaşam enerjisi ise bedende hastalık yapar” ded

“Her bir insan varlığı, eril ve dişil enerjinin buluşup-ayrışması ve sonunda birleşmesi sonucu can bulmuştur” diyen Uzman Psikolog Özge Genlik, günümüz toplumunda cinselliğin hala tabu olarak algılandığını, cinsel eylem veya cinsel organlar hakkında konuşmanın ise ayıp ve günah olarak nitelendirildiğini söyledi.

Genlik, baskılanan ve tabu olarak nitelendirilen cinselliğin ise bir taraftan çeşitli cinsel sapkınlıklara neden olduğunu, bir taraftan da hem kadında hem de erkekte ruhsal ve fiziksel hastalıklara zemin hazırladığını söyledi. “İnsanların kendi bedenlerini ve bireysel cinselliklerini keşif süreci baltalanmaktadır” diyen Genlik’e göre, özgürce ifade bulamayan yaşam enerjisi, fiziksel ve ruhsal bedende hastalık belirtileri şeklinde kendisini ifade etmeye çalışıyor. 

Uzmanların bu konudaki ortak görüşü de; ruhsal ve fiziksel açıdan sağlıklı olmada cinsel sağlığın çok önemli rol oynadığı yönünde.

CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARININ ÖNEMLİ NEDENİ

Cinselliğin tabu olarak görülmesinin cinsel işlev bozukluklarının da önemli nedenleri arasında olduğunu aktaran Genlik, kadınlarda orgazm olamama, cinsel isteksizlik ve vajinismusun, erkeklerde ise erken boşalma ve sertleşme problemlerinin en sık görülen cinsel işlev bozuklukları olduğunu söyledi. 

“CİNSELLİK ERKEĞİN PERFORMANSINI KANITLADIĞI SAHNE GİBİ GÖRÜLÜYOR”

Psikolog Genlik’e göre, cinsel işlev bozukluklarının oluşumuna zemin hazırlayan en önemli faktör ise halk arasında oluşturulmuş yanlış inanç kalıpları: 

“Örneğin; toplumumuzda cinsel eylem öncesinde ve cinsel eylem aşamalarında erkeğin yöneten pozisyonunda değerlendirilmesi, erkeğin her an cinsel birleşmeye hazır olması gerekliliği gibi rasyonaliteye dayanmayan inanç kalıpları var. Bu kalıplar nedeniyle erkekler cinsel birleşmeyi ‘performanslarını kanıtlamak üzere çıktıkları bir sahne’ gibi düşünüyor. Bunların sonucunda da erken boşalma ve sertleşme sorunu gibi cinsel işlev bozuklukları gelişebiliyor.”

CİNSEL SORUNLARIN ÖNEMLİ NEDENİ: İLETİŞİMSİZLİK

Kadınların yaklaşık %55’inde rastlanan cinsel işlev bozukluğunun ise vajina kaslarının istem dışı kasılması yani vajinismus olduğunu belirten Psikolog Genlik, “Vajen kaslarının cinsel birleşmeye izin vermeyişinin ardında çocukluk ve ergenlik dönemi travmaları, bedenini tanımama, suçluluk-ayıp-günah gibi inanç kalıplarının yer aldığı bulgulanmaktadır” diye konuştu. 

Genlik’e göre, cinsel işlev bozukluklarına zemin hazırlayan bir diğer etken ise partnerler arasında sağlıklı iletişimin olmaması: 

"ORGAZM BEYİNDE GERÇEKLEŞİR"

“Gerçek şudur ki; cinselliği, cinsel birleştirmeye dönüştüren organ penis ya da vajina değil, beyindir. Beyindeki limbik sistem ve hipotalamus bölgeleri, cinsel işlevlerden sorumlu beyin bölgeleridir. Bu nedenle partnerlerin cinsel iletişim kurması ve duygularını ifade etmesi beynin limbik sisteminin sağlıklı işleyişi ile gerçekleşecektir.

"FİZİKSEL DEĞİL, ZİHİNSEL POZİSYONLAR ÖNEMLİDİR"

Cinsel iletişim sırasında, partnerler kendi bedenlerinde keşfettiklerini paylaşmalı ve isteklerini rahatlıkla dile getirmelidirler. Çünkü cinsel eylem öğrenilir, öğretilmez. Her ne kadar cinsellik eğitimi alınsa da teorik bilginin pratiğe dönüştürülmesi için çiftlerin farklı cinsel eylem deneyimlerine ve keşfetmeye istekli ve meraklı olmaları gerekir. Cinsellikte, fiziksel birleşme pozisyonlarından öte zihnin pozisyonları daha önemlidir. Zihinsel pozisyonları, fiziksel pozisyonlara dönüştürmek ve özgür olmak cinsel yaşam sağlığının temelidir.”

“ERİL VE DİŞİL ENERJİNİN ‘BİR’LİĞE UZANAN DANSI”

Cinsel eylemin, cinsel birleşme ile sonlanmak zorunda olmadığını söyleyen Uzman Psikolog Özge Genlik, cinselliğin bir enerji alış-verişi olduğunu vurguladı ve sözlerini şöyle tamamladı: “Eril ve dişil enerjinin ‘bir’liğe doğru uzanan sonsuz dansı olan cinsellik aynı zamanda bir ‘dokunma sanatı’dır. Dokunmanın beyin gelişimini 10 kat hızlandırıcı etkisi de hatırda tutulmalıdır. Beden, yaşamı deneyimlemek üzere bir araçtan ibarettir. Cinsel birleşmeye giden süreçte bedenin temas sınırlarındaki dokunuşlar çok önemlidir. Bu bağlamda birey önce kendi bedenini, sonrasında partnerinin bedenini iyi tanımalıdır. Kendi bedenini seven ve bedenini iyi tanıyan birey cinselliği en meditatif biçimde deneyimleyebilir ve yaşamın sırlarına erişebilir. Sağlıklı bir cinsel yaşam deneyimi için dokunun, dinleyin ve kendi bedeninizi ve ruhunuzu keşfetmeye niyet edin.”

Kaynak:ntv.com

Bu haber toplam 8934 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.