Türkiye'de Ruh Sağlığı Hizmetleri Yeterli Değil

Türkiye'de Ruh Sağlığı Hizmetleri Yeterli Değil
Sağlık denildiğinde çoğunlukla beden sağlığının anlaşıldığını belirten psikoloji uzmanları, ruhsal ve bedensel sağlığın bir bütün olduğunun unutulmaması gerektiğini söylüyor.

Ruhsal hastalıkların yaygın kanının tersine toplumun küçük bir kesiminde değil, önemli bir bölümünde görüldüğünü söyleyen Psikiyatrist Prof. Dr. Peykan Gökalp, ruhsal sorunlar ve stresin birçok bedensel hastalığa zemin hazırladığını söylüyor.

Prof. Gökalp, ruhsal sorunların kişinin gerçekle ilişkisini bozacak derecede ağır akıl hastalıklarıyla sınırlı olmadığını belirtiyor ve şunları söylüyor:

“Hatta bu tür ağır hastalıklar bütün ruhsal sorunların küçük bir oranını oluşturur. Ruhsal hastalıklar sık görülür, toplumun her kesimini etkiler. Tedavi edilmezlerse kişisel, toplumsal ve maddi kayba neden olur. İnsanların yüzde 25’i yaşamlarının bir döneminde ruhsal hastalıklardan etkilenir. 75 yaşına gelmiş kişiler arasında herhangi bir ruh hastalığı yaşamış olanların oranı yüzde 50.8’dir. Belli bir zaman diliminde nüfusun yüzde 10’unda ruhsal hastalık görülür. Bugün dünya üzerinde yaklaşık 450 milyon kişinin ruhsal sorunları olduğu, 20 milyon insanın da ruhsal sorunlar nedeniyle yardım arayışı içinde olduğu bilinmektedir. Birinci basamak sağlık kuruluşlarına başvuran yaklaşık her dört kişiden birinin başvuru nedeni ruhsal sorunlar ve bunların çoğu yetersiz tedavi görmektedir. Ruh sağlığı sorunu olanların en az bir yakını olduğu düşünülürse ruh sağlığı sorununun toplumun önemli bir kesimini, hatta tamamını doğrudan ilgilendirdiğini söylemek abartı sayılmaz.”

RUHSAL SORUNLAR YETİ YİTİMİNE YOL AÇIYOR

Yeti yitimi kişinin kendinden beklenen iş, okul, ev ve kendi bakımına ait görevler ile toplumsal rolleri aksatması anlamına geliyor. Birçok hastalıkta kişide yeti yitimine yol açan olumsuz etkiler ortaya çıkıyor. Sağlık-Yaşam dergisine konuşan Prof. Gökalp, Dünya Sağlık Örgütü’nün bir araştırmasında, yeti yitimine en çok yol açan 10 hastalığın şu şekilde sıralandığını belirtiyor:

1. Depresyon
2. Demir eksikliği anemisi (Kansızlık)
3. Düşme ve ev kazaları
4. Alkol kullanımı
5. Kronik kısıtlayıcı akciğer hastalığı
6. Bipolar bozukluk
7. Doğumsal anomaliler
8. Osteoartrit
9. Şizofreni
10. Obsesif kompülsif bozukluk

"Görüldüğü gibi en çok yeti yitimine yol açan 10 hastalıktan beşi ruh sağlığı ile ilgili hastalıklardır” diyen Gökalp şöyle devam ediyor: “Dünya Sağlık Örgütü’nün geleceğe yönelik öngörülerine göre; 2020’de depresyon kadınlarda ve gelişmekte olan toplumlarda yeti yitimine yol açan en önemli hastalık olacak. Ayrıca 2020’de tütün kullanımına bağlı hastalıklardan kaynaklanan yeti yitiminin de öne geçeceği tahmin ediliyor. Ülkemizin 15-55 yaş arasındaki nüfusunda da en yaygın hastalıklar içinde depresyon ilk beşte yer alıyor.

SORUNU OLANLAR TEDAVİDEN KAÇIYOR

Günümüzde ruhsal sorunu olanların damgalanması ve dışlanması da toplumsal boyutta soruna yol açıyor. Damgalama ve dışlama bir yandan ruh sağlığı sorunu olanların tedavi başvurusundan kaçınmasına yol açıyor, öte yandan da ruh sağlığı sorunlarının çözümüne ilişkin hiçbir geliştirme çalışması yapılmaması sonucunu veriyor.”

TÜRKİYE'DE RUH SAĞLIĞI HİZMETLERİ YETERSİZ

Ruh sağlığı hizmetlerinin verildiği hastane yatakları yönünden Türkiye’nin Avrupa ülkeleri arasında sonuncu olduğunu hatırlatan Gökalp, “DSÖ verilerine göre ülkemizdeki ruh sağlığı yatağı, olması gerekenin onda biri düzeyindedir. Ülkemizdeki 100 bin kişiye düşen ruh hekimlerinin sayısı, dünya ortalamasının üçte biri, Avrupa ortalamasının 7,5’ta biri düzeyindedir. Yetersiz bakım, işsizlik genel sağlık sorunları gibi sorunların aşılabilmesi içinse hala önümüzde çok uzun bir yol vardır. Ülkemizin halen resmi bir ruh sağlığı politikası yoktur. Ruh sağlığı hizmetlerinin örgütlenmesi yetersizdir. Bu konuda halen çalışmakla birlikte, toplumun bilgilendirilmesi ve duyarlılığının arttırılması hepimizin acil önceliğidir” tespitinde bulunuyor.

ntvmsnbc

Bu haber toplam 3659 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.