Diyetisyen ve psikolog gözüyle depresyon tedavisi

Diyetisyen ve psikolog gözüyle depresyon tedavisi
Depresyon organik bir beyin hastalığıdır. Beyindeki bazı önemli maddelerin (seratonin vb) azalması sonucu ortaya çıkar. Bu maddelerin bazen azalması bazen kalitesinin bozulması bazen de tüketimlerinin artması depresyonu tetikler.

Basitçe anlatacak olursak depresyon kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde bozan bir sağlık problemidir. Depresyon kadınlarda %20-26 arasında gözlemlenirken bu oran erkelerde %8-12 arasında gözlemlenmektedir. Depresyonun kadınlarda fazla görülme sebeplerinden başlıcaları; farklı hormonlara , yaşam içi farklı sorumluluklara sahip olmalarıdır .

DEPRESYONUN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Aşagıdaki semptonların birkaçının birlikte görülmesi bize depresyonu düşündürebilir

-Yemek yememek /Tıkanırca yemek yemek

-Aile ilişkilerinde bozulma

-Arkadaşlarla zaman geçirmek istememe

-Dışarı çıkmak istememe

-Kitap okuma, sinemaya gitme gibi basit aktivitelerin çok zor bir görevmiş gibi gelmesi

-Cinsel istekte azalma

-Öz bakımına gereken özeni göstermemek

-Sebepsiz sık sık ağlama

-Kendine olan saygı ve özgüvende azalma

-Kendini değersiz hissetme

-Her konuda kendini suçlar

-Sürekli olumsuz düşüncelere dalar

Bu kriterlerin en az 2 hafta görülmesi gerekmektedir. Tanı için önemli bir kriterdir. Kişi olumsuz duygulardan kurtulmak için kendini insanlardan soyutlayabileceği gibi kendini yemekle teselli etmeye çalışabilir .Bu durumlar normal yemenin çok üst seviyesinde olup tıkınırcasına yemek yemek şeklinde kendini gösterir. Bazen kişi o kadar çok meşguldür ki olumsuz düşünceleriyle bir şey yiyip içmeyi unutur bu durumda tıkınırcasına yemek kadar zararlı bir durumdur .Bu gibi durumlarda psikolojik tedaviyle eş zamanlı olarak beslenme uzmanıyla çalışılmalıdır.

DEPRESYON NEDEN ORTAYA ÇIKAR?

Depresyonun beyindeki önemli maddelerin azalması sonucu ortaya çıktığından bahsetmiştik. Bunun yanında;

-Başka hastalıkların sonucu olarak

-İlaç kullanımına bağlı olarak

-Mevsimsel değişikliklere bağlı olarak

-Kadınlarda doğum sonrası psikoloji

-Alkol kullanımına bağlı olarak

-Sevilen birinin yitirilmesi

Gibi pek çok nedenlerden ortaya çıkabilir.

DEPRESYON TEDAVİSİ EDİLEBİLİR Mİ?

Depresyonla boğuşan çoğu kişi için yardım yolu vardır. Antidepresan ilaçlar ,psikoterapiler çoğu zaman depresyon belirtilerini birkaç hafta içinde şaşırtıcı değişiklikler ortaya çıkarırlar. Doğru bir tedavi ile depresyondaki hastaların en az %80 ‘i tedavi olur. Tedavide unutulmaması gereken husus tedavi bireye özgüdür.

Dengeli bir ruh hali için gerekli olan dopamin, serotonin ve norepinefrin gibi çeşitli nörotransmitterlerin sentezi C vit, B6 vit, D vit, folik asit ve niasin gibi vitaminlerin varlığına ihtiyaç duyar. B kompleks vitaminleri de sinir sisteminin enerjisini sağlayan reaksiyonlarda koenzim görevi gördüğünden büyük önem taşır. Birçok depresyonlu hastada folik asit düzeyleri de düşük bulunmuştur. B12 vitamini yetersizliği olanlardaysa daha fazla depresyon riski saptanmıştır. Depresyonlu hastaların bir çoğunda B6 vitamininin de düşük olduğu görülmüştür. Selenyum tedavisi alan hastalarda da depresyon semptomlarının düzeldiği belirtilmiştir. Depresyonu olan kişilerin önemli bir bölümünde çinko düzeyleri de düşük bulunmuştur.

Bireyin beslenme durumu hem depresyon riski, hem depresyon tedavisi hem de depresyonun yol açabileceği farklı sağlık problemleri açısından oldukça önemlidir. Özellikle depresyonun daha sık görüldüğü kadın popülasyonunda depresyon dönemi beslenme durumunda yaşanan olumsuzluklar aşırı kilo alma ya da kilo verme ile sonuçlanıp kişinin duygu durumunu daha kötüye götürebilmektedir.

İçerdikleri vitamin, mineral ve diğer besin maddeleri nedeni ile, depresyona riskini düşüren ve tedavisine yardımcı olabilen beslenme önerileri şunlardır ;

Balık ve Omega 3

Balık DHA ve EPA gibi omega-3 yağ asitleri içermektedir. DHA, beynin uygun şekilde fonksiyonlarını yapabilmesi açısından son derece önemlidir. Yapılan araştırmalara göre, düzenli balık tüketen kişilerde depresyonla ilişkili endişe, uyku problemleri ve açıklanamayan üzüntü hissi yaşanması gibi semptomlar % 50 oranında azalıyor. Beyin için hayati öneme sahip olan DHA ve EPA yağ asitleri depresyon etkisinin azaltılması ile ilişkilidir. Ton balığı ve somon balığı ise omega-3 yağ asitleri bakımından oldukça zengindir. Balığın yanı sıra, ceviz ve keten tohumu da omega-3 yağ asitleri bakımından zengindir. Yapılan son araştırmalara göre ise kadınlarda düzenli balık tüketimi, depresyon gelişmesi riskini düşürmektedir.

Triptofan içeren Besinler

Vücutta triptofan eksikliği meydana geldiğinde depresyon semptomları ortaya çıkmaktadır. Triptofan, önemli bir nörotransmiter olan serotonin üretilmesi açısından son derece önemlidir.

Bundan dolayı da triptofan, depresyon hissinin azaltılmasına yardımcı olmaktadır. Kümes hayvanları, balık, soya fasulyesi, fındık, fıstık ezmesi, yer fıstığı, susam ve kabak çekirdeği gibi besinler ise triptofan bakımından zengin yiyeceklerdir.

B Vitamini ve Folat

B vitamini bakımından zengin gıdaların tüketilmesi ile, hüzün ve bunalım ile mücadele edilebilmektedir. B-6 vitamini, serotonin içindeki triptofan metabolizması için gereklidir. Ayrıca, folat (B-9 vitamini) ve B-12 vitamini seviyesi düşük olan insanların daha depresif oldukları belirlenmiştir.

Depresyondan muzdarip kişiler için ise, B vitamini ve folat bakımından zengin beslenmek faydalıdır. Fasulye, baklagiller, kümes hayvanları, kabuklu deniz ürünleri, tam tahıllar ve turunçgiller ise B vitamini bakımından zengin yiyeceklerdir.

D vitamini ve Mineraller

D vitamini ile kalsiyum, demir ve çinko gibi gerekli mineraller, depresyon semptomlarının iyileştirilmesinde son derece önemlidir. Kümes hayvanları, yeşil yapraklı sebzeler, balık, badem, et ürünleri ve güçlendirilmiş tahıllar D vitamini ve mineraller bakımından zengin olan bazı yiyeceklerdir.

E Vitamini

Yağda çözülen bir antioksidan türü vitamin olan E vitamini, üzerine yapılan araştırmalara göre, eksikliğinde depresyon hastalarında görülen ortak bir sorun ortaya çıkıyor. Bundan dolayı da E vitamininin depresyona iyi geldiği düşünülmekte.

Tahıl ve ürünleri, süt ve süt ürünleri, kırmızı et, ay çekirdeği, toz acı biber, badem, çam fıstığı, yer fıstığı, kurutulmuş fesleğen ve kayısı, yeşil zeytin, mısır yağı, kanola yağı, soya fasulyesi yağı, aspir yağı, buğday tohumu yağı, ıspanak, brokoli, domates, fındık, fıstık ve keten tohumu yağı gibi besinler ise, E vitamini bakımından zengin olan yiyeceklerden bazılarıdır.

Uzman Diyetisyen Elif Erkin

Uzman Psikolog Burçin Kurtuldu Avcı

Kaynak

Kaynak:Milliyet

Bu haber toplam 2305 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.