Suç işleme fikri TV'den çıkıyor!

Suç işleme fikri TV'den çıkıyor!
Çocukları suç işlemeye yönlendiren etkenlerin başında arkadaş çevresi ve televizyon geliyor.

MİLLİYET - Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tülin Günşen İçli tarafından yapılan "Sokakta Yaşayan, Suç İşleyen ve Suça Maruz Kalan Çocuklar: Ankara ve İstanbul Örneği, Çözümler ve Öneriler" araştırmasına göre, "çocukları suç işlemeye yönlendiren etkenlerin başında arkadaş çevresi ve televizyon geliyor." TÜBİTAK destekli ve Polis Akademisi’nce yönetilen araştırma, toplam 1526 çocuk ve gençle görüşülerek yapıldı. Görüşülen çocukların yüzde 87,5’ini erkekler oluşturuyor. Araştırmaya katılan çocukların yüzde 40,5’i ilköğretim mezunu, yüzde 18,2’si lise öğrencisi ve yüzde 3,5’i lise mezunu; bunların yüzde 42,2’si evde, yüzde 35’i cezaevinde, yüzde 19,5’i de bir merkezde ya da kurumda yaşıyor.

 Araştırma kapsamında görüşülen çocukların annelerinin yüzde 30,1’i okuma yazma bilmiyor, yüzde 29,1’inin de ilkokul mezunu; babalarının ise yüzde 33,8’inin ilkokul mezunu, yüzde 13,1’inin de okur-yazar.

Bu çocukların yüzde 38’i Ankara ve İstanbul’a başka bir yerden göç ettiğini belirtirken, bunların yüzde 46,8’inin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan, yüzde 13,7’sinin ise İç Anadolu’dan geldiğini söyledi. Göç eden çocukların yüzde 55,6’sı ailesinin "çalışmak amacıyla" bu kentlere geldiğini belirtti. Görüşülen çocukların yüzde 25,5’i yedi veya daha fazla kişiden oluşan kalabalık ailelerde yaşıyor.

Araştırma kapsamında görüşülen çocuklar arasında geceyi dışarda geçiren yüzde 52’lik bölümden yüzde 39’u "eve gitmek istemedikleri", yüzde 32,7’si de "gezdiği, eğlendiği" için dışarda kaldığını ifade etti. Çocukların yüzde 22,9’u ailesinin evde kalmaları için çaba göstermediğini bildirdi. Gruptakilerin yüzde 27,2’si ailede dövme, yaralama, hakaret, küfür şeklinde şiddete maruz kaldığını dile getirdi. Yüzde 48,4’ü aile içi şiddetin sadece kendisine karşı uygulandığını söyledi.

Çocukların yüzde 50,9’u 5 yıl ve üzeri, yüzde 21,5’i 1-3 aydır evden ayrı olduğunu belirttiği araştırmada, yüzde 39,8’i evden ilk ayrıldığında 15-17, yüzde 25,5’i 12-14, yüzde 15,6’sı da 9-11 yaşında olduğunu dile getirdi. Araştırmada görüşülen çocukların tamamına yakını evden ayrılma nedeni olarak "aileleriyle ilgili problemleri" gösteriyor. Gruptakilerin yüzde 10,5’i evden ilk kez ayrılmasına "anne ve babasının fiziksel şiddet uygulamasını" neden olarak gösterdi. Çocukların yüzde 22,8’i parklarda, yüzde 13,5’i inşaatlarda ve terk edilmiş binalarda kalıyor.

Sigara ve uyuşturucu kullanımı

Gruptakilerin yüzde 71,1’i sigara içtiğini, yüzde 24,9’u ise daha önce uyuşturucu bir madde kullandığını belirtti. Uyuşturucu madde kullananların yüzde 49,9’u günde bir kereden fazla, yüzde 11,9’u günde bir kere, yüzde 16,4’ü de haftada bir veya iki kez uyuşturucu madde kullandığını ifade etti. Yüzde 81,9 oranında para kazanmak için bir işte çalıştığını belirten çocukların yüzde 36,7’sı 12-14, yüzde 25,2’si de 9-11 yaş aralığında çalışmaya başladığını söyledi. Araştırmaya göre, bu çocukların yüzde 68,8’i iş yerinde, yüzde 18,4’ü de sokakta çalışıyor. Yüzde 18,5’i ise ebeveynlerinin isteğiyle ekonomik faaliyet içerisinde.

Araştırmaya katılan çocukların yüzde 87’si okulu sevdiğini belirtirken, yüzde 41,9’u okula gitmediklerini ifade etti. Bunların yüzde 30,5’i "kendisi istemediği için", yüzde 27,7’si "ailesi izin vermediği için", yüzde 26,2’si da "ekonomik nedenlerden" okula gidemiyor.
     
Çocuklar ve şiddet

Araştırmaya katılan çocukların yüzde 11,1’inin "tecavüz" veya "tacize" maruz kaldığını söyledi. Bunların yüzde 55,4’ü tanımadıkları biri, yüzde 21,6’sı ise arkadaşı tarafından taciz veya tecavüze uğradığını belirtti. Görüşülen çocuklardan yüzde 37,2’sinin ilk işlediği suç "gasp, dolandırıcılık, yankesicilik ve kapkaç", yüzde 15,4’ünün "adam öldürme, yaralama, darp", yüzde 9,4’ünün ise hırsızlık. Çocukların yüzde 27,4’ü ilk suçunu "para için" işlediğini ifade etti. Yüzde 39,7’si suç işleme fikrini "çevresi", "arkadaşları" ve "televizyondan" edindiğini söyledi. Araştırma sonuçlarına göre, çocukların yüzde 15,6’sının ailesi işledikleri suça hak veriyor. Yüzde 13,8’inin ailesi ise çocuklarının suçlarına kayıtsız kalıyor.

İşlenen suç ve ebeveynlerin eğitim durumu

Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tülin Günşen İçli, araştırmada ikili ilişkilerin etkilerini de ele aldı.
"Çocukların ebeveynlerin eğitim durumu ile suç türleri arasında önemli bir ilişki bulunduğunu" belirten İçli, araştırmada, okur-yazar olmayan annelerin çocuklarının kaçakçılık ve narkotik suçları beklenenden daha çok işlediğini kaydetti. İçli, "üniversite mezunu babaların çocuklarının gasp, dolandırıcılık, yankesicilik, kapkaç suçlarını beklenenden az işlediğinin, ortaokul mezunu babaların çocuklarının ise sövme, devlet memuruna hakaret gibi suçları daha çok işlediğini" ifade etti.

Araştırma sonuçlarına göre ikili ilişkiler analizlerinin diğerleri ise şöyle: "-Lise öğrencisi çocuklar kız kaçırma ve sarkıntılık gibi suçları, -Sokakta ve iş yerinde çalışan çocuklarla herhangi bir uyuşturucu madde kullananlar kaçakçılık ve narkotik suçlarını, -Alkol kullananlar adam öldürme, yaralama, darp gibi suçlarını beklenenden fazla işliyor.

Uyuşturucu kullananlarda cinsel tacize uğrama oranı daha çok görülüyor. Tutuklananların uyuşturucu kullanma oranları da diğerlerine oranla daha fazla." İçli, araştırmada, "çocukların arkadaşlarının işledikleri suçlarla kendi işledikleri suçlar arasında da dikkat çekici benzerlikler bulunduğunu" da belirtti.
     
Öneriler

Araştırmanın, "Çözümler ve Öneriler" bölümünde çocukların önemli bir kısmının durumlarından ailelerini ve arkadaşlarını sorumlu tuttuğunu belirten İçli, ailelerin eğitilmelerinin önemine dikkati çekti.

Kalabalık aileye sahip olan çocukların daha çok "istismar, ihmal ve ekonomik yetersizlik gibi problemlerle karşılaştıklarını" belirten İçli, "aile ilişkilerini güçlendirici aileye yönelik öğrenim programları düzenlenmesi, aile planlamasının öneminin vatandaşlara anlatılmasını" önerdi.

"Köyden kente göç konusunda makro tedbirlerin alınması gerektiğini" ifade eden İçli, koruyucu önlemlerle göçün neden olabileceği olumsuz durumların önünün kesilebileceğini kaydetti. İçli, ayrıca tiner gibi kimyevi maddelerin amacı dışında çocuklar tarafından kullanımını ve çocuklara satışını yasaklayan yasal düzenlemelerin yapılmasını önerdi.

Suç isnadı ile haklarında tedbir kararı alınan çocukların korunmasına, bakımına ve rehabilitasyonuna yönelik çocuk koruma merkezlerinin Adalet Bakanlığı tarafından oluşturulması gerektiğini belirten İçli, risk altındaki çocukların okul dışı boş zamanlarını değerlendirmelerinde, Gençlik ve Spor Müdürlüklerine bağlı "Gençlik Merkezleri"nin yaygınlaştırılması ve daha fazla sayıda çocuğa ulaşılmasının hedeflenmesi gerektiğini kaydetti.

Televizyonlarda madde kullanımını, suç işlemeyi özendirici, çocuğun sağlıklı gelişimine zarar verici programların daha sıkı denetimden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan İçli, çocukları bilgilendirici ve gelişimlerini destekleyici yayınlar ile çeşitli riskler konusunda bilinçlendiren yayınlar hazırlanmasının önemine değindi.

Bu haber toplam 3409 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.