Trafik fobinizi nasıl yenersiniz?
GÜLİZAR BAKİ / ZAMAN CUMARTESİ
Birçok kişi için otomobil kullanmak keyif veren bir eylem hatta hobidir. Bazıları içinse trafiğe çıkmak, daha doğrusu E-5'te ya da TEM'de araba sürmek en büyük fobi. Öyle ki bu fobiden kurtulmak için psikologların kapısını çalanlar bile var. Ama yakın çevresinin tepkisinden çekindiği için bunlardan kimse bizimle görüşmek istemedi.
Psikoloğun taze kahve kokulu odasındaki rahat koltuğa oturdu ve anlatmaya başladı: “Koca şirketi yönetiyorum; ama E-5’te araba kullanmaktan korkuyorum. TEM’e çıkmak zorunda kalacağımı bilmek, TIR’ları ve kamyonları görme ihtimali bile soğuk terler dökmeme sebep oluyor. Aklıma geldikçe kalbim çarpıyor, titremeye başlıyorum, nefes almakta zorlanıyorum. Bunu kimseye söyleyemiyorum doktor. Neden böyle oluyor?” Kahvesinden bir yudum alan Yıldız Burkovik, hastasının anlattıklarını dikkatle dinledi ve teşhisini koydu: “Hımm trafik fobiniz var!”
Benzer korkuyu İstanbul’da pek çok kadın ve erkek yaşıyor aslında. Özellikle minibüs yolu, E-5 ve TEM’de araba kullanma ihtimali birçok insana panikatak krizleri geçirtiyor. Peşinen söyleyelim bu sadece acemi şoförlere ve hatta kadınlara has bir durum değil. ‘Sosyal fobi’ üzerine bir kitap yazan uzman psikolog Yıldız Burkovik’in trafik fobisinden kurtulmak için kapısını çalan kadın-erkek, genç-yaşlı birçok kişi var. Bunların arasında bir şirkette üst düzey yönetici olan da var, esnaf da. Üstelik trafik fobisi olanlar sadece psikologların kapısını çalmıyor, bu korkusunu yenmek isteyen birçok kişi de E-5’te ya da TEM’de trafiğin en yoğun olduğu saatlerde özel hoca tutup ders alıyor. Sadece E-5 ve TEM gibi uluslararası trafiğe açık yollar için değil minibüs yolunda, ara sokaklarda (her an nereden araba çıkacağı kestirilemeyen ara yollarda) araba kullanmak için özel dersler alanlar, psikolog desteği görenler var.
Trafik fobisini sadece İstanbul’dakiler değil şehir dışından gelen yılların şoförleri de yaşıyor. Mesela 18 yıldır araba kullanan işadamı Hasan Kulaksız İstanbul’da trafiğe çıkmak istemiyor. Konya’da yaşayan ve her gün işine kendi kullandığı arabayla gidip gelen, ayda birkaç defa işi sebebiyle şehirlerarası yolculuk yapan Kulaksız, İstanbul trafiğinin yoğunluğu ve eğitimsiz şoförler sebebiyle burada araç kullanmaktan çekindiğini söylüyor. İstanbul trafiğini yorucu bulan Kulaksız, bu sebeple şehre geldiğinde özel taksilerle yolculuk yapıyor. Kulaksız, İstanbul trafiğinde sürüş keyfi yaşayamadığını, trafiğin eziyet haline geldiğini düşünüyor.
***
Trafiğe çıkmak tehlikeli bir spor yapmak gibi
İstanbul’da trafiğe her gün 750’yi aşkın yeni araç giriyor. Buna şehir dışından gelen araçları da eklersek her gün trafikte 2 milyonu aşkın araç hareket halinde oluyor. Bu milyonlarca araç, İstanbul’un yollarını Arap saçına çeviriyor. Trafik kurallarını hiçe sayan, acelesinden ne yapacağını şaşırdığı için (!) yolda oradan oraya giden araçları da düşününce, İstanbul trafiğinde araç kullanmak adrenali bol ve tehlikeli bir spor haline geliyor. Temkinli ve dikkatli bir kişiliğe sahip olanları ise trafikteki bu yoğun adrenalin derinden etkiliyor. Hele de büyük bir trafik kazasına karışmış ya da görmüşse o kişinin bir daha araba kullanması çok zor.
Mehtap Kazmaz ve Recai Gürsoy, özel direksiyon dersleri veriyor. Daha doğrusu trafikte araba kullanma fobisi olanlara minibüs yolunda, yoğun trafikte, E-5’te ve TEM’de araba kullanma pratiği yaptırıyorlar. Recai Gürsoy, trafik korkusu sebebiyle araba kullanamayanlara adeta terapi yaptığını söylüyor. “Arabanın içinde onlarla konuşarak rahatlatıyorum. Ben ders vereceğim genç-yaşlı, kadın-erkek herkesten trafik fobisini-korkusunu yenmek için istekli olmaları şartını istiyorum. Çok gergin oluyorlar. Onları rahatlatmaya çalışıyoruz.” diyor; ama trafik fobisi olanlara da hak vermeden edemiyor: “Onlara ders veriyorum; ama ben bile minibüslerden ve taksilerden korkuyorum. Ne yapacaklarını kestiremiyorsun. Her an tetikte olmalısın. Anında durabilir ya da gaza basabilirler. Nasıl korkmayasın?” Mehtap Kazmaz ise trafik fobisinin sebebinin kurallara uymayan şoförler olduğunu söylüyor.
Psikolog Yıldız Burkovik
Trafik fobisi nedir?
Trafik fobisi, İstanbul gibi araç sayısı çok olan şehirlere özgün bir durum. Yollarda araç sayısının çok olması, sollayarak ve sağlayarak ani şerit değiştiren araçların varlığı (halk arasında buna makas yapmak deniyor), minibüs ve taksilerin seyir halindeyken beklenmedik bir anda durması, kırmızı ışık yanar yanmaz herkesin kornaya basması gibi birçok sebep insanların trafikte strese girmesine, birçok kişinin ise panik olmasına, aşırı kaygı duymasına sebep oluyor. Trafik fobisi olan lar da şu durumlardan biri ya da birkaçı gözlemleniyor; kalp atışları hızlanır, vücut ısısı düşer, eyecanlanır, nefes almakta zorluk çeker ya da hızlı nefes almaya başlar, dikkatini yoğunlaştıramaz, direksiyonu kopartacakmış gibi tutar, trafikte iken bir anda kilitlenir ne yapacağını şaşırır. Işıklarda panik olur, çünkü yeşil ışık yanar yanmaz arkasından araçların kornaya basacakları ihtimali korkmasına sebep olur. Eğer siz de böyle oluyorsanız trafik fobiniz var demektir.
Trafik fobinizi nasıl yenersiniz?
Birçok trafik fobisi sahibini tedavi eden Psikolog Yıldız Burkovik, nasıl bir tedavi izlediklerini şöyle özetliyor: “Kendilerini kontrol etmeleri konusunda yardımcı oluyoruz. Vücutlarını yönetmelerini sağlıyoruz. Nefes egzersizleri yapıyoruz. Kalp atışını düzenleme ve beynini rahatlatmaya çalışıyoruz.” Trafik fobisi için ders verenler ise trafik tecrübesini artırarak bu konuda yardımcı olmaya çalışıyor. Ama bu fobinin yenilebilmesi için diğer şoförlere de iş düşüyor. Kurallara uymak ve dikkatli araç sürmek gibi. Çünkü hız veya makas yapmanız kazaya sebep olmayabilir; ama, birçok insanın hayatını olumsuz etkileyebiliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.