Ömer Dinçer: "Asıl özürlülük özürlüleri dışlamak"
Özürlüler Haftası nedeniyle düzenlenen "Özürlülerin Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunları, Beklentileri ve Çözüm Önerileri Paneli"nde konuşan Bakan Dinçer, İş-Kur hizmetlerinden yararlanarak iş sahibi olmak için başvuran 40 bin 519 özürlünün 545'inin kamuda, 25 bin 883'ünün de özel sektörde olmak üzere toplam 26 bin 428'inin işe yerleştirildiğini kaydetti. Dinçer, özürlü olmanın fiziki engeli bulunmak anlamına gelmediğini belirterek, "Bir kişinin görememesi veya işitememesi özürlü olmak anlamına gelmiyor. Aslında o kişinin toplum hayatından uzaklaşması ve günlük yaşamımızın dışında bir yere itilmesi gerçek anlamda özürlülüğü ifade ediyor" dedi.
"Son yılda işe yerleştirilen sayısı 130 bin"
Dinçer, son 6 yılda işe yerleştirilen özürlü sayısı 130 bin 359 kişi olduğunu vurgulayarak, bunların yeterli olmadığını çok daha fazlasını yapmaya yönelik çabaları olacağını açıkladı.
Dinçer, tıpkı bir insanlar gibi toplumların da özürlülük halleri bulunduğuna dikkat çekerek, "Eğer bir toplum kendi özürlülerinin sorunlarını görmüyorsa kördür, bir toplum kendi özürlülerinin veya sorunu olan özel ilgi bekleyen grupları işitmiyorsa sağırdır, eğer bir toplum onların sorunlarını çözmek üzere adım atmıyorsa topaldır" diye konuştu. Dinçer, fiziki eksikliğinden hareketle insanların özürlülük ve dışlanmışlık hissetmelerinden daha kötüsünün toplumun o insanları hayatın içine çekememesi olduğunu ifade etti. Dinçer sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir toplumun hukuk felsefesi önce insan diyorsa özürlü veya özürsüz ayrımı olmaz. Temelde bir hürriyet anlayışının temeline insanı oturtuyorsa, ekonomik politikaların temeline önce insan fikrini koymalıyız. Özürlülerin kendi sorunları ya da fiziki engelli olmalarından kaynaklı sorunları değil, toplumun engelli veya özürlü olmasını konuşmalıyız. Onların toplum hayatına girmesini sağlamak bizim sağlayacağımız bir lütuf değil, bu hakkı vermek durumundayız. Özürlülerin kendi kendilerine yeterli hale gelmeleri, belli bir bilgi ve kültür düzeyine ulaşmaları, meslek edinip üretken hale gelmeleri gibi çalışmalara öncelik verdik. Evde bakım, sigortalılara özürlülük durumları devam ettiği sürece sürekli iş göremezlik geliri bağlandı. Bağ-Kur'lulara da kanunla bu hakkı verildi. Mallullük aylığı bağlandı. Bağ- Kur'lulara yaşlılık sigortasından aylık bağlama hakkı verildi. Malul çocuğu bulunan kadın sigortalıların prim ödeme sürelerine 1/4 oranında ilaveler yapılarak, bu sürenin emeklilik yaşından indirilmesi sağlandı. Artık ortez, protez ve iyileştirici araç ve gereçlerden katılım payı alınmıyor."
Çalışma genel müdür Sayın: Engellilere yönelik proje başlattık
Çalışma Genel Müdürü Ali Kemal Sayın, özürlülere yönelik çalışmalar için bir birim oluşturduklarını kaydederek, bu birimin özürlülerle ilgili toplumsal duyarlılık oluşturması için proje başlattığını açıkladı. Sayın ilk olarak Rize'de zihinsel engellilere yönelik çay ocağı garsonluğuyla ilgili çalışmayla mesleki eğitim verdiklerini anlattı. Ankara Büyükşehir Belediyesi Sokak Çocukları Bakım Merkezi'ndeki çocuklara eğitim vererek huzurevlerinde istihdam yaratacaklarını belirtti.
Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Yusuf Çelebi ise, özürlülerle ilgili en önemli sorunun ulaşılabilirlik ve erişilebilirlik olduğunu vurgulayarak, şehir plancılarına seslendi, Türkiye'de 8.5 milyon özürlü olduğunu ifade etti. Çelebi, cadde ve sokakların sosyal toplum olması gerektiği gibi düzenlenmediğine dikkat çekti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.