1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. Ruhat Mengi için ağır eleştiri

Ruhat Mengi için ağır eleştiri

Gazeteci Aykut Işıklar son dönemin yükselen kadınlarını topa tuttu: "Ruhat Mengi’nin siyaset yorumu yaptığı ülkede pek çok şey dibe vurmuş demektir"

A+A-

Rahime SEZGİN / Zaman PAZAR


‘Erkek patronların zaafları, kadınları vaktinden önce üst noktalara taşıdı.’ diyen gazeteci Aykut Işıklar, artık kadınların erkekleri rahatsız ettiğini söylüyor. Kadın yöneticileri bencil ve duygusal bulan Işıklar’a göre sektörler toplumdaki yozlaşmanın da aynası. Ruhat Mengi’nin siyaset yorumu yaptığı bir ülkede pek çok şey dibe vurmuş demektir, diyor ve ‘yükselen kadınlar’a şüpheyle bakmaya ve onları eleştirmeye devam ediyor.

‘Ruhat Mengi’nin siyaset yazdığı ülke bitmiştir’

Gazeteci Aykut Işıklar geçtiğimiz günlerde yazdığı bir yazıda iş dünyasının kadınlarını eleştiri yağmuruna tuttu. Türkiye’de kadınların yöneticiler ile olan özel ilişkileri sayesinde yükseldiğini iddia eden Işıklar, bu durumun en fazla erkekleri tehdit ettiğini söylüyor. Kadın yöneticilerin kararlarında duygusallığın etkili olduğunu söyleyen Işıklar, bir zamanların erkek patronlarının yerini bugün kadın patronların aldığını iddia ediyor.

İş dünyasındaki kadınları eleştiren bir yazı yazdınız. Nereden icap etti bu yazı?

Birçok üst düzey arkadaşımla sohbet ederken konu açıldı. “Kadınlar fena geliyor. Genç erkekler onları yakalayamıyor.” dediler. Bu arkadaşımın işyerinde bin kadar çalışanı var. Kadınların iş dünyasını ellerinde tuttuklarından şikâyet ediyordu. Çünkü kadınlar duygusal ve benciller. Kendilerini düşünüyorlar. Erkekler onu hep takdir edecek, beğenecek. Ona göre giyiniyor, ona göre davranıyor, çekici olduklarını düşünüyorlar. Artık ekonomik özgürlüklerini sağladıkları için cinsel özgürlükleri de olan özgür kadınlar. Kocasıyla eşitler, isterlerse kocalarını şutlayabilirler. İş dünyasına geldikleri zaman da profesyonelce düşünmüyorlarmış. Kararları tamamen duygusalmış. Mesela, dört yardımcı alacaklarsa en yakışıklı delikanlıyı seçiyorlarmış. Fiziksel görüntü, kararlarında çok etkili oluyormuş.

Erkek patronlarının yerini kadınlar mı alıyor?

Aynen öyle. Kadınla erkek aynı anda işe başlıyor ve biri yükseleceği zaman kadın yükseliyor ne hikmetse. Ben kaç gazetede çalıştım. Erkek patronlar, kadın çalışanları ile platonik flört ediyorlar. Bunlar Türkiye’nin en büyük gazetecileri; 6’da işten çıkar 6.30’da evde olurlar, hayatta hiçbir şey görmemiş zavallı herifler ama Türkiye’yi kurtarıyorlar. Kadın yöneticilerde de böyle tipler var. Şimdi o erkeklerin karşısına kadınlar çıkmaya başladı.

Topyekûn bir yargılama değil mi bu?

Ben genelleme yapmıyorum. Kadınların doğru dürüst karar verebilmesi, objektif davranabilmeleri daha doğrusu duygularından arınabilmesi için her konuda devrim gerekiyor. Aile yapısından tutun da okuldaki eğitim sistemine kadar. ‘Kocamı seviyorum ama başkaları ile de ilişkim oluyor!’ diyen iş kadınları, CEO’lar var. Ben gözlemlerimi söylüyorum. Niye şirket müdürleri son yıllarda hep bayan oldu? Çok mu üstün onlar! Nasıl olmuşlar? Bir araştırın en tepedeki kadın yöneticileri. Türkiye’yi yönetiyorlar, nasıl oluyor? Bir de patronlara sorun. ‘Niye seçtiniz, çok mu çalışıyorlar?’ diye.

Erkekler kendi silahları ile mi vuruldu?

Kadınları seçtiler, kadınlar yükseldi. Sonra kadınları ön plana çıkardılar. Şimdi rahatsız olmaya başladılar. ‘Kadınlar çok erken yükseldi, bunu hak etmiyorlardı, böyle en tepeye çıkmak, beş bin kişiyi yönetmek için daha erken.’ denmeye başlandı.

Sizin işyeriniz olsa nasıl kadınları çalıştırırsınız?

Kıyafeti önemsemiyorum. O kıyafetin altındaki kişiliği anlamış insanlar olup olmadığına bakmak lazım. On sekiz yaşında kız, babası yaşında adamla ilişki kuruyor, ondan sonra televizyoncu olmuş. Kendini bilmem ne dizisindeki kişi sanıyor. Olacak iş değil. Firmalardan bir pop şarkıcısı ve bir talk şovcu kampanyalar var, nasıl alıyorlar. Hepimiz izliyoruz onları reklâmlarda. Çok uluslu şirketlerin üretim müdürleri kadınlar var. Erkekler bu evli kadınlar ile ilişki kurarak iş alıyorlar.

Çalışan başörtülü kadınlar için ne düşünüyorsunuz?

Benim verdiğim örnekler yüzünden herkes böyle olacak diye bir şey yok. Başörtülü, namusu ile çalışan kadınlar da var ama onların çalıştıkları yerler belli. Onlar daha fazla enerji harcıyor, iki katı daha fazla çalışıyorlar. Rahmi Koç “Yanımda sakallıyı çalıştırmam.” dedi. İşadamlarına ‘sakallıları çalıştırmayın’ derken ‘türbanlıları da çalıştırmayın’ mesajını verdi.

Sürekli keskin söylemleriniz var. Kızgınlık mı bu?

Ben bunları 72 yılından beri Hürriyet’te, Sabah’ta yazıyordum. O dönemlerde büyük işadamlarının en sapık ilişkilerini yazdım. Bunları Türkiye’de ilk ben yazdım. Şimdi herkes yazıyor ama işin ucunu kaçırdılar, mantıksız, komik şeyler yazıyorlar.

Bugün gelinen seviyesizliği görünce böyle bir şeyi başlattığınız için pişman değil misiniz?

Ben hiçbir zaman normal bir insanın özel hayatını yazmadım ki. Oynayan, sahtekârlık yapan, halkı kandıran insanlar ile uğraştım. Ben Türk halkı özenmesin diye bunları yazdım. İki tane köylü kızı “Bunların iç yüzü böyleymiş.” desin ve evden kaçmasın diye yazdım. O zaman ben bu dünyadan görevini yapmış bir gazeteci olarak gideceğim.

Bir yandan da özel hayatları bu kadar ortaya sermek normalleştirmedi mi her şeyi?

Benden sonra doğruları yazan kimse gelmedi. Fahişeliği methederek geldiler. Sapıklıkları marifetmiş gibi anlatmaya başladılar. Bunun nedeni medya patronlarıdır. İki yüz liraya adam çalıştıracağız diye şoförleri muhabir yaptılar. Benim hâlâ Skoda arabam var, İstanbul’da kirada oturuyorum.

Magazin dünyasının Ergenekon’u var mı?

Şu günlerde yok. Bir kısmı gerçek Ergenekon yüzünden içeride. Sedat Peker, Alaattin Çakıcı gibi isimler. Bir de acayip işsizlik var. Gazino falan kalmadı, plak satışı kalmadı. Ekmek savaşı yapıyorlar artık. Birkaç tane başarılı organizatör var şimdi. Önceden vardı. Cem Reklam vardı. Dündar Kılıç’ındı ve Cem Reklam’dan geçmeyen hiçbir yerde çıkamazdı. Hürriyet’teki dört sayfayı yıl boyunca kapatmıştı.

“Bende öyle bilgiler var ki şunları söylersem yer yerinden oynar” dediğiniz bilgiler var mı sizde?

Çok var. İnanmazlar. Bazıları benim bizzat yaşadığım şeyler, onlar benimle birlikte mezara gidecektir. Başrolde benim olduğum. Magazin dünyasını yerinden oynatacak olaylar. Ben de böyle melek değildim ki yani. Yirmi yıl öncesine kadar ben de çarka göre yaşayan bir insandım. Bunun dışında inanmayacağınız şeyler var geçmişten gelen.

Magazinin alıcısı kalmadı dersek yanlış mı olur?

Halk artık ilgilenmiyor “Aman ne yaparsa yapsın!” demeye başlıyorlar. Halk artistleri geçti. Kadın evli, kendinden on yaş küçük erkekle kaçıyor. “Ben acaba mankenlerin, şarkıcıların günahına mı girdim?” diyorum. İş kadınları belli bir yere sağlam basmadan böyle birdenbire havalara uçtu. Köylü kadınlar da bilmediği duyguların peşine gitmeye başladı. Ama erkekler için müthiş ekonomik savaş başladı, ne yapacaklarını bilmiyorlar.

Ahlaki değerleri olan insanların hiç mi şansı yok?

Var, birden zıplamak isteyen insanlardan daha çok çalışmak ve işini iyi yapmak. Farklı olduğun zaman seni harcayamıyorlar.

Ne yapmak lazım sizce?

Bir politikacı “Bu memlekette bu medya düzelmeden, bu ülke düzelmez.” demişti. Çok doğru. Bu gazeteler, bu televizyonlar düzelmediği sürece olmaz. Eğer düzelirse medya beş sene içerisinde toplum da düzelir. Ruhat Mengi benim muhabirimdi. O Türkiye hakkında yorum yapıyorsa Türkiye bitmiştir. Bunların yazdığı yazıdan ne olur ki?

Bu haber toplam 5789 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.