Uyku Panik Atağı: Farklı Bir Alt Tip Mi?
ÖG Çetinkaya, K Altınbaş, D İpekçioğlu, S Erdiman, Ş Özer
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, İstanbul
Amaç: Bu çalışmanın amacı, uyku panik atağının (UPA) farklı bir yapıya sahip olup olmadığının ve ayrı bir alt tip olarak kabul edilip edilemeyeceğinin araştırılmasıdır.
Yöntem: Çalışmaya alınan vakalara, bu çalışma için geliştirilen sosyodemografik soru formu, SCID-I, SCID-II, Panik Agorafobi Ölçeği (PAÖ) ve davranış değişikliklerini değerlendirmek amacıyla Bakırköy Panik Bozukluğu Davranış Değişikliği Formu, Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği (HDDÖ) ve Beck Anksiyete Ölçeği uygulanmıştır. Çalışmaya dahil edilen 98 panik bozukluğu hastasının 51’inde, çalışma kriterlerine göre uyku panik atağı saptanmıştır.
Bulgular: Yaptığımız çalışmada, panik bozukluğu hastalarının %47.9’unun uyku panik atağı geçirdiği bulunmuştur. Çalışmamızda, uyku panik atağı olgularında en sık görülen belirtiler; boğulma hissi, uyuşukluk, çarpıntı, denge kaybı, ölüm korkusu ve korkuya kapılma olarak bulunmuştur. UPA olan panik bozukluğu olgularında, hastalığın daha şiddetli seyrettiği, depresyon birlikteliğinin sık olduğu bulunmuştur. Ayrıca, bu hastalarda uyku bozukluklarının eşlik ettiği, uykuya dalma ve sürdürmekte zorluk yaşandığı, sabah yorgun kalkmanın sık görüldüğü bulunmuştur. Ek olarak, uyku ile ilgili kaçınmalar ve davranış değişiklikleri saptanmıştır. Uyku panik atağı olan panik bozukluğu olgularının, uyumaktan ve yalnız yatmaktan kaçınma davranışı sergilediği bulunmuştur.
Sonuç: Uyku panik atağı olan panik bozukluk grubunda semptomların daha şiddetli yaşanması, uyku panik atağının ayrı bir alt grup olabileceğini düşündürmektedir.
GİRİŞ
Panik bozukluk (PB); kendiliğinden ortaya çıkan, tekrarlayıcı, beklenmedik panik ataklarının olması ile kendisini gösteren, ataklar arasında yeni atakların olacağına ilişkin kaygının eşlik ettiği (beklenti anksiyetesi) bir anksiyete bozukluğudur (1). Panik atak (PA), başta panik bozukluğu olmak üzere, anksiyete bozuklukları başlığı altındaki diğer psikiyatrik bozukluklarda da (sosyal fobi, travma sonrası stres bozukluğu, akut stres bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, ayrılma anksiyetesi bozukluğu) görülebilen, yoğun bir anksiyete nöbetidir (2). Panik bozukluğu ile ilgili literatürdeki son çalışmalarda, panik bozukluğu hastalarının değişik belirti kümelerinde toplandığı ve bu belirti kümelerine göre de farklı özellikler gösterdikleri bildirilmiştir (3). Panik bozukluğunun tek tip bir bozukluk değil, birçok alt tipten oluşan heterojen bir topluluk olduğu anlaşılmıştır. Her alt tipin klinik görünüm, davranış değişikliği ve sosyodemografik özellikler yönünden farklı olacağı düşünülmüştür (4).
Panik bozukluğu alt tiplerinin belirlenmesi ve özelliklerinin tespit edilmesi; hastalık şiddeti, psikiyatrik ve fiziksel hastalık komorbiditesi ve değişik tedavi biçimlerine yanıt ve prognoz gibi unsurların değerlendirilmesinde önem taşımaktadır (5,6). Panik bozukluğu alt tiplerinden ilk olarak, “maskeli anksiyete” ya da “aleksitimik panik” tanımlanmıştır (7,8). Sonraki yıllarda, korku bağlantılı kognisyonların bulunmadığı “nonkognitif” panikler (8,9) ve “uyku panik atakları” tanımlanmıştır (10). Uyku panik atağı ile ilgili çalışmalar, 1989’da Mellman, Craske ve Barlow ile başlamış ve çok değerli araştırmacıların katkıları ile devam etmiştir (11-14).
Uyku panik atağı (UPA); uyku sırasında nedensiz olarak başlayan, hastayı uykudan uyandıran ve dehşet içinde bırakan yineleyici panik ataklarından oluşan, panik bozukluğu alt tipidir. Çalışmalar, yineleyici uyku panik ataklarının, panik bozukluğu hastalarının %18-33’ünde görüldüğünü bildirmiştir (8). UPA olgularında en sık görülen semptomlar, dispne, sıcak basması ve bunu izleyen çarpıntıdır (3,15). Birçok farklı araştırmacı, klasik panik olgularına kıyasla, uyku panik bozukluğu olgularında kliniğin daha ciddi, daha ağır, gün boyu atak sıklığının daha fazla ve somatik duyumların daha yoğun olduğunu bildirmişlerdir (15-17). Norton ve arkadaşları (3) ise, uyku panik atağı olgularında daha fazla belirti yaşandığını ve özellikle göğüs ağrısının fazla olduğunu; ölüm korkusu, nefes darlığı ya da nefesin kesilmesi açısından fark olmadığını bildirmiştir. Ağargün ve Kara (4) ise, UPA olan panik bozukluğu olgularında, majör depresyon birlikteliğinin sık olduğunu ve tabloyu şiddetlendirdiğini, ayrıca bu olgularda özkıyım riskinin arttığını bildirmişlerdir. Melman ve Uhde (10), panik atak tetikleyicileri yönünden klasik panik bozukluğu ile yaptıkları karşılaştırmada, gevşeme ve uyku yoksunluğunun, olguların uyku panik ataklarında, klasik panik ataklarına göre daha fazla rol oynadığını saptamıştır.
Makalenin Devamı için tıklayınız
Lütfen kırık bağlantıları aşağıdaki yorum ekle formunu kullanarak bize bildirin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.