Kilo sorunu olanlara müjde!
HÜRRİYET - Bedenimizdeki doğal bir hormonun, güçlü bir iştah bastırıcı olduğu saptandı. Bu gelişmeyle obeziteye karşı yeni ve etkili ilaçların geliştirilmesinin yolu açıldı.Bu hormon ilaç olarak yemekten önce alındığı zaman, mideniz kendi kendine ‘‘Daha fazla yemek istemiyorum'' diyecek.
Kilolarını kontrol etme sorunu olanlara iyi bir haber var: pankreasta varlığı saptanan bir hormonun, beyne yemek yememeyi söyleyen güçlü bir iştah bastırıcı olduğu ortaya çıktı. Bir ilaç firması, bu hormonu bir ilaca yerleştirir ve piyasaya sürerse, belki de bir daha asla kalorileri saymak zorunda kalmayabiliriz. Bu ilaçtan bir tane yemek öncesi aldığınızda mideniz kendi kendine ‘‘Daha fazla yemek istemiyorum'' diyecektir.
Yemek öncesi iştah kesiyor
Bu olağanüstü maddenin adı PYY 3-36 (kısaca PYY), ancak bu hormonun fonksiyonunu bulan doktorların deyişiyle, ‘‘tokluk hormonu''. Londra'daki Hammersmith Hastanesi'nden Dr. Stephen Bloom, ‘‘Yemek öncesinde alırsanız, ilaç iştahı kesiyor'' diyor.
Nature dergisinde yayımlanan bu araştırma henüz sadece bir başlangıç. Londra'daki deneklere, belirli aralıklarla hormon veya placebo iğnelerinden vuruldu. Denekler daha sonra bir Hint lokantası götürüldü ve istedikleri kadar yemeleri istendi. Sonuç: PYY alan iştahlılar, normalin üçte ikisi kadar kalori tükettiler.
Öte yandan, bu hormonun hemen ilaca dönüştürülmesi hemen kolay olmayacak. Çünkü laboratuar koşullarında bu sonuçları almak ile etkili ve güvenli bir ilaç yaratmak birbirinden çok farklı işlemler.
İlk olarak, bir porsiyon daha az yemek için hiç kimse derisinin altına iğne vurdurmak istemez. İkincisi, PYY ilaç içine yerleştirdiğinde, mide asitleri tarafından hızla parçalanır. Bir diğer sorunsa, bu hormonun aylar veya yıllar süresince sindirilmesinin getireceği yan etkilerin bilinmiyor olması. Biyolojik olarak etkin olan diğer maddeler gibi, vücut PYY' ye de karşı hemen bir direniş göstererek hormonu etkisiz hale getirir.
Açlığın işlevi
PYY ile ilgili yeni buluş, açlığın işlevleri konusunu aydınlatıyor. ‘‘Bu çok mu yağlı?, Çok mu karbonhidrat içeriyor?, Çok mu kalorili?'' gibi eski tartışmalar, New York Times'da yayımlanan bir makaleyle yeniden alevlendi.
Makaleye göre, düşük kalorili gıdalar bizi şişmanlatıyor olabilirdi. PYY, insanların, düşük kalorili ile yüksek kalorili gıdalar arasında bir seçim yapmasına yardımcı olmasa da beyin ve sindirim sisteminin, yeme isteğini açıklama yönünde önemli bir yol kat ediyor.
Aslında yeni bulunan, sindirim sisteminin, kan dolaşımına belirli hormonlar salgılayarak- bunlardan biri de PYY, beyne, ne kadar yenileceğinin işaretini vermesidir. Nature'da yayımlanan çalışmaya katkıda bulunanlardan sinir uzmanı Michael Cowley, ‘‘Şimdiye kadar, en az 6 işaret biliyoruz'' diyor.
Bu biyolojik trafik işaretlerinin bir kısmı, yemek yemeye başladığınızda ve bıraktığınızda, çok kısa sürelerle etkili olurlar. Bazılarıysa leptin gibi, uzun dönemli çalışarak beynin, vücuda ne kadar yağlı doku alındığını anlamasına yardımcı olur.
PYY ise orta süreli bir sinyal. Bu hormonla, öğünler arası iştahın bastırılabileceği sanılıyor. Ancak sinyallerin birbirleriyle bağlantılı olmaları, durumu karmaşıklaştırıyor. Herhangi bir hormon seviyesinin uzun süreli düşmesi veya yükselmesi halinde tüm sistem, normal seviyeye ulaşılana kadar durur.
Kilo vermek istediğinizde hep aynı şey olur ve sonunda hep durağan bir devreye girilir. Sindirim hormonlarındaki değişiklikler, beyne metabolik hızı düşürmesi sinyalini gönderir, böylece tüketilen kalorilerden etkili şekilde faydalanılır. İştah artar ve daha fazla kilo vermek, eskisine göre daha fazla çaba ve kararlılık gerektirir.
Yeni ufuklar
Sinir uzmanlarını heyecanlandıran konu, bu sindirim hormonlarının birçoğunun, hipotalamustaki sinirlerin aynı grubunu etkiliyor olabileceği. Hipotalamus, açlık, susuzluk, uyku ve seks gibi en temel güdülerin baş düzenleyicisidir. PYY, yeni obezite ilacı olmazsa, araştırmacılar beyinde daha iyi çalışan başka bir hormon daha bulabilirler. PYY üzerine yapılan çalışmalar alternatif olarak, özellikle kanser ve AIDS hastalarını etkileyen kilo kaybı sorununa da yardımcı olabilir.
Hormonu bulan Bloom, biri normal kilonun biraz üzerinde diğeriyse biraz altında olan iki denek grubuyla çalışarak, hormonun iştaha etkilerini inceliyor. ‘‘Ayrıca, uzun dönemli tedavileri de denemek istiyoruz. Örneğin, 1 hafta sonra hala az mı yemek yenecek?'' diyerek hedeflerini anlatan araştırmacı, belirli besinlerin, özellikle lifli gıdaların, kandaki PYY değerini arttırıp arttırmadığını da inceliyor.
İlaç tedavisi şart
Kesin olan, obezitenin tıbbi tedavisinin büyük olasılıkla ilaç birleşimleriyle olacağıdır. ‘‘Bilim adamlarının, PYY'yi, kolay yutulabilen, birçok insana yararlı olan ve alınmasıyla birlikte vücut ağırlığının yüzde 5 ila 8'ini kaybettiren bir ilaç haline dönüştürdüklerini hayal edin'' diyor Washington Üniversitesi'nde endokrinolog olan Dr. Michael Schwartz.
Bu noktada, leptin ve insülin gibi uzun süreli kilo kontrolünü etkileyen hormon seviyeleri düşerken, grelin adlı kısa süreli hormon, açlık hissini arttırarak yükselmeye başlar. Schwartz, ‘‘Böylece, vücudunuz ilacın etkisiyle yarışmaya başlar. Sonunda, istenilen etki için iki yada 3 ilaç gerekebilir'' diyor.
Time dergisinde yayımlanan haberde, en iyi olasılıkların bulunduğu bir dünyada, ağzınıza birkaç ilaç atarsınız ve istediğiniz kiloları kaybedersiniz, deniyor.
‘Bizim dünyamızdaysa, etkili tedavilerin en iyi sonucu vermesi için, spor ve sağlıklı bir beslenme şart. Yeni ilaçların getirisi, bizi biraz daha kilo vermek için kendimizle savaşmak zorunda bırakmamalarıdır.’
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.