Kaygıyı değil dayanışmayı bulaştırın

Kaygıyı değil dayanışmayı bulaştırın
Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) Covid-19 salgınına karşı ‘Kaygıyı Değil Dayanışmayı Bulaştıralım’ isimli bir kampanya başlattı.

Özellikle sağlık çalışanlarının bu dönemi duygusal ve fiziksel olarak toplumun diğer kesimlerinden çok daha ağır koşullar içerisinde geçirdiğine değinilen açıklamada, kriz dönemlerinin üzerimizdeki ruhsal açıdan etkilerini en aza indirmek için karşılaşabileceğimiz sorunlar ve bu sorunlarla mücadele yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmanın önemine değinildi. Salgın kadar olumlu duygu ve düşüncelerin de bulaşıcı olabileceği, bu dönemde doğru bilgilerin ve doğru bir ruhsal bakışın krizi yönetmede de etkili rol oynayacağı vurgulandı.

Açıklamanın tam metni şu şekilde;

Salgında fiziki mesafelerimiz artarken, doğru bilgilerle duygusal yakınlığımızı güçlendirelim…

Türkiye Psikiyatri Derneği, Covid-19 salgınının ruh sağlığına olumsuz etkilerine karşı düzenlediği “Kaygıyı Değil Dayanışmayı Bulaştırın” kampanyasıyla, genel topluma ve sağlık çalışanlarına ruh sağlığını koruyucu bilgilendirmelerle destek olmayı hedefliyor.

Hepimiz için zor bir dönemden geçiyoruz. Covid-19 salgını dünyanın hemen hemen her ülkesini etkilemeye devam ediyor. Salgın, ailelerin ve bireylerin yaşam rutinlerini değiştirmelerine neden oldu. Çocuklar okula gidemiyor ve evden eğitim almaya çalışıyorlar. İnsanların bir kısmı evden çalışıyor, bir kısmı ücretsiz izinde veya kendi işlerini kısıtlamalar nedeni ile yapamıyor, bir kısmıysa kendi koruyarak işine devam etmek zorunda. Fiziksel mesafeyi artırmak gerektiğinden hem yetişkinler hem de çocuklar arkadaşları ve akrabaları ile görüşemiyor.

Herkes stresli durumlara farklı tepki gösterebilir. Acil bir durumun bir kişi üzerindeki duygusal etkisi, kişinin özelliklerine ve deneyimlerine bağlı olabilir. Benzer şekilde, kişi içinde yaşadığı topluluğun sosyal ve ekonomik koşullarından etkilenir. Acil durumlara verilen duygusal tepki kişinin yakın çevresinde ulaşabildiği yerel kaynaklara da bağlı olabilir. Medyada salgınla ilgili görüntüleri ve haberleri tekrar tekrar izlemek de hissedilen sıkıntının artmasına neden olabilir.

Özellikle sağlık çalışanları bu dönemi duygusal ve fiziksel olarak toplumun diğer kesimlerinden çok daha ağır koşullar içerisinde geçiriyor. Hem kendinin hem de yakınlarının hastalanması endişesini yaşarken, aynı zamanda mesleğini uygulayıp, hastalığın yayılmasını engellemeye ve hastalarımızı iyileştirmeye çalışıyorlar.

Araştırmalar göstermektedir ki, hastalara hizmet veren altı sağlık çalışanından biri salgın döneminde ya da sonrasında ciddi stres belirtileri göstermektedir. Bu oldukça yüksek bir orandır ve salgın süresince verilen sağlık hizmetlerini de olumsuz etkileyeceği açıktır.”

ORTAYA ÇIKAN DÜZENSİZLİĞİ ÖNLEMEK VE DÜZENİ YENİDEN KURMAK İÇİN

“Kriz yönetimi olağanüstü durumda ortaya çıkan düzensizliği önlemek ve düzeni yeniden kurmak için yapılanlar anlamına gelir. Bu bağlamda temel amaç toplum sağlığı olmakla birlikte, kendilerine virüs bulaşma riski yüksek olan sağlık çalışanlarının, beden ve ruh sağlığını korumak ve verimli çalışmasını sağlamak asıl öncelik olmalıdır. Sağlık çalışanlarının kendileri ve aileleriyle ilgili sağlık kaygılarının giderilmesi verimli ve istekli çalışmalarının enerjisini oluşturur.

Bu ağır dönemin hepimizi ruhsal açıdan etkilemesi beklenebilir. Zorlu kriz döneminin üzerimizdeki ruhsal açıdan etkilerini en aza indirmek için karşılaşabileceğimiz sorunlar ve bu sorunlarla mücadele yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir.

Olumlu duygu ve düşünceler de bulaşıcı olabilir ve böylesi bir dönemde doğru bilgilerin ve ruhsal bakışın toplumda yayılması, bireysel ve toplumsal anlamda ruh sağlını korumak ve krizi doğru yönetebilmek konusunda büyük yarar sağlayabilir.

İçinde bulunduğumuz dönemi toplum olarak en etkili şekilde yönetebilmek için ruh sağlığını koruma yöntemleri ile ilgili doğru bilgi edinerek; kaygı ve umutsuzluk yerine dayanışmayı, umudu, iyiliği, cesareti yaymak gerekir.”

Kaynak

Bu haber toplam 3115 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.