Terapi Merkezleri Kapanıyor! Psikologlar Çaresiz
Aktüel Psikoloji / Haber Merkezi
Türkiye Psikiyatri Derneği’nin 25/12/2009 tarihli ve 296/2009 sayılı yazısını esas alan Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünce İl Sağlık Müdürlüklerine gönderilen yazıda, Psikolog, Psikolojik Danışman ve Pedagogları tıp fakültesi mezunları olmadığı halde hasta muayenesi ve tedavisi yaptıkları gerekçesiyle çalıştıkları merkezler denetleyerek kapatma kararı alınması isteniyor. Son aylarda bu uygulamanın gittikçe genişlemesi ve ilgili birçok kuruma kapatma kararının bildirilmesi, ilgili uzmanlarda şok etkisi yarattı. Yıllarını bu meslek alanlarında hizmet veren ve serbest çalışmayı tercih eden deneyimli, alanının duayeni olanlarda aynı muameleye tabi tutulacağa benziyor.
Bu uygulamanın mağduru durumunda olan ve ismini vermek istemeyen bir uzman konuyla ilgili sitemize yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu uygulama, sonuçlarının ürettiği travmalar düşünülmeden hayata geçirilmek isteniyor. Arka planında hiçbir değerlendirme ve hiçbir tartışma yok. Bir kurumun veya birkaç kişinin hevesinden hareketle Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Müdürlüğü işe alet edilerek bir uygulama başlatılmış durumda. Hiç kimse şunu düşünmüyor; Bu kurumlardan ruh sağlığı hizmet alan insanlar seansları yarıda kalmış olarak ortada kalacak. Bu alanda yüksek lisans ya da doktora yapan insanlar serbest çalışma hakkından mahrum kalacak ve kendilerini geliştirmeye yönelik aldıkları eğitimler kesintiye uğrayacak. Serbest bir alanda çalışma düşüncesi olan binlerce psikoloji mezunu büyük bir travma yaşayacak. Mezuniyet sonrası bu insanların kaygılarını göz önünde bulunduran yok. Devam eden seanslar, tamamlanmamış eğitimler ani bir kararla sonlandırılmak isteniyor. Açıkçası olaya siyasi inisiyatifin müdahale etmesi gerek. Çünkü bu demokratik bir ülkede açıkça bir yetki gaspıdır.”
PSİKOLOGLAR ŞOKTA! DERNEK SESSİZ.
Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Müdürlüğü’nce “faaliyetleri sonlandırma isteği” kurumlarda şok etkisi yarattı. Bir çok bölgede konuyla ilgili nasıl bir tutum takınmaları gerektiği ve söz konusu uygulamayla ilgili bir yol haritası belirlemek amacıyla terapi ve danışmanlık merkezleri çeşitli toplantılar yapmaya başladı.
İstanbul’da ki merkezlere bu hafta ulaşan faaliyetleri durdurma yazısı karşısında şok olan psikologlar, üyesi oldukları psikologlar derneğinden konuyla ilgili yardım talebinde bulundu. Ancak Psikologlar Derneği’nden konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.
Uygulamayla ilgili görüşlerine başvurduğumuz bir çok uzman “şokta olduklarını ve uygulamanın ayrıntıları konusunda bilgi sahibi olmadıklarını” ifade ederek görüş bildirmek istemedi. Ancak uygulamanın ayrıntıları konusunda Aktüel Psikoloji Genel İçerik Editörü Maruf BEÇENE şunları söyledi.
“Bu uygulama son birkaç yıldır Türkiye Psikiyatri Derneği ve Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü ekiplerinin işbirliği ile hayata geçirilmek isteniyordu. Türkiye Psikiyatri Derneği'nin 21. 04. 2008'da yayımladığı "Sınır İhlalleri Görev Grubu Raporu" incelendiğinde Psikiyatri hekimleri dışında ruh sağlığı hizmeti veren tüm kurumlara ve meslek gruplarına açık bir savaşın ilan edildiğini söylemek abartılı olmaz. Uygulamanın özünde psikologların ve psikolojik danışmanların tabi oldukları bir yasanın olmaması yatıyor. Bununla beraber Türkiye’de toplum psikiyatrik hizmetlerden pek memnun değil. “Psikiyatra gittim ilaç yazdı ama pek faydasını göremedim” değerlendirmesi oldukça yaygındır. Hastaların, psikiyatri hekimlerinin sundukları hizmetlerden memnun kalmamasının bir sonucu olarak olumsuz bir psikiyatrik destek algısı oluştu. Sorunu çözmek için dünyada en yaygın ruh sağlığı hizmeti olan psikoterapiye bir yönelme oldu. Özellikle Türkiye toplumunda, Psikiyatri hekimi istemiyorum, ilaçlardan bıktım, psikolojik destek daha yararlı vb… geri bildirimler Psikiyatri’nin popülerliğine olumsuz bir etki yarattı. Durumdan rahatsız olan Türkiye Psikiyatri Derneği, güya mensuplarının haklarını korumak amacıyla Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Müdürlüğü işbirliği ile böyle bir uygulama başlattılar. Açıkçası durum çok travmatik. Binlerce psikolog, yüzlerce kurum şu an mağdur durumda. Şunu da belirtmek gerekir. Piyasada NLP’ci, Kişisel Gelişimci, Hayat Koçu, Terapi Koçu, Hipnoterapist, Hipnotizör… vb onlarca denetimsiz uzman! var. Yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Ancak suiistimaller yapılıyor diye uygulamanın bu şekilde olması gerekmezdi. Ben birde olayın mesleki politik yönüne dikkat çekmek istiyorum. Meslekler arası bir hiyerarşi oluşturma endişesi de var. Psikiyatri uzmanlarına biat (bağlılık) isteniyor. Bence ok yaydan çıktı. Bu konu tüm çıplaklığıyla tartışmaya açılmış bulunuyor. Bunun birçok mağduru olacak ama en büyük mağduriyet sanırım psikiyatrinin itibarına olacak. Daha doğrusu Türkiye Psikiyatri Derneği söz konusu mağduriyete uğrayanların zihninde nefret uyandıran bir kurum olarak var olacak. Bu uygulamanın doğuracağı en somut sonuçlardan biri de benim öngörüm Türkiye Psikologlar Derneği’nin bölünmesi. Çünkü derneğin şu ana kadar çizdiği imaj üyelerinden aidat toplama ve paralı test eğitimleri düzenlemesidir. Türkiye Psikologlar Derneği’nin mensupları nezdinde potansiyel bir antipatisi var. Sanırım bu uygulamayla bu potansiyel harekete geçecek. Ayrıca bu hizmetleri verirken kullanılan dil de önemli. Psikolog, psikolojik danışmanlar görüştükleri vakalara ısrarla hastayla görüşeceğim derlerse böyle bir müdahalenin de kapısı aralanmış olur. Bu açıdan hasta ve danışan ayırımını iyi yapmak lazım. Söz konusu yazıyı inceledim “Yetkisi olmadığı halde hasta tedavisi yapma” suçlaması var. Bu doğru bir tespit. Sınırların ve sorumluluğun belli, olması gerekir. Ancak bu yetki aşımını abartmandan söylüyorum en çok psikiyatrlar yapıyor. Elimizi vicdanımıza koyalım. Bir psikiyatrın SBS öğrencilerine dönük öneride bulunmaya ne hakkı var. Yada YGS, LYS öğrencilerine ekrana çıkıp öneride bulunmuyorlar mı? Olay dediğim gibi gizli bir gündemin plansız bir sonucu. Çıkış noktası halk sağlığını değil çıkarı esas alıyor.”
Ayrıca kurumlara gönderilen kapatma yazısının ilk paragrafının değiştirildiği tespit edildi. Söz konusu yazıda geçen “Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü mezunları ile Edebiyat Fakülteleri Pedagoji mezunlarının “Özel Psikolojik Danışmanlık” adı altında faaliyet gösteren….” Metninin değiştirildiği tespit edildi. Oysa Türkiye Psikiyatri Derneği’nin 2008 yılında yayımladığı “Sınır İhlalleri Görev Grubu Raporu”nda söz konusu ibarenin orijinali şöyledir. “…Fen Edebiyat Fakülteleri ya da Eğitim Fakülteleri Psikoloji Bölümünden mezun olanlar ile Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü mezunları ‘Özel Psikolojik Danışmanlık’ adı altında TC yasalarına aykırı olarak hasta muayene ve tedavi hizmeti vermeye başlamışlardır...” Rötuşlanan metinde tepki çekmemek amacıyla psikoloji mezunları ayırt edilerek sadece PDR ve Pedagoji mezunlarının adı zikredilmiştir. Metnin ilerleyen sayfalarında psikologlarda ehliyetsiz olarak nitelendirilip açtıkları kurumlar yasadışı ilan edilmiştir.
Faaliyetleri durdurma talebi ile ilgili Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Müdürlüğü yazısı ile beraber birçok kurum uygulamayı yasal mercilere taşımaya hazırlanıyor. Ancak Türkiye’de hukuki sürecin başlaması oldukça zaman alıyor. Söz konusu faaliyetleri durdurma yazısında kurumlara 15 günlük süre tanınmış.
Faaliyetleri durdurma yazısı alan onlarca kurum kapatma kararı aldı.
Maruf BEÇENE'nin "Psikolojik Danışma Merkezleri Kapatılıyor" başlıklı yazısı için tıklayınız
Kurumlara Gönderilen Söz Konusu Belge
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.