Hayalden Gerçeğe Çizgi Filmler

Hayalden Gerçeğe Çizgi Filmler
Resimlerin hayallerin, çizgilerin bir araya gelmesiyle oluşan çizgi filmler, farkında olmadan çeşitli sosyal yaşam ve kültürleri empoze eden bambaşka bir dünya olarak görülmektedir.

Nazmiye Ünlü*


Karikatür çizgisinin alanlarından biriside Çizgi Film dünyasıdır. Sinemanın peşi sıra ortaya çıkan, görsel medyanın büyümesiyle gelişen ve bilgisayar çağında geriye ulasan bir uğraştır. Çizgi filmler her milletin kültürlerinin, dinlerinin, dillerinin, gelenek ve göreneklerinin ülkemize taşınmasını sağlamaktadır. Böylece kendi kültür ve geleneklerimizden gün geçtikçe uzaklaşmaktadır.

Çoğunlukla dergilerde, gazetelerde, haberlerde görülen üzücü olaylar çok uzak ve başımıza gelmez zannedilir. Resimlerin hayallerin, çizgilerin bir araya gelmesiyle oluşan çizgi filmler, farkında olmadan çeşitli sosyal yaşam ve kültürleri empoze eden bambaşka bir dünya olarak görülmektedir. Mesela; Norveç’te Ninja Kaplumbağalar filmden etkilenen 2 çocuk, arkadaşlarını tekmeleyerek öldürmeleri, ABD’de 13 yaşındaki Mitchel Jackson, Westsite Ortaokulunda önce yangın alarmını çalıp, ardından gizlendiği çalılıkların arasından arkadaşlarına ateş saçması, yine ABD’de 18 yaşındaki genç kızın çetesiyle beraber bir aileyi hunharca öldürmüş olmasının arkasında neler olabilir? Bu masum çocuklar neden bu hale geldiler?  Yine bizim ülkemizde Pokemon filminin sonucunda maalesef acı gerçek, 2 çocuğumuzu kaybettik. Bununla ilgili olarak çocuklar taso almak için okullarda dersi bırakıp, karaborsa ya girmişlerdir. Çocukca oyunlar hırsa dönüşünce evden para çalmanın ve kumar alışkanlığını temelini oluşturuyor. Birileri rant peşinde koşarken, olan bizim çocuklarımıza oluyor. Derin yaralar ve psikolojik sorunlar.. Çocukluk zaaflarından yararlanarak ve gelecek nesillerin ruh sağlığını heder etme uğruna da olsa.

Çocuklar günde 3-4 yaşından başlayarak 12-14 yaşına kadar ortalama 1-2 saat çizgi film izlemektedirler. Bununla beraber  çocukların yetişkinlerle beraber izlediği filmlerde  düşünülürse, onların yoğun savaş, ölüm, cinsellik ve şiddet bombardımanına maruz kaldığı aşikardır. Araştırmalar sık sık şiddet, savaş sahnesi izleyen çocukların başkalarının acılarına karşı duyarsız,  çevresine karşı daha endişeli ve daha saldırgan olduğunu gösteriyor. Aşırı TV. izleyen çocuğun ruhsal ve fiziksel sağlıkları tehdit altında olduğu, çocukların uyku bozuklukları depresyon ve hiper aktivite gibi sorunlarda izlediği filmlerin etkisi oldukça fazladır.

Çocuklar, hayal ile gerçek kavramını tam olarak ayırt edemedikleri için taklit ederler. Düşmanca duygular taşımasalar bile örnek aldığı karakterin, saldırganca davranışlarını uygulamaya çalışırlar. Ayrıca bazı çizgi filmlerde film kahramanlarının cinsiyet kavramları yoktur ve belli değildir. Bu da tehlikeli durum arz etmektedir. Bu durum çocuğun psikolojik olarak tüm hayatını etkiler. Çocuklar soyut kavramını tam algılayamadıkları için, film kahramanlarının halleri ve olağan üstü yönleri, onları olumsuz yönde etkilemekte ve film kahramanı gibi olmak istemektedirler. Bu hususta çizgi film yapımcılarına büyük işler düşmektedir. 

Buraya kadar yazılanlardan dolayı çizgi filmlerin sürekli kötü mesajlar verdiği sanılmasın. Mesela Susam Sokağı, Arı Maya, Şeker Kız vs. gibi filmler. Bu tür filmlerde sevgi yardımseverlik mesajları vermektedir. Mesela, Finlandiya’da 6 yaşındaki Nike Tahsen nehire düşen arkadaşı Tukka Klaus’u çizgi filmlerde gördüklerini, uygulayarak kurtarması nedeniyle  madalya alarak ülkesinde Milli Kahraman ilan edildi. Bu alanda başarı göstermiş bir diğer film de Susam Sokağı. Günümüzde yetişkinlerin bile Susam Sokağı denince olumlu bir kaç söz söylediği “sev dünyayı, açılır her kapı işte susam sokağı” parolasıyla çocukları hatta yetişkinlerin bile ekran başına çekmeyi başarmıştır.

Sonuç olarak şunu diyebiliriz ki hayatı yeni tanımaya başlayan çocuklar, gördüğü ve sevdiği her şeyi taklit etmesinden dolayı, çizgi filmler pozitif etki bırakmalı yani yardımseverlik, barış, sevgi ve kendi kültürümüzü yansıtan programlar olmalıdır. Çocuğu negatif yönde etkileyen, şiddet, ölüm, savaş kavga mesajları veren programlar olmamalıdır. Anne ve babalar da olumsuz etkisi olan filmleri çocuklarına izlettirmemelidirler. Şayet, çocuk izlediği film hususunda ısrar ederse anne ve baba beraberce izlemeli, olumlu ve olumsuz etkilerini tartışabilmelidir.


*tuketiciler.org

Bu haber toplam 9046 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum