Uyku Saatinin Bozulması Depresyonu Etkiler mi?
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yavuz Selvi, biyolojik iç ritim ile sosyal ritim arasındaki farklılıklar nedeniyle yanlış zamanda veya geç saatlerde uyumanın, tüm organizmada hormonal düzensizlikler oluşturduğunun bilim çevrelerince kabul edildiğini söyledi.
Kan şekerinin düzenlenmesi, vücut sıcaklığı, kan basıncının ayarlanması, kalp ritminin ayarlanması, sindirim sisteminin çalışmasının belirlenmesi gibi pek çok fiziksel durumun yanı sıra beyin işlevlerinin de bu düzensizlikten etkilendiğini vurgulayan Selvi, "Yaptığımız çalışmalarda, geç yatmanın beyindeki vücut saatinin çalışmasını da bozarak kalitesiz bir uykuya, depresyona ve davranış sorunlarına yol açtığını belirledik. Geç uyuyan bireyler, depresyona daha yatkındırlar ve çok düşünmeden hareket etme eğilimi içerisindedirler" diye konuştu.
BEDEN VE BEYİN UYKU İLE KENDİNİ TAMİR EDEBİLİYOR
Akşam belirli bir saatten sonra beden ve beynin, uyku ile ancak kendini tamir edebileceğini ifade eden Selvi, erken yatmak ve kalkmanın doğal iç ritme ve biyolojik saate uygun bir davranış olduğunu dile getirdi.
Selvi; uyku süresi kadar, hangi saatlerde uyunması gerektiğinin de önemli olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Uyku saatlerinden kısarak, uzun vadede sağlıklı bir yaşam sürmek çok güç. Biyolojik ritme uygun davranan bireyler daha sağlıklı oluyor ve zihinsel fonksiyonları daha verimli kullanıyor. Bu durum pek çok çalışmayla gösterildi. Modern hayatın getirdiği bir takım sorunlar, özellikle iş ve sosyal ilişkiler nedeniyle günlük uyku süresinin kısaldığı bir yaşam tarzı, gürültü ve ışık kirliliği, internet ve sosyal ağlara bağımlılık nedeniyle sürekli kullanılan akıllı telefonlar, yatak odalarına kadar giren dizüstü bilgisayarlar, televizyonlar, uykusuzluğa sebep oluyor.
Uykusuz kalmak vücudun savunma sistemine hasar vererek, birçok hastalığın oluşumu için zemin hazırlamaktadır. Kalp damar hastalıklarından psikolojik sorunlara kadar pek çok sorun uykusuzlukla alevlenebiliyor."
Uykusuzluğun aynı zamanda yorgunluk, halsizlik, isteksizlik, sinirlilik yapabildiğini anlatan Selvi, bu durumun dikkat eksikliği, konsantrasyon güçlüğü gibi nedenlerle küçük kazalara ve okul başarısızlıklarına yol açtığını belirtti.
İLGİLİ HABERLER
Kaynak:Aktüel Psikoloji
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.