Ruh ve beden sağlığı adaletin elinde
TARAF GAZETESİ - Çocuğa cinsel istismar suçunda ‘mağdurun ruh ve beden sağlığının bozulması’ halinde cezanın artırılacağını ve en az 15 yıl olacağını düzenleyen TCK’nın 103. maddesinin 6. fıkrası davalık oldu.
Çocuğa yönelik cinsel istismar suçu TCK 103/1. fıkrada düzenleniyor ve bu suça beş yıldan sekiz yıla kadar hapis öngörülüyor. İptali istenen 103/6 fıkrası ise cinsel istismar sonucu çocuğun ruh ve beden bütünlüğünün bozulması halinde sanığa verilecek cezanın 15 yıldan az olmamak şartıyla artırılacağını öngörüyor.
Dava dosyası tacizle ilgili
TCK 103/6 fıkrasına iptal davası Adana 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nden geldi. Başkanlığını Sabahattin Aras’ın yaptığı mahkemenin iptal başvurusundaki gerekçeleri de belli oldu.
Dava dosyası bugün 14 yaşında olan B.T’ye 12 yaşındayken yapılan cinsel tacizle ilgili. Dosyaya göre nisan 2007’de okula gitmek için durakta beklerken, sanık S.E. motosikletle yanında durdu, B.T’nin eteğinin üzerinden bacaklarını okşayıp taciz ettikten sonra uzaklaştı. Bunun üzerine sanık S.E. yakalanırken, B.T, Çukurova Üniversitesi Tıp fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nda muayene edildi. Ocak 2008’de ‘cinsel istismar sonucu mağdurun ruh beden bütünlüğünün bozulduğu’ yönünde rapor düzenlendi ve mahkemeye gönderildi. Ancak mahkeme, rapora göre yargılamayı bitirip sanığa vereceği cezada artırım yapmak yerine, TCK’nın cezayı ağırlaştıran 103/6. fıkrasını eleştirdi ve iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
“İstismara uğrayanlar zaten sorunlu”
Mahkeme, iptal gerekçesinde, çocuğun ruh ve beden bütünlüğünün bozulmasının tespitinin Adli Tıp kurumundan alınan rapor ile sağlandığını, ancak mağdurun olaydan önceki ruh halinin sağlam olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığını belirtti. Bunun yanı sıra mahkeme, istimara uğrayanların genellikle sorunlu ailelerin çocukları, evden kaçan veya sokakta yaşayan çocuklar olduğunu ve zaten bunların ruhen sorunlu olduklarını ifade etti. Bu nedenle de ruh sağlığının nasıl ve ne zaman bozulduğunun kesin olarak tespit edilemeyeceğine hükmetti.
1.Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde son olarak, “Mağdurun belki de suçun işlenmesinden önceki nedenlerden dolayı bozulan ruh ve beden bütünlüğü sadece öpmek veya okşamaktan ibaret davranışta bulunan sanık ile organ sokmak suretiyle veya hoyratça ilişkide bulunarak cinsel istismarda bulunan sanığın farklı cezalandırılması gerekmektedir. Dolayısıyla TCK’da yer alan düzenlemenin demokratik toplum gerekçelerine aykırı olduğu gibi anayasanın ilgili maddelerine aykırı olduğu kanaatine varıldığı” hükmüne yer verdi.
İlk inceleme yarın
Anayasa mahkemesi, bu ilginç iptal davasında ilk incelemeyi yarın yapacak, usul yönünden eksik görmezse davanın esasına geçecek. Fıkra iptal edilirse, çocuğa cinsel istismar suçunda artırımlı ceza uygulanamayacak.
Üzmez davasında bu madde tartışıldı
İptali istenen TCK’nın 103/6. fıkrası en çok Vakit Gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez’in (76), 14 yaşındaki B.Ç’ye cinsel istismar suçundan yargılandığı davada tartışıldı. B.Ç’ye Adlî Tıp Kurumu tarafından verilen ‘ruh ve beden sağlığı bozulmamıştır’ yönündeki rapor tepki çekince, küçük kız için yeniden adlî tıp süreci başlatılmıştı. Bu fıkraya ilk iptal başvurusunu Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi açmıştı. Ancak, Taraf’ın haberi üzerine mahkeme, çocuklara yönelik istismar maddesine yanlışlıkla dava açıldığını savunmuştu. Anayasa Mahkemesi de bu fıkrayı dava dışı bırakmıştı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.