ŞİZOFREN DİYALOGLAR
Adorno, sanatın gerçek dünyanın negatif bilgisi olduğunu savunmuş ve her türlü totalleştirici tehlikeye karşı çıkmıştır. En büyük totalleştirici güç ise tek dünya vaat eden tek bir türlülüktür. Her ne kadar bizdeki çok kültürlülük toplumsal şizofreniye yol açsa da bazen bir veya iki dahi çıkabiliyor. İşte Türkiye bu yüzden önemlidir.
Sadık- Kafayı topla normal normal yaşa.
Lale- Kültürel çılgınlık, bireysel çılgınlıkları aşar.
Sadık- Hastayız... Ne yapacağız? Bir biz zekiyiz Lale burada.
Lale- “Başkalarının kurduğu delilik maskesinin altında uyuma”
Sadık- Peki, ne yapayım? Bu sürekli devam edebilir böyle. Benim için de aynı.
Lale- Şizofreniyi onlar bizden para çalmak için yaptılar. Biz de paraya çevirelim bunu.
Sadık- Hahahaha...
Lale- Biz kaybetmeyeceğiz. Şizofreni kaybedecek sonunda.
Sadık- Şiir mi yazacağız? Yaralarımızı mı saracağız? Anlamadım ki...
Lale- Sonuna kadar gitmek dışında şizofreninin, kaybedeceğimiz neyimiz var ki...
Sadık- Duvarımızda eriyorlar.
Lale- Sende tekrarlama isteği, öğretmenlik hatası
Sadık- Hahahaha...
Lale- Herkes gülüyor. Biz tek başımıza kalıyoruz.
Sadık- Dilin yetmediğini düşünüyor.
Lale- Hem çok severim doktorları hem de nefret ederim.
Sadık- Bak sana var olma yöntemleri öğreteceğim. Bu bizim komşumuzdur deli bu. Yok öyle bir şey şizofreniyi takmam ben.
Lale- Birden deli olsak korkarlar mıydı be?
Lale- Hastalığın gücüyle çözdüm. Bu yeni dönem şiddet politikasını.
Sadık- Cidden on saat kölelik yapıyor 500 YTL için sonra evine geliyor çocuğunu azarlıyor. Nasıl olacak bu iş?
Lale- Birden toplumsal bir yöne kayıyoruz. Fakir toplumlar asla uygarlaşamayacak.
Sadık- Uygarlaşamayacak mı diyorsun?
Lale- Hz. Muhammed çok kızıyor bize.
Lale- Harika bir sistem kurduk. Her şeyi diyebiliyoruz şizofreni altında.
Lale- Hoş geldin. İt-kopuk dünyası. Hoş geldin Şizofreni.
Lale/Sadık- Düşmez kalkmaz bir Allah. (İlk şizofren övgü)
Lale- Müzik de ayrı bir olay yani. Çok vuruyor vurdumu.
Sadık- Mühendislik ruhları öldürüyor mu?
Lale- Hayır ondan önce ilk aşk var.
R.D. Laing’in Bölünmüş Benlik’inden monologlar.
- Tanrı gönderdi beni ama niçin? Neyim? Diyemiyorum.
- Ben hiç kimseyim. O halde hiçbir şey yapmayacağım.
NEREDEYSE varoluyorum. Hayatın içinde tek ayağım var ve buna bile hakkım yok.
- Biz kadınlarda olmalı. Bir kadın tarafından sevilirsem, değersizliğimden kurtulabilirim.
- Her şey hocamın şapkasında bir tüy olmak için.
- Yeats: “Şeyler düşer, merkez dayanamaz, dünyanın üzerine bırakılan sade anarşidir.”
- İki ben var. Kafka: “Hiçbir zaman var olduğuma bu kadar inanmadım.”
- Kafka: “Herkesin bakışını çekmek hayatımın amacı derken kızmayın.”
- İsmimi tekrar edip duruyorum. Kendimi hayata getirmek için.
- Kendini incelemek bir narsisizm şeklidir.
- Şizoid birey, siyah güneş, kötücül gözaltındadır.
- Bana varoluş sunanlar öteki insanlar. Ben yoksa boş ve hiç kimseyim.
- Jean Paul Sartre: “Ben psikolojik lafını sevmem. Psikolojik olan hiçbir şey yoktur. Diyelim ki birisi insanın biyografisini değiştirebilir”.
- İki Ben var.
O bir Ben’dir bana bakan. O Ben’dir ve Ben her zaman O’yum.
Ölüysem öldürülemem.
Şizofrenik, sevgiden dehşete uğrar. Şizofrenler kimseye güvenemez.
Bebek şeklindeyken egzistansiyel açıdan ölüdür.
Kişiliksizleşme gerçeksizleşme, otizm, nihilistik yanılgılar, her şeye yeterlilik yanılgısı, dünyanın sonu fantezileri... Bir kronik şizofrenin durumu...
Ontolojik güvensizlik, beden ve kişiliğin bölünmesine, saldırı korkusuna, o da etrafı nefretle dolu terk edilmiş benliğe ve bu da benliği öldürmeye, bu da suçluluk duygusuna, sonra kimlik kaybıyla içbenlikteki bölünmelere, içbenliğin bölünmüş parçalarla işkence görmesine ve sonuç olarak kaotik yok oluşa açar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.