Sıkıntılar Depresyon ve Stresten Besleniyor

Sıkıntılar Depresyon ve Stresten Besleniyor
Bitlis Devlet Hastanesi’nde görevli Psikolog Veysel Atay, kendilerine başvuran insanların sıkıntılarının çoğunluğunun stres ve depresyondan kaynaklandığını ifade etti.
VAHİT OLCAY / BİTLİS / İHA

İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Psikolog Veysel Atay, stres ve depresyonun yanı sıra büyük şehirlerdeki trafik sorununun da insanlara olumsuz yansıdığını söyledi. Ekonomik sıkıntıların evli çiftlerde boşanmaya kadar gidebildiğini ifade eden Psikolog Atay, kendilerine gelen çiftlere bu anlamda neler yapılması konusunda terapiler uyguladıklarını kaydetti.

Atay, "Psikologa geliş dönemlerine bakmış olursak en önemli sıkıntılar stres ve depresyon gibi sıkıntılardır. Model çağımızın genel sıkıntılarını söylemiş olursak; bunların başında stresle başa çıkma ve geçim sıkıntısıdır. Özellikle stresi oluşturan olaylardan birisi de trafiktir. Ülkemizin daha çok gelişmişlik düzeyi arttıkça buna bağlı olarak modern dünyanın stres ve stresle başa çıkma problemleri artmaktadır. Genel olarak geçim sıkıntısı, iş stresi ve trafik stresi artarak devam etmektedir. Bu nedenle de insanlar kendi başına problemleriyle baş edemedikleri zaman gerek psikologa gerekse diğer uzmanlara başvurarak yardım almaya çalışıyorlar.

Bu yardım düzeylerinde de ilk başlarda psikologa gitmek biraz sıkıntılı bir durumken, ilerleyen zamanlarda artık hem Türkiye genelinde olsun hem de kapalı toplum genelinde olsun hasta artık tabularını yıkıyor. Artık bizler stresle yaşayıp, nasıl ki bir insanın vücudunda çeşitli yerlerinin ağrıması gibi ve insanların ruhsal problemleri yaşayacağı gibi bu hastalıkla hayatımızın bir köşesinde olacağı gibi, insanlar artık bir noktada kabul etmektedirler. Bundan dolayı uzmanlardan yardım alma sayısı artmaktadır. Ayrıca psikiyatriye gidip ilaç tedavisi bile almaktadırlar" diye konuştu.

"KÜÇÜK YERLERDE OLAN İNSANLAR BİRBİRLERİNİ TANIDIKLARINDAN DOLAYI PSİKOLOGA GİTMEKTEN ÇEKİNEBİLİYOR"

Psikolog Veysel Atay, kapalı toplumlarda insanların psikologa gitmelerinin yıkılmaz bir tabu olarak kaldığını anlatarak, "Türkiye geneline bakarsak ve özele indiğimiz zaman Bitlis'te ve doğu kesimlerinde bazı şeyler tabu olarak kalmaktadır. Kapalı toplumlarda sosyal baskı biraz daha kendini göstermektedir. Küçük yerlerde olan insanlar birbirlerini tanıdıklarından dolayı çekinebiliyorlar. Tabi eskiye oranla bu sayı azalmıştır. Artık insanlar dertlerini birileriyle paylaşma gereği duyuyorlar. Kapalı toplumların en çok sıkıntı çektikleri bir diğer konu ise geçim sıkıntısıdır. Türk insanının stresle baş etme yöntemleri dini inançlara dayanıyor. Böyle olunca stresle baş etmekte farklılık oluşturabiliyorlar. Hayatın çeşitliliği arttıkça stres de buna bağlı olarak artıyor" dedi.

"GEÇİM SIKINTISI ÇİFTLERİ BOŞANMAYA KADAR GÖTÜRÜYOR"

Geçim sıkıntısının özellikle çiftler arasında belirgin bir şekilde baş gösterebildiğini dile getiren Atay, "Bu durumu boşanmanın sebepleri olarak da görebiliriz. Geçinmenin en önemli nedenlerinden bir tanesi ekonomik sıkıntıdır. Bundan dolayı bazı problemler yaşamaları ve bu problemlere bağlı olarak da artık birbirleriyle geçinemez duruma gelmeleri demektir. Psikologa başvuranlara bazı şeyler önerilebiliyor. Psikologa başvurmayanlar ise genellikle boşanmaya kadar gidebiliyorlar" şeklinde konuştu.

Veysel Atay, stresin insan hayatındaki etkisine vurgu yaparak, "Sokakta bile beni tanıyanlar stresli olduklarını, ne yapmaları gerektiğini soruyorlar. Bırakın insanların kliniğe gelmesini, gittiğimiz bazı ortamlarda bile bana sorular yöneltebiliyorlar. Bu da demek oluyor ki özellikle stres, insan hayatında önemli bir yeri kaplıyor. İlk başlarda günlük bir iki danışan gelirken, daha çok bizim burada devlet hastanesi olması sebebiyle rapor almaya gelenler çok oluyor. Ama şimdiki oranlarda ise randevularda yığılma aşamasına geliyor. İnsanlar bizlere gelmeyi bir utanç olarak görmüyorlar, aksi takdirde dertlerini bizimle paylaşıp çözüm aramaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.

Bazı insanların ise, hiçbir şeyleri olmadığı halde hemen hemen bütün doktorlara gittiklerine dikkat çeken Atay, şunları söyledi:

"Hastalık hastalığı diye tabir ettiğimiz panik atak hastalarımız da var. Bazen insanlar kalp çarpıntısı olduğu için kardiyolojiye gidiyor veya buna benzer hastalıklarla da karşılaşabiliyoruz. Bize gelen hastalarda özellikle anksiyete diye tabir ettiğimiz hastalar da oluyor. Kliniğimize geldikleri zaman bir poşet dolusu film ve tahlil sonuçlarıyla geliyorlar. Hastalar bize her doktora gittiklerini ama bir şeylerinin olmadıklarını söylüyorlar. Hasta vücudunda ağrı hissediyor ama tahlillerinde bir şey çıkmıyor. Demek oluyor ki o insanın ruhsal olarak sıkıntıları vardır. Yani psikoloji fizikselliği etkilediğinden dolayı bu tür sıkıntılar çıkıyor. Ama ilk başlarda duygu durum bozukluğundan sonra fiziksel rahatsızlıklar olduğu için birçok doktora gidiyor en son da bize yöneltiliyor. Belli bir dönem bizde tedavi gördükten sonra iyileşebiliyor. Hastalık hastası ne kadar doktora giderse gitsin psikoloji sorununa çare bulamazsa sıkıntıları geçmez. Ancak çoğu kişi de bunu kabul etmiyor."

Bu haber toplam 3434 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.