Romatizmal Hastalıklarda Cinsel Fonksiyon Bozukluğu
Dr. Özcan Hız1, Doç. Dr. Serkan Deveci2
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon1 ve Üroloji2 AD
Cinsel fonksiyon insan yaşamının önemli bir parçasıdır ve hayat kalitesi ile ilişkilidir. Cinsel fonksiyonun durumu ve ifadesi sağlıklı bir birey için önemlidir (1). Romatizmal hastalıklar genelde kas-iskelet sistemini etkileyen ancak iç organ tutulumuna da neden olabilen, bu nedenle farklı derecelerde fonksiyon bozukluğuna yol açarak sosyal, ekonomik, psikolojik ve cinsel fonksiyonları da içeren tüm yaşam aktivitelerini etkileyebilen bir hastalık grubudur (2).
Cinsel fonksiyon bozukluğu bir çok romatizmal hastalıkta hakim semptomların özelliğine bağlı olarak farklı şekillerde ve derecelerde ortaya çıkabilir. Ayrıca, bu durum yalnızca hastayı değil cinsel partnerini de etkileyebilir (3).
Romatizmal hastalıklarda cinsel fonksiyon bozukluğunun nedenleri bir çok faktöre bağlıdır. Bu faktörler; ağrı, güçsüzlük, yorgunluk, tutukluk, fonksiyonel yetersizlik, depresyon, anksiyete, negatif vücut imajı, libido azalması, hormonal yetersizlik ve ilaç kullanımıdır (4-6).
Kronikağrı, yorgunluk, negatif vücut imajı ve psikojenik faktörler bireyin cinsel ilgisini azaltabilir ve cinsel ilişki sıklığında azalmaya yol açabilir. Vücut imajı özellikle adolesan dönemde önemlidir. Çünkü bu dönem biyolojik, sosyal ve duygusal değişikliklerin olduğu bir dönemdir ve juvenil kronik artritli hastalarda bozulabilir. Romatizmal hastalıkların cinsel fonksiyon üzerine olan etkisi günlük pratikte hem hasta hem de sağlık çalışanları açısından yeterince dikkate alınmamakta ya da ihmal edilmektedir. Yeterli araştırma yapılmamasına karşın, cinsel ilişkinin artritli hastalarda olumlu etkileri olduğu ileri sürülmektedir. Psikolojik yönden olumlu etkilerinin yanı sıra birçok hasta ilişkiden sonra ağrılarının azaldığını belirtmektedir(7).
Romatizmal hastalıkların cinsel fonksiyonlar üzerine olan etkisi cinsler arasında farklılık gösterebildiği gibi hastalığa göre de değişik oranlarda etkilenebilir. Romatizmal hastalıklarda cinsel fonksiyon bozukluğu cinsel birleşme performansında bozulma, cinsel istek ve memnuniyetteki azalmaya bağlı olarak gelişebilir. Literatür taramasında şimdiye kadar romatoid artrit, ankilozan spondilit, sjögren sendromu, sistemik lupus eritematozus, sistemik skleroz, Behçet hastalığı, fibromiyalji gibi romatizmal hastalıklarda cinsel fonksiyon durumu ile ilgili çalışmalara rastlanmaktadır.
Romatoid Artrit (RA)
Kronik inşamasyona bağlı ilerleyici eklem harabiyeti ile karakterize kronik, sistemik ve otoimmun bir hastalıktır. Neden olduğu fonksiyonel yetersizlik sebebiyle cinsel fonksiyon üzerine etki edebilir. RA'lı hastalarda cinsel sorunların oranı farklı çalışmalarda % 31-76 olarak bildirilmiştir(8-11).
RA'lı hastalarda özellikle kalça ve diz eklemlerinin etkilendiği durumlarda bazı birleşme pozisyonlarında zorluk ortaya çıkabilir. Ayrıca sekonder sjögren sendromuna bağlı vajinal kuruluk gelişebilir. Son çalışmalar cinsel fonksiyon bozukluğu olan RA'lı hastaların
yaklaşık %50'sinde nedenin birleşme sırasındaki eklem ağrısı, tutukluk ve yorgunluk olduğunu ortaya koymuştur(11,12).
Diğer taraftan androjenik durum ve psikolojik sorunların (depresyon, bozulmuş vücut imajı, partner ile ilgili endişe) RA'da cinsel fonksiyon üzerine etkisini ortaya koyan çalışmalar da vardır (2,4,9,13). RA'lı kadın hastalar erkeklere göre daha ciddi sabah tutukluğu çekerler
ve vücut imaj memnuniyetsizliği daha belirgindir. Abdel-Nasser ve ark. (14)
RA'lı kadın hastalar üzerine yaptıkları çalışmada %60 dan daha fazla oranda ve değişen derecelerde cinsel fonksiyon bozukluğu (cinsel istekte azalma, memnuniyetsizlik) bildirmişlerdir. Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların da erkeklerde ejakülasyon üzerine
etkisi olabileceği belirtilmiştir (15). Majerovitz ve ark.(16)
RA'lı hastalarda hastalık aktivitesi yüksek olanlarda ncinsel fonksiyonların daha fazla etkilendiğini ortaya koymuşlardır.
Ankilozan Spondilit (AS)
Primer olarak aksiyel iskeleti etkileyen sistemik, kronik inşamatuar bir hastalıktır. Omuz ve kalça gibi eklemleride önemli oranda etkiler. AS'de hastalığın yarattığı fiziksel bozukluk ve duygusal sorunlara bağlı olarak cinsel fonksiyon bozukluğu görülebilir. Elts ve ark. (17) cinsel fonksiyon açısından AS'li hastalar ile sağlıklı gönüllüler arasında fark bulmamıştır.
Ancak sonraki çalışmalarda AS'li hastalarda yüksek oranlarda cinsel fonksiyon bozukluğu tespit edilmiş ve bunun eklem kısıtlılığı ve depresyon ile ilişkili olduğu belirtilmiştir (18,19). Dinçer ve ark.
AS'li erkek hastalarda sağlıklı kontrollere göre artmış oranlarda cinsel fonksiyon bozukluğu bildirmişlerdir (20). Özgül ve ark. hastalığın sosyal yaşam üzerine etkisini inceledikleri çalışmalarında cinsel fonksiyon bozukluğu olan AS'li hastalarda yüksek oranlarda anksiyete bildirmişlerdir (21).
Özet olarak AS'nin cinsel fonksiyon üzerine etkisi tartışmalıdır. Bazı çalışmalar AS'li hastalarla sağlıklı kontroller arasında fark bildirmezken, erektil disfonksiyon ve libido azalmasına bağlı cinsel fonksiyon bozukluğu bildiren çalışmalar da vardır.
Sjögren Sendromu (SS)
Primer olarak eksojen endokrin bezleri etkileyen progressif otoimmun bir hastalıktır. Mukozal kuruluk nedeni ile atrofik vajinit ve jinjivite neden olabilir. Bu nedenle cinsel ilişki sırasında ağrı ve öpüşme kalitesinde azalma ortaya çıkabilir (22). Bir çalışmada disparoni sağlıklı kontrol grubunda %39, SS'li hastalarda ise %61 olarak bildirilmiştir. Aynı çalışmada vajinal kuruluk hastalarda %52 kontrol grubunda %33 olarak tespit edilmiştir (23). Buna karşın Skoupoli ve ark. SS'li hastalarda fertilite, parite ve cinsel aktivitede sağlıklı kontrollere göre fark bulmamışlardır(24).
Sistemik Lupus Eritematozus (SLE)
Oldukça fazla sayıda sistemi etkileyerek fiziksel ve duygusal bozukluğa neden olabilen bir otoimmun bağ dokusu hastalığıdır. Dolayısıyla cinsel fonksiyonları da etkileyebilir. Bu konuda yapılan çalışmalarda vücut imajı (25), vajinal lubrikasyonda azalma ve depresyon (26) nedeniyle cinsel fonksiyonlarda bozulma olabileceği bildirilmiştir.
Stein ve ark. SLE'li hastaların %4'ünde cinsel fonksiyon bozukluğu olduğunu bildirmişlerdir (26).
Sonuç olarakSLE'de cinsel fonksiyon bozukluğu çalışmaları yeterli değildir. Ancak organ yetmezliğine yol açabilen ve vücut imajını bozabilen bir hastalık olması nedeni ile cinsel fonksiyonlarda bozulmaya yol açabilir.
Sistemik Skleroz (SSc)
Mikrovasküler yapıda bozulma ile karakterize kronik otoiimmun bir multiorgan hastalığıdır. SSc'li erkeklerde erektil disfonksiyon bildirilmiştir (27,28). Vasküler yapıda bozukluk, fibrotik değişiklikler ve psikojenik faktörlerin cinsel fonksiyon üzerine etkili olabileceği düşünülmektedir (29, 30). Bhadauria ve ark. (31)
SSc'li hastalarda kontrol grubuna göre daha fazla oranda vajinal kuruluk, ülser ve disparoni tespit etmişler, cilt sertliğinin ve kas güçsüzlüğ ünün cinsel ilişkiyi etkilediğini belirtmişlerdir. Bazı çalışmalar SSc'li hastalardaki erektil disfonksiyon ile kan total testosteron ve prolaktin düzeylerinin korele olduğunu bildirmişlerdir (29,32). Hong ve ark. SSc'li hastalardaki
erektil disfonksiyonun vasküler sistemin etkilenmesi ile ilişkili olduğunu öne sürmüşlerdir (33).
Sonuç olarak; SSc'de cinsel fonksiyon bozukluğu erkeklerde vasküler patolojiye bağlı erektil disfonksiyona, kadınlarda ise vajinal darlık, kuruluk ve disparoniye bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Fibromiyalji Sendromu (FMS)
Toplumda oldukça yaygın görülen bir hastalıktır. %85-90 kadınlarda görülür. Cinsel fonksiyon bozukluğu FMS'li hastalarda özellikle depresyon ile ilişkilidir. Ancak yaygın ağrı, tutukluk, güçsüzlük, kötü uyku kalitesi gibi karakteristik semptomlar cinsel fonksiyon bozukluğu ile ilişkili olabilir. Ayrıca fibromiyaljili kadın hastalardaki cinsel fonksiyon bozukluğu irritabl mesane, vulvodini, vajinusmus ile ilşkili olabilir. Aydın ve ark. yaptıkları çalışmalarında FMS'li hastalarda kontrol grubuna göre belirgin olarak yüksek oranda cinsel fonksiyon bozukluğu tespit etmişler ve en yaygın görülen cinsel problemin cinsel arzuda azalma olduğunu bildirmişlerdir (34). Araştırmacılar fibromiyaljili hastalardaki bu cinsel fonksiyon bozukluğunun emosyonel problemler nedeni ile ortaya çıktığını belirtmişlerdir.
Behçet Hastalığı (BH)
Farklı çap ve lokalizasyonlardaki arter ve venleri etkileyebilen sistemik otoimmun bir vaskülittir (35). Behçet hastaları nda damar bozukluğu, nörolojik tutulum ve ilaçlara bağlı olarak erektil disfonksiyon geliştiği ileri sürülmektedir (36). Koçak ve ark. premenopozal kadın hastalarda Behçet Hastalığının psikiyatrik durum ve cinsel fonksiyon üzerine olan etkisini inceledikleri çalışmalarında hastaların % 47,9'unda sağlıklı kontrollerin ise %17,5'inde cinsel fonksiyon bozukluğu bildirmişlerdir. Ayrıca BH grubunda sağlıklı kontrollere göre oldukça yüksek oranlarda depresyon skoru tespit etmişler ve depresyon ile cinsel fonksiyon bozukluğ unun korelasyon gösterdiğini bildirmişlerdir (37).
Sonuç
Romatizmal hastalıklarla ilişkili cinsel fonksiyon bozukluğu önemli bir konu olmasına rağmen ne hastalar ne de sağlık çalışanları bu konuda özel bir çaba sarf etmemektedirler.
Doktorlar bu konuda bilgi sahibi olmalı, ayrıntılı öykü alınmalı ve hastanın kendini ifadesine olanak sağlanmalı dır.
Romatizmal hastalığa bağlı cinsel fonksiyon bozukluğunun nedeni hastalığa ve kişiye göre değişebilir (Tablo1). Bu nedenle hasta ile doğrudan iletişim kurulmalı ve cinsel fonksiyon bozukluğuna neden olabilecek Romatizmal hastalığın yarattığı fiziksel ve psikolojik yetersizlikler tespit edilmelidir. Tedavi kişiye özel planlanmalıdır. Tedavide medikasyon, fizyoterapi, psikoterapi ve cerrahi (ortopedik) yöntemlerinin tek tek veya birlikte denenmesi gerekebilir.
Genel olarak romatizmal hastalığa bağlı cinsel fonksiyon bozukluğu olan hastalar bu konu hakkında bilgilendirilmelidir. Cinsel fonksiyon ile ilgili sorunlar partner ile açıkça konuşulmalı, tartışılmalı ve ilişki sırasında oluşabilecek ağrı konusunda bilgilendirilmelidir. Ağrı ve stres yaratmayacak farklı pozisyonlar denenmeli ve cinsel aktivite sırasındaki olası ağrıyı azaltmak için ilişki öncesinde analjezik ve kas gevşetici ilaçlar alınmalıdır. Ayrıca hastalı k özelinde alternatif yöntemler geliştirilebilir (38).
Kaynak: androloji.org.tr
NOT: Makelenin PDF formatı ve Kaynakçası için tıklayınız
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.