Psikolog İpek Gökozan 'Çocuğum Benden Ayrılmak İstemiyor'

Psikolog İpek Gökozan 'Çocuğum Benden Ayrılmak İstemiyor'
Yazar: Uzman Klinik Psikolog İpek Gökozan'in 'Çocuğum Benden Ayrılmak İstemiyor' üzerine yazısı şöyle:

Bebekler ona temel bakım veren kişi (bu genelde annedir) ile doğduğu ilk andan itibaren bir bağ geliştirir. Bebekler ilk aylarında annelerine olan bağlılığını gülümseyerek, ihtiyaçlarını ağlayarak belirterek, ona doğru kollarını uzatarak ve emekleyerek gösterirler.
 
İngiliz Psikanaltist John Bowlby anne ve bebeğin bağlanma teorisini ortaya koyan bir araştırmacıdır ve Bowlby sağlıklı anne-çocuk bağlanmasının ilerleyen yaşlarda çocuğun sağlıklı psikolojik gelişimi için çok önemli olduğunu  savunur. 1  . Bebeklerin, 6 ay ve 3 yaş arasında temel bakım veren kişiye seçici bir bağlanma gösterdiği gözlemlenmiştir. Bebek, annesini sürekli arayıp bulma ve onunla beraber olma isteği sergiler. Bu dönem, bebeğin dünyayı güvenilir bir yer olarak algılaması ve çevresini keşfetmesi için çok önemlidir. Bebekler yaklaşık 18. aydan itibaren annesinden ayrıldığında ağlamaya, huzursuz olmaya başlar ve annesi döndüğünde sakinleşir. İşte bu evrede bebeğin “ayrılık kaygısı” yaşadığı belirtilmiştir. 
 
 
Ayrılık kaygısı, yaşanması çok beklendik ve normal bir durumdur. Bebek, hareket becerisi arttıkça ve dünyayı kendi başına keşfetmeye başladıkça, kendisini en güvenli hissettiği kişiden –yani annesinden- ayrılmanın da ne kadar kolay olabildiğini anlar.  Bu sebeple bebek annesinden ayrılmaya hiç tahammülü yokmuşçasına tepkiler gösterir. 
 
Peki, bir anne olarak ne yapmalıyım?
• Eğer çocuğunuz ayrılık kaygısı göstermeye başladıysa, öncelikle çok sabırla ve sevgiyle bu kaygısının çok normal olduğunu kendinize hatırlatın. Bu süreç ilgi ve sevgiyle atlatılırsa, çocuk annesinde “Hoşça kal” demeyi öğrenecektir. 
 
• Ayrılık alıştırmalarına ufak ufak başlayın. Örneğin “Ben gidiyorum” dedikten sonra önce kapının arkasına geçin ve sonra “Ben geldim” diye kapının arkasından çıkın. Böylece çocuk annesinin geri geleceği fikrine alışmaya başlayacaktır.
 
• Çocuğunuzdan ayrılırken sizin de kaygınızı makul düzeyde tutmanız önemlidir. Çocuklar annelerinin vücut dilini çok güzel okurlar. Dolayısıyla şayet siz ayrılık esnasında kaygılanıyorsanız ve bunu yansıtıyorsanız çocuğunuz ayrılmanın kaygı verici bir olay olduğu mesajını alır ve o da kaygılanmaya başlar.
 
• Üç temel kuralı unutmayın: sakin olmak, güven vermek ve sevgi vermek. Çocuğunuz sizden ayrılırken ağlamaya ve bağırmaya başlarsa sakin bir şekilde onu kucağınıza alın ve geri döneceğinize dair güven verin. “Seninle kalmamı istediğini biliyorum, ama şuan gitmeliyim. Geri geleceğim. Seni seviyorum” gibi basit cümleler bile çocuğu rahatlatır.
 
• Kesinlikle çocuğunuza yalan söylemeyin. “Markete gidiyorum, 5 dakikaya geleceğim” deyip işe gitmek ayrılık sürecini kolaylaştırmaz, tam tersine çocuğun kaygısını arttırır. Çünkü bir dahaki ayrılma esnasında çocuk annesinin beş dakika sonra gelmeyeceğini bilir ve kendisini güvende hissetmez. Bunun yerine, nereye gittiğinizi ve ne zaman döneceğinizi ona açıkça söyleyin. Dönüş saatinizi onun anlayacağı bir dilden anlatabilirsiniz. Örneğin “Sen akşamüzeri uykundan uyandıktan sonra ben evde olacağım” gibi.
 
•  Kendi aranızda bir ayrılık ritüeli yaratabilirsiniz, örneğin “Hoşça kal” dedikten sonra burnunu 3 kez öpmek gibi. Bir süre sonra bu ritüel, çocuğa annesinin geri geleceğini anlamasına yardımcı olur. 
• Siz gitmeden önce evde çocuğa bakım verecek olan kişi ile çocuğun eğlenceli bir aktiviteye başlaması, örneğin yapboz veya resim yapmak gibi, ayrılık sürecini bir miktar kolaylaştırabilir.
  
www.ipekgokozan.com
 
Kaynaklar:
1- Steiner, H., Yalom, I., 2007. Okul Öncesi Çocuklarının Terapisi. Prestij Yayınları, 154-155.
 

Kaynak:Milliyet

Bu haber toplam 5596 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.