İsyan ettiren olay için milletvekilleri devrede...
Milliyet’e konuşan milletvekilleri konunun takipçisi olacaklarını vurguladı
Ankara’da ilkokulda epilepsi hastası otizmli M.F.D. (8) adlı erkek öğrenciye öğretmeni tarafından şiddet uygulandığına dair görüntüler Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Olayın ardından çocuğu şiddet gören Pınar Doğan D., şiddet uyguladığı iddia edilen öğretmen hakkında suç duyurusunda bulundu. Kadın öğretmenin öğrencisini itip sandalye fırlattığı cep telefonu görüntüsü de delil olarak savcılığa teslim edildi. Mili Eğitim Bakanlığı da olayla ilgili yazılı açıklamada bulunarak, söz konusu öğretmenin görevden uzaklaştırıldığını, olayla ilgili soruşturma açıldığı bildirildi.
'MELEK GÖRÜNÜMLÜ ŞEYTAN'
Kendisi de bir ilkokulda sınıf öğretmeni olarak görev yapan anne Pınar Doğan D., Milliyet’e konuştu. Oğluna 3,5 yaşında otizm teşhisi konulduğunu belirten anne, şiddetle ilgili “Hiçbir canlıya, hayvana dahi yapılamayacak bir eziyetti, istismardı” dedi. Pınar D., “Bakanlığımız çocuğumuza sahip çıktı. Ben de engelli çocukların sesini duyurabildim bu şekilde. Benim amacım oğlum gibi olan çocuklara dokunabilmekti” diye konuştu. Pınar D., şunları söyledi: “Ben de sınıf öğretmeniyim. Çocukları sevmeye kıyamıyorum. Hepsi melek. (Şiddet uygulayan öğretmeni kasdederek) O Melek görünümlü şeytan. Çünkü gayet hanımefendi, sakin görünüyordu. Kadrolu, alan mezunu bir öğretmen. Profesyonel olması gereken, mesleğinin en verimli olacağı zamanlarda benim oğluma en iyi dokunacağını düşündüğüm öğretmen gibi zannettim.” Olayın ardından diğer velilerin de savcılığa giderek şikayette bulunduğunu belirten Pınar D., şunları söyledi: “Hepimizin çocuğunun üzerine suç atıyormuş. Çocuklardan birinde bir darp olduğu zaman arkadaşlarının yaptığını söylüyormuş. Biz çocuklarımızın bir şekilde birbirini incittiğini düşünüyorduk ancak öyle değilmiş. İçinde şiddet duygusu olan, çocukları sevmeyen öğretmenlik yapmasın. Gerekirse psikolojik bir taramadan geçirilsin. MEB bunu yapabilir” dedi.
KOCA: İNSANLIK AYIBI
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede ”Sağlıkta şiddet kabul edilebilir bir şey değil. Hele ki otizmli birisine şiddet asla kabul edilebilir bir durum değil. Hiçbir şekilde bir vicdanda kabul edilebilirliği mümkün olamaz. Bu bir insanlık ayıbı” dedi.
'TAKİPÇİSİ OLACAĞIM'
Engelli bir çocuk sahibi olan AK Parti Kayseri Milletvekili Hülya Nergis de, “Öğretmene mutlaka bir ceza verilmesi gerekir. Toplumun vicdanını yaralayan bir olay. Önemle, dikkatle ele alınmalı. Bu çocuklar bizim geleceğimiz. Üstelik engelli çocukların bu tür şiddetle karşılaşması çok daha büyük sıkıntılara neden oluyor. Ben de bir engelli çocuk annesi olarak takipçisi olacağım” dedi. Engelli, otizmli ve down sendromlu çocukları olan ailelere seslenen Nergis, “Çocukların vücutlarına darp izi var mı, şiddete maruz kalmış olabilir mi diyerek kontrollerini yapmalılar. Bu çocuklarla ilgilenecek, eğitim verecek öğretmenlerin, idarecilerin hassasiyetle belirlenmesi gerek. İnsandan kıymetli bir varlık yok; çocuklarımızdan daha kıymetli hiçbir şey yok” diye konuştu. Havale geçirdikten sonra engelli olan bir kız çocuğunun annesi olan AK Parti Bursa Milletvekili Vildan Yılmaz Gürel de, “Sadece bir çocuğa değil tüm insanlığa karşı yapılan şiddet. Vicdansızlık. Yasal süreçler başlatıldı” açıklamasında bulundu.
'UZMAN TAYİN EDİLMELİ'
Otizm Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Ergin Güngör, şunları kaydetti: “Bakanlığın bütün özel eğitim sürecine dair öğretmenlerini, gerek özel eğitim öğretmenlerini gerek sınıfında kaynaştırma öğrencisi olan diğer her birini eğitimden geçirmeleri lazım. İhtiyaç duydukları her anda ulaşabilecekleri bir üst uzmanı tayin etmesi lazım. ‘Alo ben çocukta bunla karşılaştım ne yapmam gerekir’ diye. bir danışmanlık mekanizması yok. Bu çocukların eğitim gördüğü okullarda yardımcı öğretmen, sıkıştığı anda yardımcı olabilecek bir personelin tayin edilmesi gerekiyor.”
'OKUL ÇAĞI DRAMA DÖNÜŞÜYOR'
Otizm tanısı alan bir kız çocuğu olan CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, Milliyet’e açıklamalarda bulundu. Arık, şunları söyledi:
“Aileler ve otizmli çocuklar için okul çağı bir dram. Bu çocuklar hiperaktif, kreşteki öğretmenler nasıl davranacaklarını bilmiyor, ‘alın bu çocuğu götürün’ diyorlar. Bu çocuklara eğitim verebilecek bir okul bulamıyorsunuz. Okul bulduğunuz zaman da hiçbir okul bu çocukları kolay kolay almak istemiyor. Bu çocuklarımız için kaynaştırma eğitimi ve bunun öncesinde özel eğitim alt sınıfları var. Belli bir seviyeye geldikten sonra çocuklar kaynaştırma eğitimine yani kendi akranlarıyla birlikte aynı ortamda bulunup onlarla eğitim almaya başlıyor. Bu çocukların da en büyük ilacı bu; doğal gelişen akranlarıyla birlikte olup onları rol model olarak kabul etmeleri. Hiçbir öğretmen otizmli çocuğun sınıfında olmasını istemiyor. Çünkü ona nasıl davranacağını, nasıl eğitim vereceğini bilemiyor. Öğretmenler istese de bazı veliler istemiyor. Veliler kendi çocuklarının okul başarısının düşeceği ve psikolojilerinin etkileneceği endişesini yaşıyor. Sınıfında otizmli çocuk bulunan öğretmene ek ödeme yapılsa, maddi ve manevi teşvikler verilse bu sorunlar yaşanmaz.”
Kaynak:Milliyet
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.