Depresyon diş eti sağlığını etkiliyor

Depresyon diş eti sağlığını etkiliyor
Diş Doktoru Ziya Radmand depresyon ve benzeri türde yaşanan mental rahatsızlıkların ağız ve diş sağlığı ile yakından bağlantılı olduğunu söyledi.

Depresif ruh hali ve stresin ağız ve diş eti sağlığını direk etkilediğini belirten Dr. Radmand, kan ve damar rahatsızlıklarının dikkate değer bir bölümünün nedeninin diş eti sağlığına dikkat edilmemesinden kaynaklı olduğunu dile getirdi.

Diş etinin dişleri koruyan bir bariyer görevi gördüğünü söyleyen Dr. Radmand “İnsan ağzında farklı araştırmalar sonucunda ulaşılan verilere göre 300 ila 750 çeşit mikrop olduğu kanısına varılmış. Vücudun bağışıklık sistemi bu mikroplarla mücadele etmek için bazı salgılar salgılar. Diş etinde hastalığa neden olan bu mikroplardır. Diş etiniz zayıfsa veya hastaysa ağzınızdaki mikroplar direk kana karışır ve dolaşım sistemi aracılığıyla başta kalp olmak üzere bu mikroplar vücudunun her yanına yayılır. Buda bir çok hastalığa neden olur” şeklinde konuştu.

Stresli veya depresif bir ruh halinden insan beynindeki hipotalamusunun direk etkilendiğini açıklayan Dr.Radmand konuşmasına şöyle devam etti: “Stres ve depresyon normal olan hormonel dengenin bozulmasını beraberinde getirir. Vücut daha fazla kortizol hormonu salgılamaya başlar stres depresyondan dolayı. Kortizol hormonuna yoğunluklu olarak diş eti suyunda daha fazla rastlanmaya başlanır ki bu şu anlama gelmektedir; eğer birisi yoğun stres altındaysa diş eti etrafında kortizol hormonu çoğalır ve diş eti hastalığı artar. Bağışıklık sistemi ağızdaki mikroplarla yeterince mücadele edemez. Ağızda infeksiyon artar ve hastalıklar oluşmaya başlar. Bu durumu ağızda büyük bir yaranın oluşumu gibi düşünebilirsiniz. Bu ölçüde bir yaranın şayet vücudun başka bir yerinde olsa insanı bir ayda öldürebileceği uzmanlar tarafından sık sık dillendirilir.”

KANSERİM OLULŞUMUNDA AĞIZ SAĞLIĞI BELİRLEYİCİ

Bazı bilimsel araştırmalara göre diş eti hastalıklarının direk kan ve damar hastalıklarına neden olduğunun gözlendiğine dikkat çeken Radmand özellikle pankreas, böbrek, akciğer ve kan kanseri olan kişilerin önemli bir bölümünde ağız ve diş sağlığının direk etkisi olduğunun açık ve ispatlı bir durum olduğuna ifade etti. Dünya nüfusunun yüzde 20’sinde diş eti hastalığının mevcut olduğunu ekleyen Dr. Radmand “Toplumumuzda da ağız ve diş sağlığı konusunda yeterince bilinç yok. Dişler ağrımadıkça dişçiye gidilmiyor ve dişlerin etrafında oluşan taratarların yani diş taşlarının temizlenmesinin yanlış olduğunu düşünüyorlar. Eğer bakım olmazsa diş eti hastalanırsa, direnci düşerse koruyucu görevini tam olarak yerine getiremez. Bu yüzden 6 ayda bir diş etlerinin etrafında oluşan taşları temizlemek gerekir, ayrıca dişleri günde iki kere fırçalamak ve mümkün olduğunca örneğin iki günde bir dişlerin arasındaki mikroplar diş ipi ile temizlenmek gerekir” dedi.

‘DEPRESYON HALİNDE İLAÇTAN KAÇININ’

Depresyon ve benzeri türde rahatsızlıkların diş eti sağlığıyla direk alakalı olduğunu ekleyen Dr. Radmand “Hastalarımının çoğu ile konuşuyorum ve sağlık formlarındaki bilgilere dikkat ediyorum. Bir bölümü depresyon tedavisi görüyor. Şunu açıkça ifade etmekte fayda var. Diş eti sağlığı bir bütün olarak vücut sağlığı açısından çok mühim. Stres ve depresif sıkıntıların öncelikli olarak çözümü kişinin kendi doktoru olması ve kendini ikna etmesi ile alakalı. Bu tür rahatsızlıkları olan kişilerin mümkün mertebe ilaç tedavisinden kaçınmaları lazım” dedi.

Depresyon ve benzeri mental problemleri gidermek üzere ilaçla tedavi olan insanlarda diş eti rahatsızlıklarına daha yoğun rastlandığını sözlerine ekleyen Dr. Radmand “Depresyona düşen bir insan ilk başta doğal olarak kendisine iyi bakmaz. Zaten ağız sağlığı çok önemsenmeyen bir durumdur. Depresyonda olan bir insan sağlıklı gıda almadığından dolayısıyla ağız sağlığı direk bu durumdan etkilenmiş oluyor. İlaç kullanan depresyon hastaları için ise çok daha mühim durumlar söz konusudur. Depresyon ilaçları kullanıldığında ağız suyu miktarını düşürür. Ağız suyu ne kadar fazla olursa ağız ve diş hastalığı riski o kadar azdır” dedi.

TOPLUMSAL SORUNLARI DEPRESYONU BERABERİNDE GETİRİYOR

Türk ve Kürt toplumunun göçmenlikten, ülke özleminden, kültürel uyuşmazlıktan dolayı bir çok sorun yaşadığı ve bu sorunların toplumun ruh haline yansıdığını söyleyen Dr. Radmand ayrıca “Kliniğimde bir çok hastam ile sohbet etme fırsatı buluyorum. Sorunlarından bahsediyorlar. Depresyonda olduğuklarını söyleyenlere soruyorum sebep nedir diye? Bir çoğu aile sorunları , beklentilerinin gerçekleşmemesi, göçmenlikten kaynaklı yaşanan problemlerden bahsediyorlar. Bu sorunlara bir süre sonra insanlarda içe kapanmaya sebep oluyor. Kültürel değişiklikler, ayrılmalar, insanları zaman zaman strese onund ilerisinde depresyona itiyor. Vardığım sonuç bu ve bu konunun konuşulması gerekiyor ki bu durum yani depresyon ağız, diş sağlığı ve diğer rahatsızlıklarla birlikte bir bütün olarak vücut sağlığını etkiliyor. İnsanlarımızın yaşadıkları sorunlara karşı daha dirençli olması lazım ki toplumsal açıdan sağlıklı olalım. Kişisel sağlığımıza ne kadar dikkat edersek, toplumsal açıdan sağlığımız o kadar iyi olur. Depresif hastalıklarda ilaç tedavisi konusunda dikkatli olmak gerektiği kanaatindeyim. Mümkün mertebe ilaçlarla irili ufaklı ruhsal sorunlarımızı çözme yoluna gitmeyelim. Çünkü ilaç bir nevi uyuşturucudur. Kişi en başta kendisinin doktorudur. Dolayısıyla ilaça mahrum kalmadan kendimizi rehabilite edelim” dedi.

Bu haber toplam 7214 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.