Karne Kötüyse Bunları Yapmayın
Bazı ebeveynler, umdukları karneyi göremeyince çocuklarına sitem edebiliyor, hakaret düzeyine varan cümleler sarf kullanıyor veya ceza verebiliyor. Çocuklar da tepki olarak ya derslerine hiç çalışmıyor ya da değersiz ve yeteneksiz olduklarını düşünerek depresyona giriyor. Bu nedenle ebeveynlerin karne günü takınacakları tavır, çocuklarının gelecekteki başarıları ile ruh sağlıkları ve kişilik gelişimleri için çok önemli. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Emel Bellibaş da bu noktaya dikkat çekiyor ve karne günü anne-babaların kaçınmaları gereken davranışları şöyle özetliyor:
KARNESİ KÖTÜ İSE BU HATALARI YAPMAYIN
1. Kırıcı cümleler sarf etmek: Çocuklara “Ne beceriksizsin, böyle notları almak için geri zekalı olman lazım, demek ki biz senin okuman için paralarımızı boşa harcıyoruz” şeklinde kırıcı sözleri asla sarf etmeyin. Bunun yerine “Her zorlukta yanındayım, sorun varsa çözmene yardımcı olurum” şeklinde destekleyici tavır sergileyin.
2. Umursamaz davranmak: Bir başka sağlıksız tepki biçimi ise, umursamaz davranmak. “Nasılsa düzelir” ya da “Olduğu kadar” şeklindeki tavırlar da çocuğun hedef belirleyememesine neden oluyor. Motivasyonunu ve akademik başarıya olan hırsını azaltıyor.
3. Başkalarının karneleriyle karşılaştırmak: Çocuğunuzun karnesini, kardeşlerinin veya arkadaşlarının karneleriyle karşılaştırmayın. Onu, daha iyi notlar aldığı durumlarda bile, bir başkasının notları üzerinden “ondan başarılısın” şeklinde değerlendirmeyin. Çünkü bu davranış biçimi, çocuğun aşırı rekabet duygusu yaşamasına, hayatı boyunca sürekli kendini başkalarıyla kıyaslamasına yol açabiliyor.
4. Ceza vermek: Özellikle sevdiği bir etkinliği, tatil sırasında sınırlamak, başka çocuklar tatil yaparken kendisi başarısız olduğu için ders çalışması gerektiğini ifade etmek, çocuğun bir sonraki döneme yorgun, suçlanmış hissederek başlamasına neden oluyor. Bu haliyle çocuktan başarılı bir dönem beklenemeyeceği gibi, duygusal ve sosyal sorunların yaşanma olasılığı da artıyor.
DEPRESYON YA DA KAYGI BOZUKLUKLARI GELİŞEBİLİR
Dr. Emel Bellibaş, kötü karne alan çocukların psikolojik sorunlarla karşılaşmamaları için de ebeveyn yaklaşımının önemli olduğunu söylüyor. “Çocuğun içinde bulunduğu durumu, bir çeşit çaresizlik duygusuyla karşılaması en kötüsüdür” diyen Bellibaş, ebeveynlerin hatalı yaklaşımı sonucunda oluşabilecek sorunlara parmak basıyor: “Akademik başarı çocuklar için elbette oldukça önemli. Başarısız oldukları alanlarla yüzleşmeleri, onların yenilgi yaşadıkları duygusunu pekiştirebiliyor.
Kötü karneyle karşılaşmak çocuğa utanma, suçluluk ve aşağılanma gibi duygular yaşatıyor.
Olumsuz duyguların yoğun yaşandığı çocuklarda, ebeveynler de hatalı tepki verirse depresyon, kaygı ve uyum bozuklukları gibi ruhsal rahatsızlıklar gelişebiliyor.”
KARNESİ İYİ İSE BUNLARI YAPMAYIN
Dr. Bellibaş, iyi karne karşısında takınılması gereken davranışlar hakkında ise şunları aktardı: “Notların şimdilik iyi, bakalım sene sonunda da bu kadar iyi olacak mı, çok merak ediyorum.” Bu tür yaklaşımlar, çocuğun performans kaygısı yaşamasına yol açıyor.
Başarısızlığın tek sorumlusunun çocuk olmadığı unutulmamalı.
Başarısızlığın tek sorumlusunun çocuk olmadığı unutulmamalı.
• “Sen şimdi bu notlara güvenip ders çalışmayı bırakırsan notların hemen düşer, bunlara hiç güvenme” gibi sözde çocuğu şımartmamaya dönük cümleler öfke ve güvensizlik duymasına neden oluyor.
• “Bak sen Mert’ten daha yüksek almışsın. Bir de onun çalışkan olduğunu söylüyordun.” Bu şekilde, çocuğun başarısının başkalarının notlarına kıyasla daha iyi olduğunun söylenmesi hatalı bir davranış biçimi. Bu tavır, çocuğun yaşıtlarıyla arasında sağlıksız rekabet duygusu gelişmesine neden olabilir.
• “Geçen yıl notların Cemre’den düşüktü. Bu sefer matematik dersinden daha yüksek not almışsın. Üzülme sırası onda.” şeklinde, çocukların rekabet duygusunu arttırmaya dönük sözler ise ileride performans kaygısı yaşamasına ve sürekli kendini başkalarıyla kıyaslamasına neden olabiliyor.
ÖDÜLDE DE AŞIRIYA KAÇMAYIN
Notları yüksek olan bir çocuğun başarısının ve yarıyıl içindeki çabasının övülmesi gerekiyor. “Ancak bu övme, çok coşkulu ve aşırı ödüllendirmeyle değil, daha çok sözel ve duygusal ifadelerle olmalı” diyen Dr. Emel Bellibaş’a göre çocuğa yaklaşım şöyle olmalı: “Çalışkan ve mutlu bir çocuk olman beni sevindiriyor’ veya ‘senin gösterdiğin başarı beni gururlandırıyor’ gibi olumlu duyguların ifadesi, çocuğu başka alanlarda da başarılı olma konusunda motive edecektir.”
Kaynak:ntv.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.