Geçmişin çılgın, günümüzün hiperaktif çocukları

Geçmişin çılgın, günümüzün hiperaktif çocukları
Geçmişte çılgın diye adlandırılan onca çocuk bugün hiperaktivite tanısını alıyor. Hiperaktivite tanısı her ne kadar 7 yaş sonrasında okulla birlikte fark ediliyor olsa da başlangıç yaşı ilkokul sürecinden çok önceye dayanır.

Evde yaramaz çocuk diye adlandırdıklarınız okul ile birlikte kural ve sınırı öğrendiklerinden, çoğu evde ve okulda farklı davranışlar sergilemektedir. Annelerin ‘Evde eli dursa ayağı durmuyor.’ dediği çocuklar için ‘Okulda süt dökmüş kedi.’ şikayetleri ile çok karşılaşırız.

Bu önemli iki ayrım ise; evde ve okulda farklı davranışlar sergileyen çocuğun ailesi tarafından hiperaktif çocuk diye etiketlenmeden önce kural ve sınıra ne kadar hakim olduğunun gözden geçirilmesi gerektiğidir. Kuralları bilmeyen çocuk nerede durması gerektiğini de bilmiyordur ve sınırları aşmaya oldukça müsaittir. Öğretilen kurallar sonrası davranışları normal seviyede olan çocuklar için tanı asla hiperaktif çocuk değildir. Gözlem yapan öğretmenler, kurallara ayak uydurmayan çocukların ailelerine ön bilgilendirme yaparak sürecin takipte olması yönünde ciddi ipuçları verirken, ailelerin bu konuda daha temkinli davranmalarıyla erken tanı erken müdahale süreci başlamış olur. Tanının koyulabilmesi için en az iki ortamda davranışların gözlenmiş olması gerekmektedir. Okul başarısını etkileyen ve en az 6 aydır var olması bir başka tanı kriteridir. Tanıyı koyacak kişi bir öğretmen ya da veli değil, alanında uzman bir psikiyatridir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu bir hastalıktır yani yaramazlık değildir.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin 3 boyutu

Dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik olmak üzere 3 koldan tanı almaktadır. Dikkat eksikliği; dalgınlık, çabuk sıkılma, uzun süre bir şeyle ilgilenememe, öğrenmeye karşı ilgisiz ve zaman yönetimi yapamayanlar, hiperaktivite; çok hareketlilik, otururken yorulduğunu ifade edenler, dürtüsellik ise; ani çıkışlar ile sırasını bekleyemeyenler, düşünmeden davranışı sergileyenler şeklindedir. Önce dürtüsellik tedavi edilmelidir çünkü hep haklı olduğunu düşünen çocuk ilerde davranış bozukluğu geliştirebilir.


hiperaktivite-2-e1501190142961.jpg


Bebeklikten yetişkinliğe süreç nasıl işliyor?

Bebekken huysuz, sürekli ağlayan, uyku problemi olan, oyun döneminde ise aşırı hareketli çocukların aileleri iyi bir gözlemci olup sürecin takibini yapabilirler. Okul dönemine başlayan çocuk kendini daha çok belli eder çünkü belirtiler öğretmen tarafından aileye iletilmiştir. Çabuk sıkılan ve bir türlü derse oturamayan çocuk için geç kalmadan önlem alınmalıdır. Ergenlikte ise oldukça zorlanan çocuklar dürtü sorunlarıyla daha ön plandadır. Tehlikeli gruplara dahil olabilir ve kendine zarar veren davranışlarda bulunabilirler. Yetişkinlerde ise duygudurum değişimleri çoktur ve öfke patlamaları yaşarlar. İlgi alanları sürekli değişir ve bağımlılıklara rastlanabilir.

Ne zaman yardım alınmalı?

Çocuğun riskli davranışlar sergilediği düşünülüp hayati tehlikesi olduğuna inanıldığı durumlarda 1 yaşında bile olsa destek alınmalıdır. 1 yaş çocuk için dikkat eksikliği tanısı yeterli olmasa da dürtüselliğe bakılabilir. Okul yaşındayken gelen tüm şikayetler aileler tarafından dikkatlice takip edilmelidir. Ailenin dikkat eksikliği ve hiperaktivite oluşumunda hiçbir rolü olmazken, tanıyı aldıktan sonraki süreçte anne babanın rolü oldukça önemlidir. Aileler bilgi kirliliğini ancak kendilerini psikoeğitim ile destekleyerek aşabilir. Tedavi kısmında ise ilaç mı, psikoterapi mi, psikoeğitim mi, yoksa özel eğitim mi kararını psikiyatri vermelidir.

Çocuğunuza vakit ayırın!

Dikkat eksikliği ön planda olan çocukların aileleri; çocuğun ve ailenin de aktif olabileceği aktiviteler yaparak sürece destek verebilir. Hiperaktivitesi ön planda olan çocuklar için de enerjilerini dışa vuracakları uygun ortamlar hazırlamak gerekmektedir. Dürtüsellikte ise çocuğun kurallara uymada zorlandığı ve zaman aralıklarının yavaş yavaş uzatılacağı, neden - sonuç ilişkisinin netleştirildiği anlaşmalar yapmak gerekmektedir.

Kaynak

Bu haber toplam 2037 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.