Ruh Sağlığımız Ön Yargıların Esiri Olmamalı
Başhekimi Doç. Dr. Erhan Kurt, ruhsal hastaların “toplum temelli psikiyatri” modeli ile toplum içerisinde de tedavi edilebildiğini açıkladı.
İstanbul Valiliği, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları E. A. Hastanesi’nin (BRSHH) Ruh Sağlığı Haftası’nı 10-15 Ekim 2010 tarihleri arasında çeşitli etkinliklerle kutluyor. Etkinlik kapsamında; 12 Ekim Salı Günü “Kronik fiziksel hastalıklarda ruh sağlığı” konulu bir toplantı yapıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan İstanbul İl Sağlık Müdürü Ali İhsan Dokucu, 2003 yılından beri Türkiye’de sağlık alanında önemli bir değişim yaşandığını söyledi. Dokucu, ruhsal hastalıklarla ilgili olarak toplumda oluşan önyargı kültürünün değişmesi gerektiğini belirterek, “Başta bu alanda bulunan sağlık çalışanları, hekimler ve biz yöneticiler önyargılarımızdan sıyrılmalıyız. Ruh sağlığı hastaları hastanelerde sıkışmış durumdadır. Hastalar hastane kapısından girince hatırlanıyor. Ancak çıkınca da unutuluyor” diye konuştu. Dokucu, bu önyargıyı yıkmak için toplum temelli psikiyatri alanında her türlü işbirliğine açık olduklarını belirtti.
Başhekimi Doç. Dr. Erhan Kurt ise ruhsal hastaların toplum temelli psikiyatri modeli ile toplum içerisinde de tedavi edilebildiğini söyledi.
Ruhsal ve davranışsal bozuklukların oldukça yaygın olduğunu belirten Kurt, her 4 kişiden birinin ruhsal hastalık geçirebileceğini ifade etti. Dr. Kurt, Türkiye’de ruhsal hastalıklarla mücadele için şu önerilerde bulundu:
• Ruh sağlığı yasasının bir an önce çıkarılması gerekmektedir.
• Bilinç eksiliğinin eğitim ve doğru sağlık yatırımları ile giderilmelidir.
• Psikiyatri uzman sayısı ve sağlık çalışan sayısı artırılmalıdır.
• Ön yargılara karşı düzenli ve sürekli kampanya düzenlenmelidir.
• Psikiyatri yatak sayısının artırılması gerekmektedir.
15 milyona yaklaşan nüfusuyla İstanbul başta olmak üzere tüm ülkede psikiyatrist sayısı, psikiyatri klinikleri, psikiyatri yatak sayısı ve sağlık personeli yetersizliğine değinen Kurt, “Ruhsal bozuklukların birinci basamakta tanınması ve etkili tedavisi bu hastalıkların kronikleşmesini önler, ileride ortaya çıkabilecek bireysel, sosyal ve ekonomik yıkımları engellemiş olur” diye konuştu.
Programda hastane hekimlerinin psikiyatri tarihi üzerine yaptığı ''Mongeri'den Mazhar Osman'a Türkiye'de Psikiyatri'' isimli belgesel film gösterimi keyifli bir söyleşiye dönüştü. Ardından bestesi ve güftesi BRSHH’ta tedavi gören hastaların oluşturduğu müzik dinletisi ilgiyle dinlendi.
Ruh sağlığı olmadan sağlıklı toplum oluşmaz…
“Sağlık” denildiğinde genellikle beden sağlığı akla gelmektedir. Oysa sağlık, ruh sağlığı ve beden sağlığının bir bütününden oluşmaktadır. Programda ruhsal hastalığın toplumun her kesimini etkileyebildiği, tedavi edilmezse kişisel toplumsal ve maddi kayıplara yol açtığına dikkat çekildi.
Ruh sağlığında yanlış inanışlar
Toplantıda kişilerin tedavi ve yardımdan kaçmasına neden olan toplumdaki ön yargılara da değinilerek şunlara dikkat çekildi:
• “Ruhsal hastalığı olanlar tehlikelidir” gibi algılansa da yapılan araştırmalarda hastalığı olanlar olmayanlara göre aynı düzeyde bulunuyor.
• “Tedavisi yoktur” diye düşünülen hastalık bedensel hastalık gibi tedavi edilebilir.
• Yapılan tedavilerle kişilerin mesleki işlevsellikleri sürdürürmeleri sağlanarak “Ruh hastalığı olanlar çalışamaz” düşüncesi ise geçerli değildir.
• “Ruh hastalığı olanlar çalışamaz” düşüncesinde ise artık etkin tedavilerle kişilerin mesleki işlevselliklerini sürdürmeleri sağlanıyor.
Ruh sağlığı yatağı ve uzmanı yetersiz
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre ülkemizde ruh sağlığı yatağı ve ruh sağlığı uzmanı sayısı olması gerekenin çok altında bulunuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.