Erkek şiddeti 48 günde 27 kadını öldürdü
Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi’nde; Kadına Yönelik Şiddetin, kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı ve bir kadına sadece kadın olduğu için yöneltilen ya da orantısız bir şekilde kadınları etkileyen bir şiddet olduğu belirtiliyor.
Erkek egemen zihniyetten beslenen bu şiddet, kadının sosyal ve ekonomik alanda yoksun bırakılmasına neden olmaktadır. Erkek ile kadın arasındaki eşitsizliğin de bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.
Ülkemizde kadına yönelik şiddet ve her türlü ayrımcılık, eril söylemlerle, dini referanslarla ve de vahşi kapitalizm uygulamalarının yanı sıra ayrımcılık içeren sosyal politikalarla birlikte, kadın ve nefret cinayetleri had safhaya ulaşmıştır. Kadınlara yönelik her türden sömürü, şiddet ve ölüm olarak yaşama biçimi şeklinde dayatılıyor. Bu durum kabul edilemez.
Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri, evden sokağa, sokaktan işyerine, üniversitelere ve toplu taşıma araçlarına kadar giderek yaygınlaşıyor.
Ülkemizde son 10 yılda toplam 4 bin 800 kadın, erkek şiddeti ve saldırıları sonucu yaşamını yitirdi. Bu vahşi kadın katliamının en son kurbanı ise 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ dır. Özgecan Aslan 11 Şubat da erkek terörü sonucu hunharca katledildi.
Bireysel tepkiler sosyal politika talebi olmalı
Özgecan ile birlikte kadın ve nefret cinayetlerinin son bulması gerekmektedir. Kadın, Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans ve İnterseks bireylere karşı işlenen diğer vahşice işlenmiş cinayetler gibi Özgecanı da kurban verdik. Özgecan Aslan’ın öldürülmesinin ardından gerek siyasi erkten gerekse kamuoyu tarafından büyük bir tepki gösterildiği, protesto gösterilerinin gerçekleştirildiğini, sosyal medya ve diğer iletişim araçlarında konuya dair yurttaşlarımızın tepki gösterdiğini görüyoruz.
Toplumun aşırı tepki göstermesine neden olan her olayda olduğu gibi, bu olayda da verilmiş olan tepkinin ilerleyen günlerde azalacağı, tepkilerin somut sosyal politika talepleri haline gelmediğinde kişisel bir tepkiden daha öteye geçemeyeceği unutulmamalıdır.
Kadına yönelik şiddete karşı verilebilecek en güzel tepki (kadın için) insan hakları ve sosyal adaleti temel alan sosyal politika üretmektir
Sosyal hizmet uzmanları, her gün yaşanan kadın cinayetlerinin insan hakları ve sosyal adaleti temel alan bir sosyal politika uygulanmadığı takdirde engelenemeyeceği, şiddetin ve buna bağlı olarak cinayetlerin giderek artacağı ve kadına karşı şiddete karşı verilebilecek en güzel tepkinin kadın için sosyal politika üretmek ve uygulamak olduğu inancındadır.
Sosyal politikanın yemeli insan hakları ve sosyal adaleti korumak olmalıdır
Eşitsizliği toplumun her kesiminde yayan, “aile” kurumu üzerinden her şeyi çözebileceğini düşünen muhafazakâr neoliberal politikaların yerine insanın sadece insan olduğu için haklarını koruyan bir sosyal politikanın oluşturulmadığı sürece kadına yönelik şiddete dair kurumsal hiçbir mekanizmanın işe yaramayacağı ortadadır.
İnsan hakları ve sosyal adaleti temel almayan her bir sosyal politika kararının bir kadının daha öldürülmesine engel olamayacağı unutulmamalıdır.
İnsan hakları ve sosyal adaleti temel alan sosyal politikalar derhal yaşama geçirilmelidir. ” 6284” sayılı aile içi ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla yürürlükte olan yasanın toplumsal düzeyde uygulanmasını sağlayacak tüm tedbirlerin alınmasının yanı sıra koruyucu ve önleyici çalışmalara önem verilmelidir.
Özgecan’la birlikte Kadına, Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans ve İnterseks bireylere karşı işlenen cinsiyet temelli cinayetlerin ve tecavüzlerin son bulması için, Türkiye Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği olarak kadına yönelik şiddetin ve cinsiyet ayrımcılığına yönelik her türlü nefret söylemlerinin karşısında olduğumuzu, Başbakanlık, Sağlık, Adalet, Eğitim, İçişleri ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlıkları ile ilgili tüm kurumları göreve ve Kadın örgütleri başta olmak üzere alanda hizmet veren tüm sivil toplum kuruluşlarını işbirliğine davet ediyoruz.
Kaynak:Aktüel Psikoloji
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.