Madde bağımlılığı enstitüsü açıldı
Rektör Prof.Dr. Candeğer Yılmaz, BATI Enstitüsü'nün hem ulusal, hem uluslararası sorumluluk taşıdığını belirterek, “Biz bağımlılığı kitap okuma bağımlılığı haline getirme hevesindeyiz. Biz bağımlılığı müziğe, kültüre, spora, geleneklerimize ve insan sevgisine yöneltmenin çabası içindeyiz. Biz bu bağımlılığın modelini değiştirmek için iddialıyız” dedi.
Hastane kampüsünde yer alan Enstitünün açılışına emniyet ve Silahlı Kuvvetlerden de temsilciler katıldı. BATI Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hakan Coşkunol, açılışta yaptığı konuşmada ciddi bir toplumsal sorun olan bağımlılık ve onunla ilişkili zehirlenmeler ile ilaç bilimleri alanında oluşturulan bu yapılanmanın ülke ekonomisine ve toplum sağlığına önemli bir hizmet vereceğini söyledi. Konunun toplumun herkesimini ilgilendirdiğini, bunun farklı alanlarda uzmanlaşmış kişilerin birlikte çalışmasını gerekli kıldığını vurgulayan Prof.Dr. Coşkunol, “Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile ortak çalışmalar yapacağız. Madde bağımlılığı olgularında zorunlu tedaviler, denetimli serbestlikler alanlarında etkin ve uygulanabilir tedaviler geliştirmek hedeflerimiz arasındadır. Madde kullanımına bağlı zehirlenme vakalarında geçerli ve güvenilir yöntemlerin oluşturulması ve yaygınlaştırılması çalışmaları yapılmaktadır. Aynı zamanda trafikte madde kullanımının belirlenmesi, önlenmesi ve gerekli eğitimler çalışmalarımız arasındadır. Saç telinden ya da tükürükten madde bağımlılığının tespitine ilişkin model bulmak gibi. Madde kullanım bozukluğunda ülkemizde uygulanabilecek tedavileri geliştirmek ve yaygınlaştırmak, uzman personel yetiştirmek tedavi programlarının etkinliğini de arttıracaktır” diye konuştu.
Rektör Prof. Dr. Yılmaz ise Enstitü'nün Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyelerinin 1990'lı yıllarda alkol bağımlılığla başlattığı çalışmaların, yoğun emek zorlu bir sürecin ürünü olduğunu söyledi. Ensitü'nün Türkiye için ilk vizyon, ilk standart, ilk eğitim, birçok Bakanlıkla ortak çalışma ve uluslararası protokolleri kapsayan özelliklere sahip olduğunu kaydeden Rektör Yılmaz, şunları söyledi:
“Bu bizim bahçemizde açtığımız bir enstitü. Ama diğerlerinden çok farklı. Hem ulusal hem uluslararası sorumluluk taşıyor. Biz burada başarılı olmak için tüm Türkiye'nin desteğini tüm bilim insanlarını desteğine, uluslararası ilişkilerde de kendimizi ispat etmeye model yaratmaya mecburuz. Bu enstitütün iddiası ülkemizde de özellikle iletişim kaynaklarının artmasıyla ortaya çıkan bağımlılık konusuna farklı bir bakış açısı getirmek. Biz bağımlılığı kitap okuma bağımlılığı haline getirme hevesindeyiz. Biz bağımlılığı müziğe, kültüre, spora, geleneklerimize ve insan sevgisine yöneltmehnin çabası içindeyiz. Biz bu bağımlılığın modelini değiştirmek için iddialıyız. Ayrıca sadece bağımlılıktan yol çıkmıyoruz. Toksikoloji denilen yediğimiz içtiğimizden yaşadığımız ortama, kullandığımız tüm ilaçlara ya da eşyalara kadar herşeyden ortaya çıkan kimyasalların ortaklaşa bizden götürdüklerini saptamaya çalışacağız. Burası bir tedavi ünitesi değil, burası bir hastane değil. Burası yalnızca bir başvuru merkezi değil. Burası önderlik yapmak zorunda olan bir merkez. Bu önderlik hem ülkeye hem de yarının geleceği olanlara.”
Rektör Yılmaz, Enstitü'nün kuruluşunda emeği olan herkese teşekkür etti, enstitünün ilk yayını olan ‘Alkol ve trafik’ adlı kitabı da tanıttı.
6 laboratuvarın yer aldığı, 15 personelli Enstitü'nün bir tedavi merkezi olmadığı vurgulanırken, Avrupa'daki 11 üniversitenin yer aldığı ağa katılarak ortak yükseklisans ve doktora programlarının yürütüleceği kaydedildi.
HÜRRİYET
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.