Psikoloji Uzmanlarına Göre Seçim Meydanlarının Dili
Türkiye bu Pazar günü seçime gidiyor. Liderler bu son haftayı da seçim mitinglerinde seçmen ile buluşmaya ayıracak. Mitinglerde kullanılan sert üslup seçmen eğilimini nasıl etkiliyor, kararsız seçmen üzerindeki olası etkisi ne, demokrasi kültürü açısından ne ifade ediyor? Seçim meydanlarının dilini sosyo-psikolojik boyutları ile masaya yatırdık, uzmanlar ile değerlendirdik.
“Demokrasi kültürünü biçiyoruz”
ODTÜ Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nebi Sümer'e göre seçim meydanlarında, olumsuzu, kötüyü görme yönünde beyni yönlendiren, negatif duygulara odaklı bir kampanya yürütülüyor. Bu kampanya kararsız seçmenin bir kısmını apolitize edebileceği gibi, kararlı seçmenin kararını pekiştirebilir. “Zarar büyük, demokrasi kültürünü biçiyoruz” diyor Prof. Sümer. ABD ve Almanya'daki seçim kampanyalarına dikkat çeken Sümer “bu ülkelerde adayların, liderlerin projeleri ile yarıştığını belirtirken Türkiye'de gençlere kötü model oluşturabilecek, çıtanın aşağı düşürüldüğü ve etik sınırın altında, uzlaşma kültüründen uzak bir kampanya yürütüldüğünü” söylüyor. Ancak Sümer'e göre Türk halkı büyük bir olgunlukla bu kampanyayı izliyor. Çünkü halkın demokrasi kültürü liderlerin ilerisinde…
“Sertlik her zaman olmuştur, normal”
Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Emre Özgen ise 70'lerde de o dönemin liderleri arasında benzer sert üsluplara rastlanıldığını hatırlatıyor ve yaşanılanların son derece normal olduğunu söylüyor. “Sertlik her zaman olmuştur ki normal çünkü Türkiye hak ettiği, ancak biraz geç kaldığı değişimden geçiyor” diyen Doç. Özgen pek çok ülkenin tersine Türkiye'de çatışmadan, taşkınlıktan uzak, mülayim atmosferin, demokrasi kültürünün oturduğunu gösterdiğini vurguluyor. Uzun yıllar İngiltere'de yaşayan Doç. Özgen bu noktada Türk halkının sıcakkanlılığını ve duygularını kolay dışavurumunu örnek gösterirken “liderini seviyorsan, oh ne iyi etti de söyledi diyorsun, bu üslup çoğu kişinin hoşuna gidiyor” diye konuşuyor. Doç. Özgen'e göre de seçmende düşünsel ayrılıklar olsa da olgunluk had safhada. Herkes bu yaşanılanları o çerçevede değerlendiriyor. Öfke, kızgınlık birçok Ortadoğu ülkesinde olduğu gibi dalga dalga yayılmıyor ve herkes evine gidince her şey normale dönüyor.
Kutuplaşmayı arttırıyor
Sosyolog Profesör Nilüfer Narlı da kutuplaşmanın arttığı görüşünde… “Türkiye 12 Haziran seçimlerine son derece sert yarışma koşulları içinde giriyor. Bunun sebeplerinden birisi Türkiye'de yaşanan kutuplaşma. Bu kutuplaşmanın bir yansımasını da siyasilerin sert üslubunda görüyoruz ve bu durum seçmen davranışlarında da sertlik olarak kendini gösteriyor“ diyor Narlı. Ancak üslubun seçmenin kararını etkilemeyeceği düşüncesinde... Çünkü seçim anketlerinin de gösterdiği gibi bu seçimlerde eskiye göre kararsız seçmen sayısı hızla azaldı. Bu defa seçmen ilk kez bu kadar kararlı ve kutuplaşmış durumda.
(Deutsche Welle)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.