Öğrencilerin yarısı psikolojik şiddet görüyor!
Son yayımlanan verilere göre, Türkiye’de 7-18 yaş grubundaki her iki çocuktan biri duygusal istismara maruz kaldı. Çocukların yüzde 45’inin fiziksel istismara, yüzde 25’inin ise ihmale maruz kaldığı belirlendi.
Birgün gazetesinden Mustafa Mert Bildircin'in haberine göre Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) süreli yayını Milli Eğitim Dergisi’nde, okulöncesi öğretmenlerinin istismar ve ihmal davranışlarının belirlenmesine yönelik yapılan bir araştırma yayımlandı. Çocuğu okul öncesi eğitime devam eden velilerle yapılan araştırmada anne ve babalara, “Okul öncesi öğretmenlerinin çocuk ihmali davranışları neler olabilir?” sorusu yöneltildi. Veliler, okulöncesi öğretmenlerinin çocuk istismarı davranışlarına ilişkin birden fazla görüş belitse de “ Çocuğa cinsel anlamda dokunma” davranışı öne çıktı. Bunun yanında veliler çocuğun sosyoekonomik düzeyi, görünüşü, giyimi gibi özelliklerinin öğretmenlerin ayrım yapma davranışına neden olabileceği vurgulandı.
DUYGUSAL VE PSİKOLOJİK İSTİSMAR
Araştırma kapsamında, yaşları 25 ila 42 arasında değişen 21 veli ile görüşüldü. Velilerin büyük bölümü, “Sizce okulöncesi öğretmenlerinin çocuklara yönelik istismar davranışları neler olabilir?” sorusuna, “Çocuğa cinsel anlamda dokunma vb cinsel istismar davranışları” yanıtını verdi. Katılımcılarda yedisi, okulöncesi öğretmenlerinin çocuklara yönelik istismar davranışı olarak şiddet uygulayabileceğini belirtti. Araştırmada, şiddetin çocuklara dayak atılması ve çocukların çimdiklenmesi şeklinde ortaya çıkabileceği düşüncesini bildiren velilerin şu görüşlerine yer verildi:
- Bence psikolojik baskı olabilir. Çünkü çocukların o yönde üstünde daha yoğun etkisi olduğu için.
- Öğretmenler çocukları duygusal yönden istismar edebilir. Yani ben buna şahit oldum mesela. Öğretmeni çocuğa diyordu ki bir yerde bir ortamda, “Eğer bu şekilde davranmaya devam edersen okula gidince sana soracağım.” Bu çocuğa karşı bir istismardır.
- İstismar, öğretmenin kendi fikirlerini sanki karşısındaki çocuğun fikriymiş gibi düşünerek ona fikirlerini kabul ettirmek gibi psikolojik baskı şeklinde olabilir.
Psikolojik baskı, okulöncesi öğretmenlerinin uygulayabileceği istismar davranışları arasında öne çıkan bir diğer davranış biçimi oldu. Veliler, psikolojik baskıyı, “Tehdit etme, özgüven kırıcı sözler söyleme” ve “Aşağılama” şeklinde tanımladı.
‘CEZAİ YAPTIRIMLAR ARTIRILMALI’
Anne ve babalar, okulöncesi öğretmenlerinin istismar davranışlarına ilişkin ilk olarak cinsel istismara, ikinci olarak ise fiziksel istismara odaklandı. Ebeveynlerin duygusal istismar olarak nitelendirdiği eylemlerin başında aşağılama davranışı öne çıktı. Velilerin, öğretmenlerin olası çocuk ihmali davranışlarına ilişkin öne çıkan bir diğer görüşü ise çocuklar arasında ayrım yapmak oldu. Çocuğun sosyoekonomik düzeyi, görünüşü, giyimi gibi özelliklerinin öğretmenlerin ayrım yapma davranışına neden olabileceği vurgulandı.
Velilere, çocuk istismarını ve ihmalini önlemeye yönelik neler yapılabileceği soruldu. Veliler, istismar ve ihmal davranışlarının önüne eğitimle geçilebileceğini belirtti. Eğitimin ilk önce ailelere ve çocuklara verilmesini gerektiğini vurgulayan veliler, sonrasında öğretmen ve eğitmenlere yönelik eğitim ile konunun çözülebileceğini ifade etti. Bazı veliler ise cezai yaptırımların artırılmasının çözüm olabileceğini savundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.