Defne ERARSLAN

Defne ERARSLAN

Herkesin bir psikiyatriste mi ihtiyacı var?

Herkesin bir psikiyatriste mi ihtiyacı var?

Birilerinin "Herkesin size gelmesi gerek" demesi biz psikiyatristler için iyi bir şey olmalı diye düşünüyor olabilirsiniz. Ama ben buna katılmıyorum. Nedenini anlatayım...


Kapıyı kilitleyip kilitlemediğinizi iki kez kontrol ediyorsunuz. Geceleri uyku ile uyanıklık arasında bazen hayal görüyorsunuz. Rüyanızda patronunuzu öldürdünüz. Çok yorgun olduğunuz dönemlerde çok iyi bildiğiniz isimleri hatırlayamıyorsunuz. Küçük bebeğinize bir şey olacak diye geceleri uyanıp nefesini  kontrol ediyorsunuz. Çok üzüldüğünüz bir olaydan sonra bir hafta hiçbir şeyden keyif almadınız.

Acaba deli olabilir misiniz? Psikiyatriste ihtiyacınız mı var?

Bir kişiye psikiyatrist olduğumu söylediğimde, en sık aldığım tepkilerden biridir: "Aslında hepimizin bir psikoloğa gitmeye ihtiyacımız var! Herkeste biraz delilik var. "

Yeni uzmanken, bu sözlere uzun uzun cevap vermeye çalışırdım. "Şimdi, ben bir kere psikolog değil psikiyatristim. Herkesin farklı alanları olsa da, psikiyatristler genelde psikiyatrik bozukluklar ile uğraşırlar. Psikiyatrik bozukluk demek, psikiyatrik belirtilerin kişinin günlük hayatını etkilediği, potansiyelini gerçekleştirmesine engel olduğu durumlardır.Herkeste zaman zaman bir takım psikiyatrik belirtiler olur. Bu belirtilerin hepsi bir psikiyatrik hastalığa  işaret etmez. Yani siz her öksürdüğünüzde kulak burun boğaz doktoruna gitmiyorsunuz. O zaman kapı kilidini iki kez kontrol ettiğinizde de  psikiyatriste gitmenize  gerek yok. Ama her gün, kapı kilidini defalarca kontrol etmekten dolayı otobüsü kaçırıyorsanız, veya kontrol etmediğinizde sabaha kadar uyuyamıyorsanız, bu durum sizin işlevselliğinizi etkilemeye başlamış demektir. İşte o zaman psikiyatriste gidin"
Bu kadar laf kalabalığından  sonra sanırım bana  "Herkesin size ihtiyacı var" diyenler beni pek sevmiyorlardı. Ama zaman insanı büyütüyor.   Aradan geçen 16 yılda biraz olgunlaştım gibi  (Hayır, yaşlanmadım. Büyüdüm ve deneyim kazandım) .  O yüzden şimdi birisi bana bunu dediğinde gülerek "Yaa evet haklısınız. Ama asıl bize gelmesi gerekenler gelmiyor!" deyip geçiyorum.

Şimdi, aslında psikiyatrinin önemli sorunlarından birisi, gerçekten de bize gelmesi gerekenlerin gelmemesi, gelememesi (Ne kadar güzel bir dilimiz var, bir harf ile yakaladığımız nüansa bakın!) . Bu durumda birilerinin "Herkesin size gelmesi gerek" demesi biz psikiyatristler için iyi bir şey olmalı diye düşünüyor olabilirsiniz. Ama ben buna katılmıyorum. Herkesin günlük hayatta yaşadığı sorunlara hastalık, delilik dediğinizde, bunları daha şiddetle yaşayıp  acı çeken insanlar da  "bu kadarcık sorun herkeste varmış, kimse bunun için doktora gitmiyor. O zaman ben kimseden yardım istemesem de olur" sonucuna varıyorlar bence.

Bu konuda beni bıraksanız sayfalarca yazarım. Ama birtakım dikkatli arkadaşlarım, yazılarımı biraz uzunca bulduklarını söylediler. O yüzden siz sevgili internet okurlarının pek de fazla olmayan sabırlarını daha çok zorlamamak için bu yazının ana mesajını veriyorum: Evet sevgili okurlar, bizler psikiyatristiz ama iş arkadaşlarımız olan psikologları çok sevdiğimiz ve de birçoğumuz hastalıklarla uğraşmanın dışında günlük sorunlarla ilgili de kişilere terapiyle destek olduğumuz için bize psikolog demenize takılmıyoruz. Birçok kişinin ciddi hastalıklar yaşamalarına rağmen psikiyatriste gitmemesi çok üzücü. Ama her üzüntü, her takıntı psikiyatrik bir sorunun göstergesi değil. Biraz çılgın veya değişik bir tarafı olan herkes de deli değil. Ama yeni başlayan, sizi çok rahatsız eden ve günlük hayatınızı olumsuz etkileyen bir psikolojik belirtiniz varsa,  lütfen çekinmeden bize başvurun.  Bize başvurduğunuz için deli olmazsınız, ayrıca mümkünse hemen "ilaç iç" de demeyiz.

O zamana kadar, kapınızı iki kere kontrol etmenizde ya da RÜYANIZDA patronunuzu öldürmenizde bizce hiç bir sakınca yok!  Aynen devam edin.

Bu yazı toplam 9032 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Defne ERARSLAN Arşivi