1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. RAPORLAR BAKAN’I YALANLIYOR

RAPORLAR BAKAN’I YALANLIYOR

York Düşesi Sarah Ferguson’un gizli kamerayla çekim yaptığı iki rehabilitasyon merkezinin son yıllarda habersiz biçimde denetlendiğini ve olumsuzluğa rastanmadığını söyleyen Bakan Nimet Çubukçu"yu raporları yalanlıyor...

A+A-

SEVGİM DENİZALTI / BİRGÜN GAZETESİ




York Düşesi Sarah Ferguson’un gizli kamerayla çekim yaptığı iki rehabilitasyon merkezinin son yıllarda habersiz biçimde denetlendiğini ve olumsuzluğa rastanmadığını söyleyen Bakan Nimet Çubukçu"yu, RUSİHAK ve TBMM İnsan Hakları Alt Komisyonu"nun raporları yalanlıyor...

York Düşesi Sarah Ferguson"un kılık değiştirip İstanbul ve Ankara"daki iki rehabilitasyon merkezine girerek gizli kamerayla çocukların yaşam koşullarını görüntülemesi, Türkiye"deki bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin durumunu bir kez daha gündeme getirdi. Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi"nin yayınladığı Akıl ve Ruh Sağlığı Alanında İnsan Hakları 2008 Türkiye Raporu"nda anlatılanlar da, Ferguson"un tespitlerini doğrular nitelikte.

Ferguson"un ziyaret ettiği kurumlardan biri Saray Rehabilitasyon Merkezi. Ferguson, Ankara"da bulunan ve Türkiye"nin zihinsel engellilere hizmet veren en büyük yatılı kurumu olan Saray Rehabilitasyon Merkezi"ne gizlice girmiş, izlenimlerini şöyle aktarmıştı: "Ankara’daki Saray Rehabitasyon Merkezi’nde yüzlerce kırmızı ve mavi yatakta çocuklar ve gençler ellerinden ya da dizlerinden yatakların metal çubuklarına bağlanmışlardı. Burası bir yetimhane değil, terkedilmiş çocuklar deposuydu. Birçoğuna yerde yatar halde pis koşullarda yemek yedirildiğini görünce çığlık attık. İki kadın bizi görünce çarşafla yüzlerini gizledi. Koku dayanılmazdı. Çocukların çiş bezlerinin parasızlık yüzünden değiştirilmediği söylendi."

ULUSLARARASI KRİTERLERE UYMUYOR

RUSİHAK"ın 6 bölgesel ruh sağlığı hastanesi ve 6 zihinsel engellilere hizmet veren bakım ve rehabilitasyon merkezinde yürüttüğü çalışmanın sonuçları da Ferguson"un tespitlerini destekliyor. RUSİHAK Genel Merkezi"nde 30 Ekim"de açıklanan Akıl ve Ruh Sağlığı Alanında İnsan Hakları 2008 Türkiye Raporu"na göre zihinsel engellilere hizmet veren bakım ve rehabilitasyon merkezleri, uluslararası insan hakları kriterleri açısından oldukça olumsuz koşullara sahip.

Raporda, kurumların tümünde personel eksikliği bulunduğu, bazı kurumlarda okuryazar olmadığı halde bakım sertifikası alarak çalışanların olduğu, merkezi yerleştirme sistemi nedeniyle zihinsel engelli kişilerin büyüdükleri ve yaşadıkları yerden çok uzağa gönderildiği ve bu nedenle hiç ziyaretçilerinin olmadığı ifade ediliyor. Kurumlarda etkili bir şikayet mekanizmasının bulunmadığına da dikkat çekilen raporda, özellikle bakım elemanlarının oldukça ağır bir iş yükü altında çalıştıkları ve çoğunun sözleşmeli çalışan oldukları için özlük haklarıyla ilgili sıkıntılar yaşadıkları vurgulanıyor. Rapora göre, sosyal hizmet uzmanı, psikolog vb. meslek elemanları, kendi uzmanlık alanları dışında idari, bürokratik vb. pek çok başka işle uğraşmak durumunda bırakılıyor. Uzmanlar idari işlerle zaman geçirdikleri için de çocukların bakım ve gelişimi yalnızca bakıcıların insafına kalıyor.

SARAY REHABİLİTASYON MERKEZİ

Raporda, Saray Rehabilitasyon Merkezi"yle ilgili şu gözlemlere yer veriliyor:

»Kapasitesinin üzerinde hizmet vermesi nedeniyle kurumun hizmet kalitesi düşüyor. Kurumda 749 zihinsel engelli kalıyor.

»Özellikle ağır engelli küçük çocukların kaldığı ünitelerde temizlik ve bakım koşulları çok kötü. Bu ünitelerde bazı yataklarda çocukların ikişer kişi yattığı görülüyor.

»Bu ünitelerde çok ağır bir koku var.

»Personelin oturduğu, TV izleyip sigara içtiği personel salonunda çocuk beşikleri bulunuyor.

»Ağır zihinsel engelli çocukların bir kısmının ellerinde plastik pet şişe benzeri şeyler takılı. Nedeni sorulduğunda personel, çocukların ellerini ağızlarına sokarak kendilerini kusturduklarını, bu nedenle bu pet şişe benzeri şeyleri yaptırdıklarını söylüyor. Çocukların ellerinin, parmaklarının bu tür plastik şişelerin içinde tutulmaktan dolayı yetersiz geliştiği, derilerinin şeffaflaştığı görülüyor.

»Yaşça daha büyük ağır zihinsel engellilerin tutulduğu bölümler de çok kötü kokuyor. Odalar yeterli temizlik, ışık ve ısı koşullarına sahip değil. Sabah odalar boşaltılarak kapılar kilitleniyor. Ağır engelliler, tüm günlerini salonda TV izleyerek geçirmek zorunda bırakılıyor.

»Kurumda genel tıbbi bakım ve tedaviyi gerçekleştirmek için yeterli tıbbi personel bulunmuyor. Psikiyatri uzmanlarının olmayışı nedeniyle psikiyatrik teşhis almış engellilerin tedavi ve takibi gerektiği gibi yapılamıyor. Psikiyatrik ilaç kullanan 212 engelli, hastalığın seyrini bilmeyen nöbetçi hekimlerce önerilen ilaçları kullanıyor.

»Kurumdaki uzmanlar, kurumda 250 epilepsi hastası çocuk olduğunu ve en yaygın ölüm nedeninin epileptik nöbetler olduğunu belirterek, nörolog hekim ihtiyacına dikkat çekiyor. Epileptik vakaların takibi, bilgisiz bakıcılar tarafından yapılıyor.

»Zaman zaman çocuklar kurumdan kaçıyor, kaçan çocuklar cinsel taciz ve tecavüze uğrayabiliyorlar. Bu tecavüz olaylarının sonucu bazen çocuklar hamile kalıyor ve doğum yapıyorlar.

»Ağır engelliler, genel olarak bahçeye çıkamıyor, ancak yazın güzel havalarda haftada iki gün yarımşar saat bahçeye çıkarılıyorlar. Kapalı mekanlarda tutulan çocukların çoğu, açık hava, oyun, egzersiz, sosyal ilişki haklarından mahrum bırakılıyor.

»Kurumda 6 fizyoterapist, 1 fizyoterapi salonu ve araç gereç bulunmasına rağmen, kurumda kalan 750 çocuktan yalnızca 18"i fizyoterapiden yararlanıyor. Oysa kurumda çok sayıda küçük çocuğun yürüyemediği ya da emeklediği görülüyor.

***

Personel bıkkın ve umutsuz

Rapora göre, uzman personelin genel olarak bıkkınlık, boşvermişlik, tükenmişlik ve umutsuzluk içinde oldukları gözleniyor. Nedeni sorulduğunda, çalışanlar şu sorun ve taleplerini dile getiriyor:

•16-18 yıldır buradayız ve yorulduk, farklı alanlarda çalışmak istiyoruz

•Yönetimde söz hakkımız yok, atamalar ve kararlar bizim görüşümüz sorulmadan tümüyle siyasi kaygılarla alınıyor. Uzmanların görüşüne değer verilmiyor ve alınan kararlar bilimsellikten uzak. Bilime aykırı kararlara uymaya zorlanıyoruz, bu da bizim motivasyonumuzu düşürüyor.

•Çalıştığımız yerde internet bağlantısı bile yok, kendimizi geliştiremiyoruz, dünyada bu alandaki gelişmeleri bilmek istiyoruz.

•Çalıştığımız kurum bizleri mesleğimizle ilgili seminerlere, ulusal ve uluslararası kongrelere göndermeli. Bu hem bilgimizi hem de motivasyonumuzu arttırır.

•Yıllarca aynı konumda olmak ve hiç yükseltilmeyeceğini bilmek çok umut kırıcı.

•Fizyoterapistler ve diğer meslek uzmanları kendi uzmanlık alanında çalıştırılmalı.

***

Kurumlar bir türlü iyileştirilemiyor

TBMM İnsan Hakları Alt Komisyonu"nun 2004’te yaptığı incelemenin bulguları, aradan geçen 4 yıl içerisinde bu merkezlerde kayda değer bir iyileşmenin olmadığını gösteriyor...

Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin defalarca kamuoyu gündemine gelen durumundan daha çok Ferguson"un gizli kamerayla çekim yapmış olması üzerinde durdu. Ferguson"u ünvanını kullanarak art niyetli davranmakla suçlayan Çubukçu, ayrıca Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi"nin söz konusu iki kurumu son yıllarda habersiz biçimde denetlediğini, ancak olumsuzluğa rastlamadığını söyledi. Ancak RUSİHAK"ın geçtiğimiz nisan ayında Ankara Saray Rehabilitasyon Merkezi"nde yaptığı incelemelerin sonuçları Çubukçu"nun beyanlarıyla çelişiyor.

OLUMSUZLUKLAR GİDERİLMEDİ

Bunun yanı sıra, TBMM İnsan Hakları Alt Komisyonu"nun 22 Ocak 2004"te bu merkezde yaptığı incelemelerin bulguları da, aradan geçen 4 yıl içerisinde bu merkezlerin durumunda kaydadeğer bir iyileşmenin gerçekleşmemiş olduğunu gösteriyor.

Öte yandan, CHP İzmir Milletvekili Özlem Çerçioğlu, Çubukçu"nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı"na sunduğu soru önergesinde, 2004"te inceleme yaptıkları Saray Rehabilitasyon Merkezi"nde aynı görüntüleri saptadıklarını anımsattı.

Bu haber toplam 2905 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.