Kıskançlığın İlişkilere Etkisi

Kıskançlığın İlişkilere Etkisi
Kıskançlık aşkın koruyucusu olarak düşünülse de çoğu zaman ilişkiler üzerinde yıkıcı bir etkisi oluyor. Haber Türk'ten Ceyda ERENOĞLU, kıskançlığın ilişkiler özelinde çift terapisindeki boyutunu değerlendiren bir dosya hazırladı.

Ceyda ERENOĞLU / GAZETE HABERTÜRK


Kıskançlık aşkın koruyucusu olarak düşünülse de çoğu zaman ilişkiler üzerinde yıkıcı bir etkisi oluyor ve kıskanan kişiye dayanılmaz bir acı verebiliyor. Bu sorun kaybedilmek istenmeyen bir kişinin ya da ilişkinin elden gideceği sanısıyla ortaya çıkan, kişiye ciddi bir bunaltı verebilen karmaşık bir ruhsal yaşantı olarak tanımlanıyor. Kıskançlık üzerine araştırmalar yapmış psikologlarsa bunu, değer verilen biriyle kurulmuş olan ilişkinin tehlikeye girdiğini düşünme ya da gerçekten bozulmasıyla ortaya çıkan öfke, mutsuzluk ve korku duygularıyla kendini gösteren bir duygu hali olarak değerlendiriyor. 

GEÇMİŞTE ALDATILANLAR DAHA KISKANÇ 

Aşırıya kaçmadığında kıskançlık normal kabul edilip diğer kişiye verilen değeri gösteriyor. Aşırıya kaçtığındaysa bir sevgi belirtisi olmanın aksine evliliklerde ve yakın ilişkilerde ciddi problemlerin yaşanmasına yol açan bir sorun haline geliyor. Üsküdar Üniversitesi NP İstanbul Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Cumhur Avcil, “Günümüzde birçok çiftin kıskançlık nedeniyle şiddetli tartışmalar yaşadığı, ilişki ve evliliklerini sonlandırma kararı aldıkları belirtiliyor. Evlilik terapistleriyle yapılan bir araştırma psikoterapiye başvuran çiftlerin 3’te 1’inin ana sorununun kıskançlık olduğunu gösteriyor” diyor. Kıskançlıkta genetik olarak aktarılan endişeli ve kaygılı kişilik yapısının yanında, diğer insanlara güvenme ya da sürekli kuşku duymayı öğrenme gibi faktörler öne çıkıyor. Genetik olarak aktarılan kıskançlığa yatkınlık, yaşanılan olaylardan ve çevreden öğrenilenlerden etkilenerek ortaya çıkıyor ve kuvvetlenerek devam ediyor. Geçmişte aldatılma ve kendisine yalan söylenilmesi gibi durumlarla karşılaşanlar, gerçekte hiçbir sebep olmadığı halde aşırı kıskanç olup bu duyguyla başa çıkmada zorlanabiliyor. Aşırı koruyucu ve kollayıcı anne-babaların çocuklarında, strese karşı dayanıksızlık, özgüven eksikliği ve kıskançlıkla başa çıkmada güçlük görülüyor. Kendine güveni olmayan ve değersizlik duygusu yaşayan çocuklar, kıskançlıklarını abartılı yollarla ifade ediyor. Bu duyguları besleyen hataların en önemlileri arasında çocuğun sürekli olarak kardeşleriyle ve arkadaşlarıyla karşılaştırılması bulunuyor. Eleştiri ve yargı, çocuğun duygularını uygun yollarla ifade etmesini engelleyen faktörler olarak görülüyor.

KİMLER DAHA FAZLA KISKANIR?

Düşük benlik saygısı
Genetik yatkınlık
Bağımlı kişilik yapısı
Düşük özgüven: Partneri için yeteri kadar iyi olmadığını düşünme.
Kaygılı bağlanma stili: Her türlü kişisel ilişkide beğenilmeme, dışlanma ve terk edilme korkusu yaşama.

Zihinsel alışkanlıklar: Yeterince kanıt olmadan, hislerden ya da başkalarının yaşadığı örneklerden yola çıkıp sonuçlara varma ve bu sonuçların kesin doğru olduğuna inanma.

KADINLAR DEPRESYONA GİRİYOR

Araştırmalara göre kadınların kıskançlığı daha çok duygusal seviyede, erkeklerinkiyse fiziksel dışavurumla yaşanıyor. Aşırı derecede kıskanç bir kadın, depresyonun ve aşırı kaygının eşlik ettiği duygusal dalgalanmalar, ağlama nöbetleri, eşini sürekli kontrol etme gibi belirtiler yaşıyor. Erkeklerse öfke patlaması, partnerini takip etme ve fiziksel şiddete başvurma gibi belirtiler gösteriyor.

PATOLOJIK KISKANÇLIĞIN BELİRTİLERİ

Kişinin günün büyük bir kısmını bu konuyla uğraşarak geçirmesi.
Partnerini yersiz şekilde suçlaması.

Kıskançlıkla ilgili konular gündeme geldiğinde öfke patlaması ya da ağlama nöbeti gibi aşırı tepkilerinin olması.

Kişinin kendisini rahatlatmak için aşırı bir kontrol çabası içinde olması ve sürekli partnerinin davranışlarını sorgulaması.

Kişinin aksi kanıtlandığı halde düşüncelerinden ve şüphelerinden vazgeçmemesi.
Kişinin sürekli olarak sevildiğini ve beğenildiğini onaylatma çabası içinde olması.

KISKANÇLIĞIN EN DİKKAT ÇEKİCİ BELİRTİLERİ

  • Partnerinin kendisine olan ilgisinin azaldığından ya da aldatılacağından aşırı derecede korkma.
  • Partnerini güvenilir olmamakla suçlama ve bunu takıntı haline getirme.
  • Aldatılma ya da ayrılığı engellemek için partnerini aşırı derecede kısıtlama.
  • Sürekli olarak partnerinin nerede olduğunu ve ne yaptığını kontrol etme.
  • Duygusal dalgalanmalar, depresyon ya da süreklilik arz eden huzursuzluk.
  • Öfke patlamaları.
  • Saldırganlık ve şiddet eğilimi.
  • Uyku bozukluğu, iştahta değişiklikler, nefes darlığı, kalp çarpıntısı ve baş ağrısı gibi fiziksel belirtiler.

KISKANÇ KİŞİ NELER YAPAR?

  • Herhangi bir nedeni olmadan partnerini suçlar.
  • Partnerinin nerede, kimlerle ve nasıl vakit geçirdiğini aşırı derecede sorgular.
  • Partnerini takip eder.
  • Partnerinin telefonunu ya da bilgisayarını karıştırarak ipucu yakalamaya çalışır.
  • Partnerinin arkadaşlarından ve çevresinden gizlice bilgi edinmeye çalışır.
  • Yersiz suçlamalarda bulunur.
  • Gün içerisinde sürekli aldatılmayla ilgili düşüncelerle meşgul olur.
  • Endişeleri nedeniyle uykusunda ve iştahında düzensizlikler ortaya çıkar.
  • Öfke patlamaları ve ağlama nöbetleri yaşar.

Yazının devamı ve diğer başlıklar için 

http://www.haberturk.com/saglik/haber/1154553-psikoterapi-goren-her-3-ciftten-1inin-sorunu-kiskanclik

Kaynak:Haber Türk

Bu haber toplam 8990 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.