Paranoya'nın En Önemli Nedeni Sadakatsizlik
Ceyda ERENOĞLU / HT GAZETE
Paranoya içinde yaşayan ve hem kendisine hem de çevresine hayatı zindan eden çok kişi var. Ne doğru gerekçeler ne de ikna üzerine yapılan konuşmalar bu kişileri etkilemiyor. Sadakatsizlik ve kötülük görmenin en önemli paranoya nedenleri olduğu belirtiliyor.
Paranoya yaşanan stresli bir durum sırasında ortaya çıkan korku, şüphe, insanlara ve dünyaya güvensizlik şeklindeki geçici bir tablo olabileceği gibi, süregen bir kişilik özelliği ya da psikiyatrik bir hastalık tablosu olarak da tanımlanıyor. İnsanların travmatik yaşantılar sonrasında ilk dönemlerde şüpheci olabilecekleri belirtiliyor. Kişinin arkadaşı tarafından aldatılması ya da birileri tarafından dolandırılıp iflas ettirilmesi insanlara güvenmesini zorlaştırıyor.
Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, “İnsan canı acıdığında bir süre canını acıtan şeyden kaçınmak isteyecektir, travmanın etkileri geride bırakılıp gündelik hayata dönüş sağlandığında ise şüphecilik ve güvensizlik geride kalacaktır” diyor. Oysa paranoyası olan kişiler somut bir olay olmadan ya da basit olaylar karşısında bile orantısız bir şüphe içine girip karşılarındakinin sıradan yorumlarını bile tehdit olarak algılıyorlar.
Kendi halinizde sokakta yürürken göz göze geldiğinizde “Ne var, ne bakıyorsun!” diye üstünüze gelen kişinin yazı dizimize konu olan paranoyak kişilik örneği olabileceği belirtiliyor. Paranoyanın toplumda görülme sıklığının yüzde 0.5 2.5 arasında olduğuna, psikiyatrik hastalığı olanlarda ise bu oranın yüzde 10 20 gibi yüksek bir oranda görüldüğüne dikkat çekiliyor.
BİR DÜŞÜNCE BOZUKLUĞU
“Paranoya, bir düşünce bozukluğudur” diyen Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, “Paranoyanız varsa birilerinin size ya da sahip olduklarınıza zarar vereceğine inanır ve kendinizi gerçekte olduğunuzdan daha önemli konumda hissedersiniz” diyor.
Kendinizle ilgili bu gerçek dışı inanç; diğer insanlardan korkmanıza, onlara karşı şüphe ve bazılarına öfke duymanıza neden oluyor. Paranoyası olan kişiler insanlara karşı hissettikleri bu duygular sonucunda onlardan uzaklaşmayı tercih etmekle kalmayıp bazen de kendilerini korumak adına onlara zarar verebiliyor.
Paranoyanın nedenleri
- Düşük sosyoekonomik düzey.
- Aşırı disiplinli, katı ve tutarsız bir ebeveyn tarafından büyütülmüş olmak.
- Aşırı onay verici ve çocuğu merkeze koyan bir ailede yetişmiş olmak.
- Göçmen ya da azınlık olmak.
- Beyni etkileyen hastalıklar (psikotik bozukluklar, şizofreni, bipolar affektif bozukluk, demans)
Kadınlarda mı erkeklerde mi daha çok görülür?
Paranoid kişilik bozukluğu erkeklerde daha sık ve daha erken yaşlarda görülüyor. Psikiyatrik bir hastalık olan paranoid bozuklukla (hezeyanlı bozukluk) ise kadınlarda daha sık karşılaşılıyor. Cinsiyet farkının nedeninin net olmadığı belirtiliyor.
20’li yaşlarda başlayıp ömür boyu sürebilir
Paranoya kalıcı bir kişilik yapılanması ise 20’li yaşlarda başlıyor ve ömür boyu sürebildiği belirtiliyor. Hezeyanlı bozukluk erkeklerde 20’li yaşlarda görülürken, kadınlarda yaşanan olumsuz hayat olaylarının etkisiyle genellikle orta yaşlarda başlıyor.
Kanıtları olmasa da eşlerinden şüphelenirler
BU tipteki kişilerin şüphecilik ve insanlara güvensizlik nedeniyle sıklıkla yalnız kaldıkları ve çevrelerinde büyük sıkıntı yarattıkları belirtiliyor. Paranoyak kişiler şüphelerinden yola çıkarak saldırgan davranışlar sergileyebiliyorlar. Somut bir veri olmasa bile şüphelerini pekiştirecek ufak bir delilde eşin evden dışarı çıkmasına engel olmak gibi çevrelerindeki kişilerin hayatlarını kısıtlayıcı davranışlarda bulunabiliyorlar. Devlet dairelerine ve benzeri kurumlara sıklıkla şikâyet mektupları yazıp dava açan bu kişilerin grup çalışmasına uygun olmadıkları belirtiliyor.
Bakıcılara dikkat!
Çocukluk çağında bakıcılar tarafından duygusal ve fiziksel ihmal ve istismarın paranoya riskini artırabildiği belirtiliyor. Bunlara sosyal ortamda dışlanmış, aşağılanmış, damgalanmış, ve zorbalık uygulanmış olmanın yol açtığına dikkat çekiliyor.
Paranoya geriler mi?
Paranoya bir kişilik bozukluğu ise ömür boyu devam eden ve sosyal ilişkileri zedeleyen bir tablo olarak görülüyor. Paranoid belirtiler paranoid şizofreninin ya da bipolar affektif bozukluğun bir parçası olursa bu hastalık tablolarının gerilemesiyle birlikte paranoya da geriliyor. Paranoid bozukluk kendi başına bir hastalık tablosu olduğunda bozuk olan düşüncenin değişmesine nadir rastlanıyor. Örneğin eşi tarafından aldatılma gibi paranoid düşüncesi olan bir kişinin bu düşüncesini yıllarca değiştirmediği belirtiliyor.
Kaynak:Haber Türk
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.