Rehberlik öğretmenlerine ‘mindfulness’ semineri
BAHÇEŞEHİR Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilge Uzun, İzmir'de, 700 rehberlik öğretmenine 'Okul Psikolojik Danışmanlığında Mindfulness Uygulamaları' başlığı altında, duyguları ve düşünceleri kontrol ederek bilinçli davranmayı öğreten bir terapi şekli olan 'mindfulness' kavramını anlattı.
Bahçeşehir Okulları ve Bayraklı Rehberlik ve Araştırma Merkezi ortaklığıyla İsmet İnönü Sanat Merkezi'nde düzenlenen, 'Okul Psikolojik Danışmanlığında Mindfulness Uygulamaları' adlı seminerde konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilge Uzun, rehberlik öğretmenlerine bilinçli bir şekilde dikkati içinde bulunulan ana vermek anlamına gelen Mindfulness tekniğini uygulamalı olarak anlattı. İzmir’deki kamu ve özel okullardan 700 rehberlik öğretmeninin katıldığı seminerde, Bahçeşehir Okulları Ege Bölge Koordinatörü Zeynep Hülagü ve Bayraklı Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürü Serdal Mert de hazır bulundu.
'ÇOCUKLARIMIZIN KELEBEKLER GÖRMEYE İHTİYACI VAR'
Açılış konuşmasını yapan Bahçeşehir Okulları Ege Bölge Koordinatörü Zeynep Hülagü, "Ben bazen kendimi freni patlamış kamyon gibi hissediyorum. Bir yokuştan aşağıya hızlı bir şekilde yuvarlanan bir varil gibi. Hayat çok hızlı akıyor, bir sürü stres var, bir yokuştan aşağı inerken bazen çarpıyoruz bazen düz yollara geliyoruz. Hiç durup, ‘Ben ne hissediyorum, o anda neler oluyor’ diye düşünmüyoruz bile. Biz böyleyiz fakat çocuklarımız sınavlar, stresler, kaygılar, bir sürü baskı ve beklenti ile daha da kötü durumda. Biz Bahçeşehir’de Mindful Programı’nı 4 yıldır uyguluyoruz. İşte o program bize, çocuklarımıza duyguları yönetmeyi, kaygılarla başa çıkmayı gösteriyor. Sınava başlarken çocuklar hemen ‘Mindful duruşuna girelim, kafamızı toplayalım’ diyorlar. Bir tane öğrenci ‘ben mindful duruşuna girdiğimde kelebekler görüyorum’ dedi. Çocuklarımızın gerçekten kelebekler görmeye ihtiyacı var. Daha pozitif düşünmeye, kaygılarını kontrol etmeye ihtiyaçları var. Değerli rehber öğretmenler, onlara fener tutacak olanlar da sizlersiniz. Bugün burada Bilge Hocamla çok keyifli bir program geçireceksiniz. Umarım size ve çocuklara çok faydalı olur" dedi.
ZİHNİ KONTROL EDEREK ŞİMDİKİ ZAMANDA BULUNMA HALİ
Mindfulness kavramını tanımlayan Bahçeşehir Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilge Uzun, "Kökenini 4000 yıl öncesine dayanan paskalya tasavvuf geleneklerinden alan ve yaşama sanatı olarak geçen mindfulness; zihni eğitmek, zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlığa ulaşmak demektir. Türkçe’ye bilinçli farkındalık olarak çevirildi. Mindful hali ayma halidir. Bazı becerilerle bilinci şimdiki zamana çekmeye çalışıyoruz. Otomatik pilottan çıkıp bedenimizi, duygumuzu, düşüncemizi kontrol etmek demek bu. Bugün içsel temasa izin verin, içinizdeki çocukla temas edin. Arkadan gelen sesi şefkat dolu bir ses dönüştürmemiz ve içimizdeki çocuğu severek devam etmemiz gerekiyor. Ve bunu yapmak biraz zaman alıyor. Mindfulness, bilinçli ve yargısız bir şekilde dikkatimizi içinde bulunduğumuz ana vermek demektir. John Kabat Zinn Mindfulness’ı ‘Bir eylem değil, zihnin bir durumudur’ diye açıklıyor. Yani an farkındalığını hayatımızın içine aktarmak. Kuşun iki kanadı olarak geçiyor. Sol tarafta sinir sistemi üzerinde etkili olan kısım ve sağ tarafta manevi değerler kısmı" diye konuştu.
Salondaki öğretmenlere Mindfulness yöntemini nefes egzersizleriyle uygulamalı olarak gösteren Uzun, "Mindfulness, aslında nöropsikolojik olarak beynin amigdala bölgesini rahatlatma yolu. Bence ilerleyen zamanlarda Alzheimer hastalığına da olumlu bir etkisi bulunacak. Mindfulness, kanser hücrelerinin yayılmasını engelliyor, çocuklarda uyku düzeni, duygu düzenleme ve bağışıklık sistemini güçlendirip hücrelerin yenilenmesini sağlıyor. Mindfulness bunları nefes ile yapıyor. İnsanoğlu ilk nefesle tanışıyor fakat sonra bunu unutuyor. Nefes bedene uyum sağlamaya çalışıyor. Nefes almayı nefes alamadığımız zaman fark ederiz. Mindfulness biyolojik olarak nefes ve 5 duyu üzerinden yol alır. Her zaman anda olmamız mümkün değil tabii ki ama aklımıza geldikçe daha sıklıkla anın farkında olmak daha mümkün oluyor. Yağmur yağdığında toprağın kokusunu, serinliğini hissetmektir anda kalmak. Araştırmalar bu halin alışkanlık haline gelmesi için 8 haftalık bir süreç veriyor" dedi.
Kaynak:Hürriyet
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.