Güçleri hekime yetiyor askere değil
TBMM’NİN GÜCÜ HEKİMLERE YETİYOR ASKERE DEĞİL
Tam gün yasası ciddi tartışmalardan sonra komisyondan geçti. Ekim ayından sonra TBMM’ den geçmemesi için bir sebep yok.
Böyle bir kanun çıkması için her türlü gerekçe hazırdı. Üniversitelerin hali perişan… Pek çok öğretim üyesi kliniklere turist gibi uğruyor. Sadece ders anlatıyor öğle 12.00’den sonra akademik mesai bitiyordu. Hastalar ancak muayenehane şartlarında istediği uzmana ulaşabiliyor.
Muayenehanelerin poliklinik gibi çalıştığı bir düzen devam edemezdi. Hekim çıkarı ülke çıkarından önce olmamalıydı. Hekimler kendi kendilerini düzeltemediler. Herkesin kazanacağı bir formül bulamadılar.
Radikal ve eleştiriye kendini kapamış bir bakan geldi, hükümet ve meclis desteğini arkasına aldı. Türkiye’nin tarihi sıkıntısına el attı. Mevcut durum devam etmezdi, ancak yeni durum işleyecek mi bilemiyoruz?
Devlet içinde devlet gibi Genelkurmay
Aynı sorun askerler içinde geçerli. Mevcut durum devam edemez. Siyasetin içinde bir Genelkurmay. TBMM onu denetleyemiyor. Kimseye hesap vermiyor. Kendi müfettişini kendi seçiyor. Kendi hakimini kendi tayin ediyor, kendi yüksek yargısını kendisi kuruyor. Kendi hakimini kendisi istediği gibi atıyor.
Hukuk denetiminden adam kaçırarak Yüksek Askeri Şura yolu ile TSK’dan ihraç ediyor. İç güvenliğin yüzde doksanını Jandarma yolu ile kendisi kontrol ediyor. En büyük vatansever kendisi gibi davranıyor. Kendisi gibi düşünmeyene cadı avı başlatıyor ve YAŞ yolu ile tasfiye ediyor.
Kendisi gibi düşünen ama imza oyunları ile bir şeyleri saklayan Kurmay Albayı sorgulamıyor. 12 Eylül 1980’de yönetimin başına geçince bir günde anarşiyi bitiriyor. Sanki şimdiki terörü bitirmek için de yönetimin başına geçmeyi bekliyor gibi. Genelkurmay Başkanı omuzu ile konuşan başbakan gibi güce sahip.
Asimetrik Psikolojik Savaş da düşman vardır bu konu MGK gündemine girmeli
Sayın Genelkurmay Başkanı hiç özeleştiri yapamıyor ve hiç değişmeye niyeti yok gibi. Sayın İlker Başbuğ’un konuşmasını dinledik. Sık sık samimiyet vurgusu yaptı. Asimetrik Psikolojik Savaştan bahsetti. Asimetrik Savaşta düşman vardır. Eğer asimetrik psikolojik savaş varsa düşman kavramları tanımlanır. Samimiyet bu düşmanları açık tanımlamak gerektirir.
Asimetrik Psikolojik savaş eski tabiri ile Gayri Nizami Harp (GNH) konseptinde ülke psikolojik, ekonomik olarak işgal edilebilir gibi bulanık bir kavramdan söz ediliyor.
Geçen yıl 3 Haziran 2008 tarihinde basına yansıyan o dönemin Genlkurmay Başkanını Sayın Büyükanıt’ın da doğruladığı bir taslak halen bakanlar kurulunda olduğu söyleniyor. Bu yönetmelik tam anlamı ile darbeye hazırlık yönetmeliğidir.
İşte gerçekte toplumun bir kesimini ‘karşı taraf’ olarak olarak tanımlamak asimetrik psikolojik savaştır.
- Düşman tanımlaması yaparak TSK içinden yargısız infazla subay tasfiye etmek asimetrik savaştır.
- Köşe yazarlarını makama çağırıp yazı yazdırmak, telefonla manşet attırmak asimetrik savaştır.
- Darbeyi seçenek olarak düşünmek asimetrik savaştır.
- Şartlar hazır olunca darbe yapılabilir demek asimetrik savaştır.
- Mevzubahis vatansa gerisi teferruat diyerek bahane oluşturup siyasete müdahale etmek asimetrik savaştır.
TSK devlet içinde devlet gibiydi şimdi savunma psikolojisi içinde ve kalesine çekildi. Dünyanın değiştiğini göremiyor. Değişim üretimi yapamıyor. Ancak toplumda değişim talebi artarsa değişmek zorunda kalır.
TBMM tatile girdi vekillerimiz Anadolu'ya dağıldı
Vatandaşlarımız şahsi kaygılar yerine özellikle farklı düşünen milletvekilleri veya ordu mensupları ile konuşup değişim taleplerini iletirlerse değişim hızlanır.
Tam gün yasası ile hekimleri hizaya getiren TBMM artık darbe hukukunu değiştirerek askerleri asli görevine çekebilecek mi göreceğiz. Ya asker kendi kendini düzeltecek ya TBMM onu düzeltecek. Bu dönem olmasa da ergeç olacak.
Asyanın münafıkları batının zalimleri milletle ordunun arasını açmaya bu defa muvaffak olamazlar ümidiyle.
Nevzat TARHAN / Haber 7
[email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.