Psikologlar, hastalarını film ile tedavi edecek

Psikologlar, hastalarını film ile tedavi edecek
İnsanı anlatan hikayelerle örülü bir sinema filmi, psikolojik tedavi yöntemlerinden olan terapinin yerini alıyor.

CİHAN & ZAMAN - Türkiye'de de yeni yeni kullanılmaya başlanan sinema terapi yöntemini, online sinema dergisi 'Sinemalife'a anlatan Psikopatolog - Türkolog Deniz Keziban Çakıcı, psikolog yardımıyla seçilen bir film hakkında konuşması istenen hastaların terapi sürecinin hızlandığına dikkat çekiyor. "İnsanlar başka bir kişi veya ortam aracılığıyla kendinden bahsetmeyi tercih ediyor. Filmler insanların şuuraltındaki hislerine ulaşabilmenin en kestirme yolu." diyen Çakıcı, film terapisinin 'diğer terapi biçimlerinde de olduğu gibi yalnızca bir farkındalık meydana getirme hali değil, kendini tanıma ve tanımlama hali olduğunu' ifade ediyor. Çakıcı, "Gerçek bir sanat yapıtı her anlamda sınırları aşar, duyguyu yönlendirir, bir perspektifi vardır. Aynı zamanda bünyesinde barındırdığı özgürleştiren gücü ve sanat yapıtı çerçevesindeki insan yaşamını, izleyiciye ödünç verir. Bu ödünç alınacak şeyler için de, film izleme esnasında oldukça yoğunlaşmak gerekir. Filmlerle tedavi bir ağrı kesici hap gibi düşünülmemeli. Her filmin etkisi başka başkadır. Hangi filmin kime uyacağı konusunda insanlar terapistlerinden görüş alıyorlar. Ama bu bizim ülkemizde olan bir şey değil pek." değerlendirmesini yapıyor.

İyi hazırlanmış bir filmin insanın bilinçaltı ve üstü tüm bilgileri dışarı çıkartacağını söyleyen Çakıcı şu ifadelere yer veriyor: "Filmde model olarak sunulan figürden ya da filmin konusundan küçükler ve büyükler çok yönlü bir öğrenme süreci yaşarlar. Bu öğrenme sürecinde, suyun altında ve derinde kalan duygular, arzular, çatışmalar, korkular, öfkeler, tutkular, bağımlılıklar, dürtüler su yüzüne -bilinç üstü- çıkabilir. Tematik olarak iyi hazırlanmış bir film her zaman, bu saydıklarımdan çok daha fazlasını sunar. Çözüm de olabilir bu, çözümsüzlük de. Filmden ödünç alınmış şeydir, 'ben' de iz bırakan. İster o izin peşinden gider kendimize uygun bir patika, ardından da yol buluruz. İster o izi de büyük çabalar sarf edip geldiğe yere geri gömeriz."

Türkiye'de sinema terapi olarak kullanılabilecek filmlerden de örnekler veren Çakıcı, Barış Pirhasan'ın yönettiği 'Adem'in Trenleri' filminin 74 milyona ulusal terapi olarak izlettirilmesi gerektiği görüşünde. Çakıcı'nın önerdiği diğer filmler ise şöyle: "Usta Beni Öldürsene", "O da Beni Seviyor", "Bekle Dedim Gölgeye", "İyi Seneler Londra", "Mutluluk", "Mülteci", "Münferit", "Rıza", "Saklı Yüzler", "Sis ve Gece", "Yaşamın Kıyısında", "Yumurta" ve Zeynep'in Sekiz Günü."

Türkiye'nin İlk Online Sinema Dergisi olan Sinemalife Mayıs sayısında, terapi dosyasının yanısıra, 'Nokta' filmini de kapağına taşıdı. Filmin Yönetmeni Derviş Zaim ile çarpıcı bir röportajın yer aldığı dergide, aktör Sean Pean ve aktris Dokato Fenning'e geniş yer ayrılıyor.

Bu haber toplam 3837 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.