Şiddetin Yol Haritasını Çizmek Gerekir

Şiddetin Yol Haritasını Çizmek Gerekir
Mardin Valiliği ve (HEGEM) iş birliğiyle yürütülen ''Eğitim Yoluyla Şiddetin Azaltılması ve Suçun Önlenmesi Projesi'' kapsamında, Atatürk Kültür Merkezi Çok Amaçlı Salon'da ''Aile ve Şiddet Sempozyumu'' düzenlendi.

DİYARBAKIR SÖZ - Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman, ''Ailesi veya çevresi tarafından şiddete maruz bırakılan veya buna şahit olan çocuk, şiddetin kabul edilebilir olduğunu düşünerek bu durumu normal görmeye başlamakta, şiddeti çözüm aracı olarak kullanmayı alışkanlık haline getirebilmektedir'' dedi. Mardin Valiliği ve Hayat Boyu Eğitim Gelişim Merkezi'nin (HEGEM) iş birliğiyle yürütülen ''Eğitim Yoluyla Şiddetin Azaltılması ve Suçun Önlenmesi Projesi'' kapsamında, Atatürk Kültür Merkezi Çok Amaçlı Salon'da ''Aile ve Şiddet Sempozyumu'' düzenlendi. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman, sempozyumda yaptığı konuşmada, son yıllarda suç olgusunda Türkiye'de dikkati çekici oranda artış yaşandığını kaydederek, şiddetin etkisinin şiddete maruz kalan veya uygulayan kişiyle sınırlı kalmadığını, medya aracılığıyla dalga dalga toplumun her kesimine yayıldığını söyledi.

ŞİDDET FARKINDA OLUNMADAN

İnsanların şiddete farkında olmadan maruz kalmayı öğrendiğini ve şiddetin içselleştirilmeye başlanan bir kavram olduğuna dikkati çeken Kalaman, aile içinde çocuğa uygulanan şiddetin tüm kültürlerde disiplin amacıyla kullanılagelen bir yöntem olduğunu belirtti. Kalaman, eşler arasındaki şiddetin de tüm kültürlerde, sosyo ekonomik yapıda ve eğitim düzeylerinde görülen önemli bir toplumsal sorun olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: ''Şiddet kişinin kendisine veya bir başkasına yönelik gösterdiği maddi ve manevi her türlü zarar verme davranışı olarak tanımlanmaktadır. Burada anlatılan zarar yalnızca vurma, kırma, dövme, kavga etme ve yaralama olarak algılanmamalıdır. Alay etme, aşağılama, tehdit etme, sataşma, kızdırma, dışlama gibi duygusal ve psikolojik şiddet de en az fiziksel zarar kadar yaralayıcıdır. Sonuçları açısından değerlendirildiğinde fiziksel veya duygusal şiddete maruz kalmış kişilerin gördüğü zarar birbirinden farksızdır.''

''ÇOCUKLARI GÜVENLİ LİMANLARA TAŞIMA GAYESİNDEYİZ''

Kalaman, şiddetten en çok etkilenenlerin başında çocukların geldiğini, şiddetin öğrenilen bir davranış modeli olduğunu belirtti. Ailesi veya çevresi tarafından şiddete maruz bırakılan veya buna şahit olan çocuğun şiddetin kabul edilebilir olduğunu düşünerek bu durumu normal görmeye başladığını söyleyen Kalaman, böyle bir ortamda yetişen çocukların sorunlar karşısında şiddeti çözüm aracı olarak kullanmayı alışkanlık haline getirebileceğine dikkati çekti.

Kalaman, şunları söyledi:

''Ailesinin gerekli ilgiyi göstermediği, fiziksel veya duygusal şiddet göstererek yaraladığı, akrabalarının yaramaz, öğretmenlerinin tembel, haşarı diye etiketlediği çocuk kendisi gibi ötelenmiş ve ihtiyaçlarını karşılayabileceğini düşündüğü başka limanlara sığınır. Bu limanlar da genellikle suç yolculuğuna başlayan gemilerle doludur. Birinin eşyasını gasbetmiş, bir yaşıtını yaralamış, bir dükkandan hırsızlık yapmış çocuklar bir şiddet öyküsünün faili gibi görünürken biz Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü olarak suç gemisine binmiş ve halen kurumlarımızda kalan 2 bin 839 çocuğu yeniden güvenli limanlara taşıma gayesindeyiz.''

YOL HARİTASI ÇİZMEK LAZIM

Mardin Valisi Duruer de Mardin'de bir yol haritası çizdiklerini belirterek, konferans, panel, sempozyum ve açık oturumlarla kenti dünya gündemine taşımak istediklerini bildirdi. Vali Duruer, amaçlarının toplantı ve sempozyumlarla toplumda şiddet konusunda farkındalık yaratmak olduğunu kaydederek, şunları söyledi: ''Öyle davranışlarda bulunuyoruz ki bunun şiddet olduğunun farkında değiliz. Özellik çocuklarımıza, eşlerimize ve başka insanlara gerçekten toplu şiddet uygulanıyor. Televizyonları bazen açmak istemiyoruz. Gazetelerin 3. sayfalarında insanın kanını donduracak haberler okuyoruz. Başkalarının başına gelen olaylar bizim başımıza gelmez sanıyoruz. Şiddetin bir gün herkesin başına gelebileceği unutulmamalıdır. Bu amaçla 2 gün sürecek Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinden 20 öğretim üyesi ve akademisyenin konuşmacı olarak katılacağı sempozyum düzenledik. Avrupa-Türkiye Formu'nu da bu yıl Mardin'de gerçekleştireceğiz. Arzu ediyoruz ki Mardin'de kültürel etkinlikler devam etsin.''

''SORUNLARA BİLİMSEL TEŞHİS KOYMAK GEREKİR''

HEGEM Genel Başkanı Adem Solak da eğitim sisteminin değişen şartların doğurduğu ihtiyaçlara göre yenilenmesi gerektiğini belirterek, çocukların iç dünyasının nereye doğru gittiği konusunda kaygıları olduğunu ifade etti. Bu kaygıları gidermenin tek yolunun yaşanan her şeyi sosyal bilimler açısından sorgulamak olduğunu söyleyen Adem Solak, şöyle konuştu: ''Sorunlara bilimsel teşhis koymak gerekir. Böyle yapılmadığı takdirde Bilge köyü olayı dahil ülkenin farklı yerlerinde meydana gelen olaylar sonrasında ciddi bilgi kirliliği yaşanmaktadır. Bunun ortadan kalkması için vatandaşların doğru bilgi almasını sağlamak gerekir. Bir yerde anneler vahşice öldürülüyorsa hakikaten meseleye biraz daha farklı boyutta bakmak gerekir. Birkaç olayı görmezlikten geldiğimizde, yarın meydana gelecek bir olayın bizim bulunduğumuz kentte, mahallemizde, sokağımızda hatta evimizde yaşanmayacağının garantisini veremeyiz.''

Bu haber toplam 3572 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.