Stresle Başa Çıkmada Ozon Terapisi
İnsan vücudunun en önemli savunma ve hayatta kalma mekanizmalarından bir tanesi olan stres, modern insanın hayatında ayrı bir yer tutmaktadır. Günlük hayatta sıkça kullanılan stres ve stresli olma ile ilgili algımız, bedensel ve zihinsel sınırlarımızı zorlayan, çözümü kolay olmayan veya sonuçları bizi ciddi anlamda etkileyecek durumlar karşısında hissettiklerimizdir. Bir başka deyişle, stres sözcüğü en geniş anlamda birey-çevre etkileşiminde kişinin uyumunu bozan, kapasitesini zorlayan talepler olarak tanımlanır. Stresin, zihinsel ve fiziksel kaynaklarımızı tüketen olumsuz bir yanı olduğu gibi, kendimizi keşfetmemize, potansiyelimizi kullanmamıza ve gelişmemize de yardımı olabilir.
Modern insanın stres algı eşiği biraz düşüktür. Çoğu zaman yaşama dair normal (fizyolojik-doğal) sorunlar birer stres kaynağı olarak algılanır ve dışarıdan yardım talep edilir. Bu durum insanın gelişmesini olumsuz yönde etkiler ve sorunlarla baş edemeyen, hayatın içinden her tür sıkıntıyı, çözümü zor ya da çözümsüz olarak algılayan bir zihinsel yapıya neden olur. Oysa duygu açısından hafif bir genel uyarılmışlık düzeyinin olmasının yapılacak işe ilgi uyandırma etkisi vardır. Dolayısıyla bir miktar stres normal işlevlerimiz için de gereklidir. İnsan vücudu zorluklar karşısında sinir sistemi ve hormonları ile organize bir reaksiyon geliştirir ve mevcut sorunu aşmaya çalışır. Ancak sorunun çözümü uzadığında veya sorun yoğunlaştığında, algılanan stresin fizyolojik ve psikolojik açıdan olumsuz etkileri görülebilir. Bu etkilerden en önemlisi tükenmişlik hissi ve yine günlük hayatta sıkça kullanılan depresyondur. Pek çok kişi hayatının belirli dönemlerinde bu duygu-durum bozukluğunu yaşar ve bilinçli/bilinçsiz olarak yardım alır. Psikoterapi, hipnoz, çevreden veya profesyonellerden alınan telkin ve nasihatler ve nihayet anti-depresan ilaçlar bunlara örnek verilebilir.
Bunun yanında, modern insanın en önemli sorunlarından bir tanesi stres kelimesinden ziyade “kaygı-endişe” ile daha iyi açıklanabilecek durumdur. Bireyler, aile, iş, gelecek veya başka nedenlerle ile ilgili algılarından dolayı normalden yüksek “kaygı-endişe” düzeyine sahiptir. İnsan vücudunun bu durumu algılaması bizim anladığımız anlamda stres olmamakla birlikte, gerçekten stresli durumlarda ortaya koyduğu hormonal ve sinirsel yanıtlardır. Kaygı-endişe durumuna neden olan sorun genel olarak uzun sürelidir ve çözülmediği sürece insanın bedeni ve zihni üzerinde yıpratıcı sonuçlar doğurur. Bu durum hem o sorun hakkında karar vermeyi zorlaştırır, hem de sorunun olduğundan daha büyük algılanmasına neden olur.
Uzun süren kaygı-endişe durumlarından sonra tükenmişlik hissi, duygu-durum bozuklukları, sabah yorgunluğu, isteksizlik, cinsel fonksiyonlarda kayıp, sinirlilik, iştah değişiklikleri, konsantre olamama gibi durumlar ortaya çıkabilir. Bunların yanında kendine güvende ve karar verme yeteneğinde azalma, kendini eleştirme, içe kapanma veya saldırgan davranışlar da görülebilir.
Değişik yöntemlerle tedavi edilebilecek bu tür sorunlarda ozon tedavisi de kişilere yardımcı olur. Ozon tedavisi alan çoğu kişi, bu tedaviyi aldıktan sonra genel bir “iyilik hali” tarif eder. Bu iyilik hali, ozon tedavisinin organizmanın farklı dinamiklerini alarma geçirmesi sonucu ortaya çıkar. Sorunları çözmenin çok zorlaştığı, hem ruhsal hem de bedensel şikâyetlerin arttığı dönemlerde, uygun şekilde uygulanacak ozon tedavileri, hem tek başına hem de kullanılan diğer tedavi yöntemleri ile birlikte çok iyi sonuçlar doğurur. Ozon tedavisinin genel iyilik hali oluşturmanın yanında, dikkat ve konsantrasyonun artması, anti-oksidan savunma sistemlerinin desteklenmesi, beyin kan akımının artması ve organizmanın stresli duruma karşı daha organize olmasına yardım ettiği söylenebilir.
Doç.Dr. Ahmet KORKMAZ
[email protected]
Ayrıntılı Bilgi: http://www.oxozon.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.